17.05.2020
6 yıl sonra...
Aslı'dan:
Melis'in açtığı pencereyle yüzümü buruşturup mırıldandım.
"Uyan uykucu."
"Hiç kalkasım yok."
"Geceye kadar uyumazsan tabi uykusuz olursun."
Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde aynanın önünde saçlarını tanıyordu.
"O projeyi tamamlayıp kendimi kanıtlamasam düğün masraflarına para yetmezdi." Omzunun üstünden baktığında gülümsedi. "Hiç gülme. Hele bir dava almaya başla. Borç olarak bana vereceksin." Dediğimde kıkırdadı.
"Hala ne gerek vardı diyorsun değil mi?"
"Evet avukat hanım. Çünkü o mekana ve düzenlemeye ödeyeceğimiz parayla yatırım yapardık." Yanıma gelip kucağıma oturdu. Ellerini omzuma yerleştirdi.
"Sürekli yatırım yaparak mutlu olamazsınız mimar hanım. Biraz ana para yatırın." Gözlerimi kıstığımda dudağımdan öptü. "Çok mızıkçısın." Omuz silktim.
"Yazık. Yarın bu mızıkçıyla evleneceksin." Kıkırdadığında gülüşünü izledim. Kapı tıklatıldığında kapıya baktık. Deniz biletlerle geldiğinde Melis hiç istifini bozmadı. Şu yedi yıl içerisinde o kadar yakın olmuştular ki kıskanıyordum.
"Bırakın fingirdeşmeyi de biletler burda. Melis sen çantana koyarsın."
"O desene Hollanda'ya gidemeyeceğiz." Dediğimde omzuma vurdu. Güldüm.
"Kız senin gibi dağınık mı sanki?"
"Dağınık olmasa ne yazar? O çantaya beni atsan ben kaybolurum." Melis göz devirip kalktığında devam etti.
"Tamam her neyse hazırlanın da çıkalım bir saat içinde havaalnında olmamız lazım." Kafa sallayıp ayağa kalktığımda çıktı. Camın dibindeki koltuğun üzerindeki kıyafetlere baktım. Giyeceğim şeyleri o seçtiği için çok da sıkıntılı değildim. Ama sürekli siyah giyiyordum.
"Yine mi siyah?" Kafa salladı.
"Yakışıyor." Gülümsedim.
"Biz de sana bordo yakıştırıyoruz ama..."
"Değil mi iç çamaşırında?" Dediğinde güldüm.
***
Uçağa bindiğimizde cam kenarına oturmak için tuttursam da oraya Melis oturdu. İyice kılıbık olduk ha.
Bir şey demeden yanına oturduğumda benim yanıma da Deniz oturdu.
"Ben yatacağım rahat dur." Dediğimde göz devirdi. Melis'e döndüm.
"Şimdi biz evleneceğiz ya." Kafa salladı. "Ben en az altı çocuk isterim." Dediğimde Deniz güldü.
"Oha."
"Gerçekten oha Aslı. Çocuk evlat edinmenin ne kadar zor olduğunu biliyorsun."
"Tamam ilk evlat edindiğimiz çocuktan sonra doktora gidelim."
"Ne diye?"
"Hayatım 21. Yüyıldızdayız. Kadın iliğinden yapay sperm yapılıyor."
"Ne kadar pahalı biliyor musun?"
"Evet. Gerekirse üç yıl çalılır yine de denemek isterim. Tabi senin için de uygunsa. " dediğimde gülümsedim.
"Uygun. Ama iki çocuk yeterli. Bir kız bir erkek."
"Oldu olacak isim de düşünün ayak üstü." Dediğinde dudaklarımı bastırdım.
"Melis zaten Arda'yla Defne ismini düşünüyor." Deyip surat astım.
"Sen istemiyor musun?"
"Ya Arda tamam da kızımın ismini ben koymak isterim."
"Niye?" Diyen Melis'e döndüm. Dudaklarımı yaladım.
"Bilmem. O kadar çok tarih kitabı okudum ki. En eski Türk toplumunda bile kadın kahramanlar var. Ve mitolojiyi seviyorum. Özellikle Asena efsanesini."
"Niye özellikle o?" Diyen Deniz'e baktım.
"Çünkü Asena efsanesinde asıl anlatılmak istenen tek bir Türk bile kalsa... Kolları ayakları da olmasa tekrar aile kurar ve soyunu devam ettirir. Gerçi bugün bazı süperzekalar kurtla insan çiftleşir mi? Derken kurtadam filmlerini ağızlarının suyunu akıta akıta izliyorlar... Bu yüzden Asena." Kaşlarını kaldırıp kafa salladı.
"Güzel isim."
"Öyle güzelim." Dedim Melis'e bakarak.
****
"Deniz nerde bu kız?"
"Ya hazırlanıyor."
"Nikah memuru geldi. Çabuk olun." Dedim kapının arkasından. Al işte sonra niye Aslı gelinlik giymedi. Giymem tabi. Kapı açıldığında mavi elbisesiyle Deniz kapıyı açtı. Gülümseyip içeri girdim. Ağzım açık bir şekilde Melis'e baktım. Hani periler gerçek değildi? Hani melekler görülmezdi? Gülümsediğinde silkelenip kendime geldim. Elimdeki çiçeği uzattım.
"Şuan seni öpmek istiyorum ama iki saat daha beklemek istemiyorum." Dediğimde kıkırdadı. Kollarını açtığında sıkıca sarıldım. Ellerini tuttum. Gözlerinin içine baktım. "Bundan sonra hep birlikteyiz gökyüzüm. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum güneşim." Son bir kez sarıldıktan sonra koluma girdi. Deniz'in yanına geldiğimizde gözüne hava yapıyordu.
"Sakın ağlama makyajın akar." Dediğimde gülüp omzuma vurdu.
"Hep mutlu olun."
"Teşekkür ederim ufaklık. Yanımda olduğun için."
"Ben yanında olurum da biraz daha beklersen nikah memuru gidecek." Dediğinde gülümseyip yürümeye devam ettik.
Nikah kıyıldıktan sonra mikrofonu elime aldım.
"Herkes hata yapar. Bu hataların bazısı büyük bazısı küçük olsa da hatadır. Sanırım benim en büyük hatam aşka aşık olmaktı." Gülme sesleri geldiğinde devam ettim."Ciddiyim şu ana kadar kalbim hiç boş durmadı." Dedi Denizle Melis'e bakarken. "Aşk öyle boktan duygu ki. Beynini kullanamıyorsun. Ne olacaksa olsun diyorsun. Ve sonunda genellikle kaybediyorsun. Ben de kaybettim. Ama bazı kayıplar. İnsana başka şeyler kazandırabiliyor. Bunun en büyük örneği nikah masasında oturan şu iki güzel kadın. Deniz'i kaybettim. Başta... Sonra Melis'i kazandım. Bir daha hiç Deniz'in yüzüne bakabileceğimi sanmazken eskisinden daha yakın olduk. Tabi bunda Melis'in bffi olmasınında payı vardır." Güldüm. "Yani bazı hatalar kazanca dönüşür. Acı çeksen de tecrübe kazanırsın mesela. Bu yüzden pes etmeyin. Vazgeçmeyin... Sevmekten, saygı duymaktan... Zor evet. Acıyacak, kanayacak ama daha sonra yepyeni bir hayata yol alacaksınız. Ben de öyle yaptım. Ve bu yolculuğumda bana destek olan yol arkadaşlarıma kaldırıyorum kadehimi... Kemal'e, Mert'e, Deniz'e, Burak'a ve biricik eşime. Nefesim kesilene kadar yanınızda olacağım." Dedim Melisle Deniz'e bakarken. "Arkanızı toplayacağım." Dedim Mertle Kemal'e bakarken. "Çünkü dostluk böyle bir şey. Bir aşk kaybettim. Paha biçilemez dostluklar kazandım. Bu yüzden en çok da size. Sonsuza kadar aynı kalalım."
>>>>>
Sona yaklaşıyoruz bakalım bizi neler bekliyor...
![](https://img.wattpad.com/cover/216185025-288-k626412.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü
Chick-Lit(Kaktüs ve Lavinia'nın devam kitabıdır) Kanayan kalpler için mutlaka bir çözüm vardır. Önemli olan yaralarımızı bağlayan bir eş bulabilmekte. Aslı içinde kendine zarar veren bu aşktan kurtulmak için doğduğu, büyüdüğü yeri bırakır, dostlarını bırakır...