Sabah şaşırtıcı derecede enerjik bir şekilde uyanmıştım. Güzel bir kahvaltıdan sonra müzik eşliğinde güzelce ev temizliği yaptım. Ah ah! Keşke zamanında annemi dinleseydim de biraz ev temizliği nasıl yapılır öğrenseydim. Tüm ilgimi yemeklere vermek iyi güzel ama temizlik de önemli yani.
Temizlikten sonra ılık bir duş aldım. Yaz günlerinin vazgeçilmezi ılık duşum...
Meyve tabağından bir üzüm alıp çantamı koluma taktım. Anahtarı yuvasından çıkarıp kapıyı açtım. 2 kere çevirip kilitledim kapıyı.
Aşağı doğru inerken birinin elindeki kutuyu düşürdüğünü gördüm. kutudan dökülen plastik bibloları topluyordu. Kendimi tutamayıp adamın yanına yardıma gittim.
Yere düşen eşyalarını toplamasına yardım ederken merakıma yenik düşüp adamın kim olduğuna baktım. Keşke yardım etmeseydim. Bu adam Gökhan ile beraber gittim kafede bana bulaşan adamdı. Hemen elimdeki bibloları olduğu yere bırakıp ayağa kalktım. Kafasını kaldırıp bana baktı. Kim olduğumu anlayınca gülümsedi.
"Ben sana ne demiştim Prenses? Bir daha karşılaşırız demiştim. Bak dediğim gibi oldu. Aynı apartmanda oturuyoruz. Bakıyorum ki senin o ayı yok burada. Yani artık başabaşayız."
"Bana Prenses demeyi kes! " İğreniyorum bunun gibi adamlardan. Bir kere de bir kıza sarkıntılık yapmasanız olmuyor zaten değil mi?
Bir şey demeden yanından geçerek gittim. Sinirle merdivenlerden inerken son basamakta ayağım döndü. Düşmemek için korkuluklara tutunsamda ayağımın acısını yüreğimde hissetmiştim. Keşke şuan yanımda Gökhan olsaydı da o merheminden verdeydi yine. Tıpkı ilk taşındığım gün gibi...
Bir an duygulandım. Anılar gözümde canlandı. Sonra Gökhan gözümün önüne geldi. Garip ama özlemiştim onu. Neden yeni tanıdığım birisini özlüyorum? Belki de bendeki yerinden dolayıdır. Sonuçta o Diyarbakır'daki ilk arkadaşım. İlkler güzeldir, özeldir.
Apartmandan çıkarken çantamdan telefonumu çıkardım. Bir taksi çağırıp hastaneye gittim.
Odama geçerken elimde titreşen telefonuma baktım. Selin arıyor. Hayırdır inşallah? Bir süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Daha fazla bekletmeden açtım.
"Naber bebek?"
"İyidir. Senden naber?" Çantamı masaya koyup koltuğuma oturdum.
"Benden de iyi aşkım. Ee neler yapıyorsun anlat bakalım? Gökhan komutanla aran nasıl?" Şimdi anlaşıldı niyeti.
"O taşındı." Bilgisayarımın güç tuşuna bastım.
"Ne zaman?" Önümdeki dosyaya göz attım. Dünki hastaların listesi vardı.
"1 haftayı geçti. Ne oldu ki?" Bir kalem alıp boş kağıdın üzerine karalamalar yaptım.
"Ah bee! Kötü olmuş." Hiç deme ya!
"Neden ki?" Kalemimden kağıda bir kalp resmi çıktı?
"Bilemiyorum. Belki aranızda bir şeyler olabilirdi." Tek kaşım havaya kalkarken elimdeki kalemi bıraktım.
"O nedenmiş?"
"Bilmem. İçimden bir ses sizin çok tatlı bir çift olacağınızı söylüyor. Biliyorsun aklımdaki bütün shipleri yaptım. Anlarsın ya?" Yok canım ben almayayım.
"Biliyorum şekerim. Ama sağ ol ben böyle iyiyim. Hem ne biliyorsun belki onun aklında başkası varsa?"
"Ha yani tek sorun onun aklında başkasının olabileceği mi?"
"Selin seni anlamıyorum. Neler geçiyor aklından?"
"Seni temin ederim ki Gökhan'ın aklında kimse yok." Sen nerden biliyorsun bunu tatlım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER'İN SEVDA'SI~Bir Aşk Uğrunda
Teen Fiction🇹🇷💕 Ben Sevda Yılmaz. Doktor Sevda Yılmaz. Bu zamana kadar yılmayıp, pes etmeyip doktor oldum. Nice hayatlar kurtardım. Nice canlar iyileştirdim. Karşıma çıkan her insanın yarasına merhem oldum. Ben mahallenin süper ablası Sevda'yım. Her çocuğa y...