*Gece midir insanı hüzünlendiren , yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen ? Gece midir seni düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen ? "
Özdemir Asaf
Bu bölüm için bana küfür etmeyin lütfen 😂 iyi okumalar 💙♥
Okul bütün sıkıcılığa ile bitmiş şuan eve doğru ilerliyordum. Sabah ki olanları düşünürek öyle sallana sallana yürüyordum. Müdür emire disiplin cezası vermişti. Benim yüzümdendi ne kadar özür dilesemde bazı şeylerin geri dönüşü yoktu. Hayattan bezmiştim gerçekten. Tam mutlu oluyorum derken yine eski dolunay geri gelmek istiyordu. Ben değişmiştim evet peki eski dolunayın geri gelmesine izin vermeli miydim ki ? Sert soğukkanlı hiç kimseye güvenmeyen herkesi tersleyen dolunay geri gelmelimiydi sizce ? Ama yine aynı günlere geri dönecektim yalnızlığıma. Bu bir pes edişti ve ben asla pes etmek istemiyordum.
Evin kapısını açıp içeriye girdiğimde tıkırtılar geliyordu salondan . Bu saatte annemle babam gelmeyeceğine göre bu bir hırsızdı. Çantamı yavaşça kenara koyup masanının üstündeki vazoyu elime aldım. Sessizce içeriye girdiğimde arkası dönük birisi vardı . Yavaşca ona yaklaşmaya başladığımda aniden bana döndü.
"Dolunayda gelmiş hoşgeldiniz bakalım ."
Babamla karşılaşmayı asla düşünmezdim. "Sizi ne işiniz var bu saatte burda "dediğimde gülmeye başladı. "Burası bizim evimiz farkındaysan " dediğinde başımı olumluca salladım . "Öyle mi hani şu sabahları beni görmemek için erkenden çıktığınız eviniz " dediğimde "doğru konuş "diye uyardı.
"Neyse hiç çekemeyeceğim sizi çıkıyorum ben yukarıya görmezsiniz beni " dedim arkamı dönerek. Tam ilerleyecekken kolumdan çekilmemle ona dönmüştüm tekrar.
"Kaçmak yok dolunay bugün olanları müdür bana anlattı . Bir şey demeyecektim ama sen iki de bir bana laf getiriyorsun. Hocalara saygısızlık yapıyorsun daha sonra saçma sapan davranışlar uyguluyorsun yeter bu kadar belki iyi bir dayak yersen aklın başına gelir "dedi sözlerinin sonlarına doğru sırıtarak. Ne yani bana şiddet mi uygulayacaktı ? Kızı bile sayılmazdım onun doğduğumda bir kenara atsalardı bu kadar canım yanmazdı .
"Yapamazsın ben sizin hiç birşeyiniz sayılmıyorum karışmayın bana . Şimdi çek o elini " dediğimde sırıtmaya devam etti. "Hadi kemeri getir artık sende" diye seslendiğinde odanın kapısından annem olacak kadın elinde kemer gülerek çıkıp yanımıza geldi. "Yaa bi siktirin gidin " dediğimde yüzüme inen tokatla sinirlerim kat ve kat artmıştı. Yanağımın acısını boşverip onun bana kaldırdığı eli sıkıp "sen kimsin bana tokat atıyorsun "diye bağırdım. Elini sertçe çekti elimden kenardaki ipi alıp ellerime getirdi. Bağlayıp eziyet ediceklerdi yani. "Al bağla karaktersiz az vicdan acısı çek diyeceğimde karakteri olmayan birinde vicdan ne arasın dimi bende boşa konuşuyorum işte " dediğimde karısı gelip tokat attı . Ellerimi bağladığından birşey yapamıyordum ama bende onlara sözlerimle tokat atıyordum. Birisini vurmak için şiddet uygulaman gerekmez sözlerinlede bir tokat yerleştirebilirsin yanağına . "Sen işine gitsene niye burdasın seni bekleyen müşteri çoktur hadi siktir git " dediğimde tekrar tokat yemiştim. "Çok acizsiniz "diyerek gülmeye başladım.
Defalarca yüzüme tokat yememle hâla konuşmaya devam ediyordum. Sonunda sinirden dayanamamış olacaklar ki perdeyi kapattılar ve beni sırt üstü yatırdılar. Ne kadar kalkmak istesemde boşvermiştim artık . Herşeyden umudumu kesmiştim bi anda. Ne olacaksa olsundu. Döveceklerse dövsünlerdi. Canımı çok yakmışlardı zaten küçükken, şimdi bu vurmaları mı benim canımı yakacaktı.
~Yazarın anlatımıyla ~
Her seferinden sırtına aldığı darbeden ne kadar kendini kasıp acıyla bağırsada hala aynıydı düşünceleri. "Acımıyor acımıyor bu yakamaz canımı." Acıyordu aslında o sadace güçlü durmak istiyordu. Güçlüydü de dolunay çok güçlüydü . Onu kimse yıkamayacaktı. Sesi duyanlar evin önüne yığılmıştı ama kimse bir harekette bulunamıyordu. Çünkü dolunayın babası onların gözünü o kadar korkutmuşdu ki mahalleye taşındığından beri. Sadece dolunayın inlemelerini duyup kulaklarını kapatıyorlardı. Susuyorlardı çünkü insanlar bir şeyi görmezden gelip susmayı çok seviyorlardı. Ne kadar kulaklarınızı kapatıp susacaksınız böyle ?
~Dolunaydan ~
Sonunda yorulup bırakmıştı beni. Ellerimi çözüp "Şimdi evden defol gözüm görmesin seni " dedi. Acıyla kıvranarak ayağa kalktım. Belli etmek istemiyordum . Odama çıkıp üstümü değiştirdikten sonra yavaşça yürüyerek aşağıya indim . Belimin acısından ne kadar bağırmak istesemde kendimi susmak için zorluyordum. Onları sevindirmek istemezdim. Kapıyı çarpıp dışarıya çıktığımda komşuları görmemle onlara nefret dolu bakışlar attım. Film izler gibi izlemeyi çok seviyorlardı. Birisi gelip yanıma kolumu tutup "iyimisin kızım "diye sorduğunda sertçe çektim kolumu elinden . "Siz susmaya devam edin "diyip hızlıca aralarından geçip yürümeye başladım. Rüzgar esip saçlarımı dağıtırken üzüntüyle etrafa bakındım. Gidecek bir yerim bile yoktu denizden başka. Uçuruma zar zor gelebildiğimde bir kayaya oturdum. Denizdeki dalgaları izlerken birazda olsa sırtımdaki acıları unutuyordum. Ayın parlaklığı denize çok güzel yansıyordu. Keşke hayatta böyle güzel olsaydı. Ayağa kalkıp uçurumun kenarına yaklaştım iyice. Bir adım daha atsam düşüp kurtulacaktım. Ama ben asla pes etmeyecektim. Ellerimi iki yana açıp gözlerimi kapattım.
"Gece mavisi duy beni lütfen çık artık karşıma ihtiyacım var. Sana sarılmaya anlıyor musun lütfen gel sarıl bana yaralarımı sar . Kalbimi kalbinle ört gel artık. "
Bütün içimdekileri bağıra bağıra denize anlattığımda rahatlamıştım. Ancak bağırınca içindekilerini dökünce rahatlıyordu insan .
______________________________________
Sen yine içindekilerini denize döküyorsun be dolunay burda deniz yok biz içimize atıyoruz . Neyse vote atmayı unutmayın yorumlarınızı bekliyorum 💙♥.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE MAVİSİ | Texting
Teen FictionÖlmek için doğmuştur ya insan, o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever. ♡