Bölüm2: Seni Çözeceğim

2.7K 106 15
                                    

Aycan
Sabah güneşin gözüme girmesi ile uyandım adada 4 kişi olmak mükemmel bir şeymiş çok sakin ve huzurlu ama birazdan curcuna olacak bu aralar. Bizimkilere bakmaya göl kenarına giderken Sercanla Yunusun konuştuklarını duydum dengesiz Mertin yaptığı barakaya işaret koymuş kimse oraya geçmeyecekmiş krjdjjf ben sorunlu bu diyorum kimse anlamıyor ki beni. Yavaş yavaş Elif'in yanına geçtim çardağa uzanmış düşünüyordu.

Aycan: Ne düşünüyon böyle ?
Elif: Şimdi gönüllüler gelecek herhangi bir takım oyun kazansa burada ne kavgalar olur değil mi?
Aycan: İnşallah büyük kavga çıkmaz ama ben de en yakın zamanda birbirimize gireriz diye düşünüyom ben anlaşamam onlarla
Elif: Herkes sınırını bildiği sürece sorun yok zaten ikisini tanıyoruz diğerlerine de alışırız.

İkisini tanıyoruz eveet ben kendime bir görev belirlemiştim Issız Adamı çöz . Barış hakkındaki tüm bilgileri beynimdeki klasörden çıkardım hıım bir bakalım neler varmış Alman sevgili Brenda bunun ne işi var be tamam belki adaya gelmeden önce Barışı biraz araştırmış olabilirim yalnız bu kızla ne pozları vardı ya yuuh aile var kardeşim dedim. Bu kızı at beyninden zaten yeni sevgilisi varmış djjdjd bu beni neden bu kadar mutlu etti daha sonra kendime açıklama yaparım ama şimdi adaya odaklanalım. Barışla ilk geldiğimizde gayet güzel anlaşıyorduk aslında bizim sohbetimiz iyiydi coconat kırardık ateş başında otururduk fena değildik . Ne olduysa Mertle Sercanın Barış soğuk konuşmalarından sonra ortaya çıktı ve bunu tüm takıma empoze etmişlerdi de . Sonra Barış da kendini soyutladı iyice kabuğuna çekildi işte ondan belli gıcık oluyorum ona burnu havada ne yani bunlar hep manken tribi mi oyuncu kaprisimi anlamadım ki.

Ben kendi kendime kavga ederken karşıdan bir ordu geliyordu şaka şaka gönüllüler geliyor işte keşke geri dönseler diye içimden geçirsem de artık çok geçti.

Evrim: Hellooo biz geldiiik
Sercan:Hoş geldinizzz
Yunus Emre: Keşke gelmeseydiniz neden geldiniz geri gidinizzz

Emrenin bu konuşmasından sonra beni bir gülme aldı bu çocuk cidden tuhaftı jdjdjd

Evrim: haha çok komiksin Emrecim
Yunus Emre: Ben şaka yapmadım ki dur bir de Emreye sorayım o da şaka yapmamış
Sercan: Oğlum bir sus lan

Emrenin yerli yersiz konuşmaları bitince karşılamaya geçtik ama gördüğümle dondum kaldım Nisanın elinde bir peluş avokado kafasında da gözlük pardon. Bu kız survivorda ise biz neredeyiz lan benim yüzümde hergün başka ülkenin haritası çıkıyor bu peluştan bana niye vermiyorlar neyse sakin ol ve geleni geçeni öp Aycan. O sırada karşıma uzun bir şey geldi.

Aycan: Helloo
Barış: Merhabaa
Aycan: Hoşgeldin sen alışıksın buraya ama yine de hoşgeldin
Barış: Evet şu an hiç yadırgamadım ama biz varken tarlaydı resmen burası şimdi imara açılmış.
Aycan: Haha evet geliştirdik buraları

O sırada tam birbirimizi öpeceğiz lan bu çocuğun kokusu hiç değişmemiş şimdi bana sormayın Aycan sen Barışı mı kokladın diye ama o kadar oyun kazandık canım biz de az sarılmadık yani. Tam ben Barışla sarılmalarımızı düşünüyorum arkadan bir ses geldi.

Evrim: Barış baksana bi.

Acaba bu Barış neye bakacak bizim adaya geldiniz Sercana baktır Emreye baktır alla alla. Barış kusura bakma diyerek Evrimin yanına gitti valla kusura baktım ama ben bunların acısını çıkarırım. Ne diyorum ben ya şuan Barışı mı kıskandım yok be ne alaka sadece çözecektim o yüzden şey oldu yoksa kıskanmam ben.

Herkes selamlaştıktan sonra çardağa geçtik şuan birinin eveet Allahın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz demesini bekliyorum gerçekten kız isteme merasimi gibi oldu . Benim de karşıma Barış oturmuş ben mi istesem acaba daha da mı yakışıklı olmuş mu saç sakal yakışmış mı ne Aycaaan sus kızım neler oluyor sana. Ben düşüncelerle boğuşurken lafa Yasin girdi konuş bumcu konuş yoksa benim içimde katliam çıkacak.

Yasin: sizin buralar çok güzelmiş hiç yabancılık çekmedim siz de güzel karşıladınız

Lan cidden mi kız istiyorlar acaba böyle söze mi girilir. O sırada Sercan konuya girdi sohbet uzadı gitti . Barış birden kalktı ve barakaya doğru ilerledi işte özlenilen Barış Murat Yağcı tabiki uyuyacak.
Barışın ardından bende Cemolara bakmaya gittim Nisa ben burada kalmak istemiyorum diye ağlıyor ya sabır ben olsam atarım dereye kalsın orada aklı başına gelir  çocuk da perişan oldu ikna edeceğim diye.

Bu kadar kargaşanın arasında en iyisi uyamak diye düşünerek barakaya giderken vuhuu o ne öyle soyunan bir Barış hiç kaçırmam izlerim. Adam tayt ve yağmurluk içinden çıkamadı ki önceden su parkurlarında favorilerimden biri Barışın dövmelerini izlemekti şimdi o da yok.

Barış bir anda benim onu izlediğimi görünce şaşkın şaşkın baktı şu an o kadar utanıyorum ki çağırın birini toprak atsın üzerime. yanaklarımla beraber tüm yüzümün kıpkırmızı olduğuna eminim.

Barış: Aycan?
Aycan: Barış?
Barış: Aycan niye öyle bakıyorsun yüzüme tam yüzüme de değil ama neysee
Aycan: Şey ben bakmıyorum hem nereye bakayım ben iyi geceler diyecektim aman işte gece olmamış iyi gündüzler ay iyi uykular işte bay bay

Hızlıca barakaya gidip yerime yattım Allahım iki dakikada uyuma duası enter şuan buna çok ihtiyacım var.

Barış
Tam tişörtümü çıkardım karşıdan bana bakan Aycanı fark ettim bu kız bana niye böyle bakıyordu. Lan kız bildiğin beni kesiyor dere şurada mı burada mı diye kol kaslarımı mı göstersem acaba yok yok öyle şeyler yapma gayet cool dur Barış.

Aycan diye seslendiğimde şaşkın şaşkın yüzüme baktı ama 5 sn yüzüme 30 sn karın kasıma istersen dokunabilirsin dememek için zor tutuyorum kendimi kız utancından domatese döndü bir de onu desem bir toz bulutu olup kaybolacak. Niye bakıyorsun dedikten sonra geceyi gündüze kattı lafları çorba yaptı gitti. Aycan benden utanmış mıydı şu lafları pat pat söyleyen hiç altta kalmayan Aycan. Utanınca da tam bir sincaba benzedi. Buraya gelirken biraz soru işaretleri vardı aklımda eskisi gibi mi olacak diye ama şu an anladım ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Vee bölüm sonu yorumları bekliyorum.

Nefretin KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin