Ahsen
_______Dakikalardır sabahki şoku atlatmaya çalışıyorum. Yakup dede bir anda söyleyince kaskatı kesildim. Ben şuan yanımda direksiyona küfretmekle uğraşan bu adamla evlenmek istemiyorum. Arabaya öyle bir hışımla bindi ki kaza yapacağız diye korktum. On beş dakikadır arabayı deli gibi kullanıyor. Emniyet kemerimi takmama rağmen vücudum korkudan titriyor. Umarım bu süratle kaza yapmadan okula ulaşabiliriz.
İşin acayibi normalde olsa bana bağırıp çağırır. Ama şuan o da ben gibi susuyor. Galiba henüz olanları sindiremedi. Normalde beyni hızlı çalışır ama şuan bu halini uykusuzluğa yordum. Bu arada onunla kedi köpek gibi dalaşıyoruz ama onu iyi tanıyorum. Sonuçta dört sene birlikte yaşadık.
Sessizce bende olanları düşündüm. Amcam en son dört sene önce beni başından atmak için daha küçücük olmama rağmen Recep ile evlendirmeye kalkmıştı. Dört senedir hiç arayıp sormadı. Şimdi bir anda gelmesinin kesin bir sebebi olmalı. Ya beni o zaman yaptığı gibi zorla evlendirmeye kalkarsa? Ben hala küçüğüm. Kendimi evlenmeye hazır hissetmiyorum.
Okulun önüne geldiğimizde ani bir fren yaptı. Allah'tan emniyet kemerim takılıydı. Yoksa önümdeki cama yapışırdım. Bu tavrına sinir oldum. Sinirle kemeri çıkarıp hızla arabadan indim. İnerken de bıraktığın için sağol deyip arkama bakmadan devam ettim. Bu tavrıma sinir olduğunu biliyorum. Zaten bende sinir etmek için ona bakmadan konuşup çıktım.
Arabadan inince fakültenin önünde Mert'i gördüm. Gülerek yanıma geliyordu. Bende az önce yaşananları unutup ona doğru adımlarımı hızlandırıp yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. Tabi ki de yapmacık bir gülümseme değil. Onu görünce yüzüm istemsiz olarak gülüyor.
"Mavişim günaydın."
Bu söz çok hoşuma gidiyor. Bu çocuğun her söylediği beni niye bu kadar mutlu ediyor?
Kocaman gülümseyip inci dişlerimi göstererek bende konuştum."Yaaa Mert şöyle demesene utanıyorum."
"Ama ne diyeyim? Sen benim mavişimsin. Bu arada bugün çok güzel olmuşsun. Bu elbise mavilerinle çok uyumlu olmuş."
"Teşekkürler. Sende her zamanki gibi çok yakışıklısın."
İkimizde bu övgü dolu sözlere güldük. Bizim sabah rutinimizdi. Devamlı birbirimize böyle güzel iltifatlarda bulunurduk. Mert benim en yakın arkadaşlarımdan birisi. Şu konuşmayı duyan herkes bizi sevgili zannedebilir ama henüz değiliz maalesef. Şuan Sıla, Mert ve ben üçümüz çok samimi arkadaşız. Ama umarım birgün gerçekten sevgili oluruz. Biz Mert ile konuşurken arkamda sert bir ses duymamla olduğum yerde kaldım. Bu Emir'in sesiydi. Ama sesi çok öfkeli çıkıyordu. Acaba uyku sersemliğinden kurtulup az önce evde olanlar için beni azarlamaya mı geliyordu? Ama benim ne suçum var? Bende onunla evlenmeyi istemiyorum. Umarım Mert'in yanında bu evlenme konusunu açmaz.
"AHSEN!"
Bir an korktum. Sesi cidden çok öfkeliydi. Sakince arkama döndüm. Donuk bir ifadeyle yüzüne baktım. Ona karşı hep böyleyim. Onun karşısında istemsizce yüzüm donuklaşıyor.
"Efendim."
Mert yanıma kadar yaklaşan bu yakışıklıyı kesin çok merak ediyordu. Suratı bir anda düştü. Emir abi gerçekten çok yakışıklıydı. Galiba Mert beni kıskandı. Biran acaba Mert'i biraz kıskandırsam mı diye düşündüm. Ama hemen vazgeçtim. Ya şu kibirli heykel ile evleneceğimi öğrenip benden uzaklaşırsa? İşte o zaman çok üzülürüm. Mert'in duygularından emin değilim ama kendimden eminim. Ben onu seviyorum. Ve ileride çocuklarımın babasının o olmasını istiyorum. Allah korusun beni şu burnu havada olan pislikle evlendirmeye kalksalar hayatta onun karısı olmam. Mert biraz kızgın bir ifadeyle yüzüme baktı. O sırada Emir abi de yanımıza gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahsen- bir sessiz çığlık [TAMAMLANDI]
RomanceYan yana gelmesi imkansız iki kişi, gün gelir de aynı evde yaşarsa ne mi olur?İki inatçı orta yolu bulabilir mi ki? Adı Ahsen. Daha minicik yaşında hem öksüz hemde yetim kaldı. Tek sığınağı çok sevdiği dedesiydi. Bir gün dedeside onu bırakıp sonsuz...