Bölüm45: Yılan Kadın

1.4K 87 28
                                    

Barış
Uyandığımda bizimkilerin olmadığını görünce bir de kalkıp kızlar barakasına baktım. Aycan ve Nisa hala uyuyorlardı. Bizimkiler de derededir diye yanlarına gittim.

Berkan: Günaydın paşam atla hemen.
Barış: Hiç keyfim yok çardakta oturayım biraz çıkınca siz konuşuruz.
Cemalcan: Önemli bir şey yok değil mi ?
Barış: Yok yok ayılamadım sadece.
Berkan: İyi biz de geliriz yanına 15 20 dakikaya. Ayılmış ol kızdırma beni.
Barış: Emredersin yavrum hemen.

Verdiğim cevap Berkanın hoşuma gitmiş olacak ki gülmeye başladı bende onu takmayarak çardağa geçip oturdum.

Ayaklarımı uzatıp derin bir nefes aldığımda karşımdaki yazıyı görünce güldüm. "Destur almadan oturma" lan Sarı papatya sende yalan oldun.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yakında burası bitecekti ve yaşamıma kavuşabilecektim. Tabi yaşamıma da yeni bir renk gelmişti. Aycan...

"Oturabilir miyim ?"

Duyduğum sesin kimin olduğunu anlamayıp kafamı çevirdiğimde Evrim ile göz göze geldik. Bu niye gelmişti ki şimdi. En son burada oturduğumuzda beni tehdit etmişti.

Barış: Moralimi bozacaksan hayır.
Evrim: Bozmayacam merak etme. Birkaç bir şey söyleyip kalkacam sadece.

Derin bir iç çekip elimle karşıyı işaret ettim. O da geçip oturdu.

Barış: Dinliyorum.
Evrim: Barış biliyorsun önceden çok yakındık biz. Yani her zaman konuşur dertleşirdik. Sabah akşam birlikteydik.
Barış: Hikaye anlatma da sadede gel Evrim.
Evrim: Hikaye falan anlatmıyorum düzgünce dinleyecek misin beni ?
Barış: Tamam dinliyorum anlat.
Evrim: Bak yakındık ama ikimiz de birbirimize uymuyorduk. Karakterlerimiz çok farklı çünkü.
Barış: Senin karakterin yok Evrim. Ben baygınken söylediklerini duydum.
Evrim: Berkan söyledi demi ?
Barış: Kimin söylediği önemli mi ? Sonuçta ben orada baygın bir şekilde yatarken sen insan değilmişsin gibi konuşmuşsun.
Evrim: Ama Barı...
Barış: Bence daha fazla konuşmayalım. Ben sinirleniyorum ve burada kalp de kırmak istemiyorum.

Evrimin gözleri dolmuştu. Şu an bunu bir silah olarak kullandığından o kadar eminim ki.

Evrim: Birkaç söyleyeceğim var dinle öyle gideyim.

Ben sinirli bir şekilde kafamı çevirdiğimde Evrim konuşmasına devam etti.

Evrim: Bak anlaşamadık ama ayrılmamız da bir o kadar hararetli oldu. Art arda karşılıklı münakaşa içerisine girdik. Ben bunların olmasını istemezdim. Bak burada Nisa ve Berkanı da sevmiyorum ama sen onlardan farklısın senin kalbinin iyi olduğunu biliyorum. Aramızdaki problemlerin sadece anlaşamamamızdan kaynaklandığını da.

Evrimin ağlaması şiddetlenmişti. İnanıyor muyum ? Asla. Acaba bana ne işi düştü de bu konuşmaları yapıyordu ?

Evrim: Büyük ihtimalle ben bu hafta gideceğim. Yol bana görünmüş gibi duruyor. Ben senden helallik almak istedim Barış. Sen burada devam edeceksin ama ben çıkacam. Belki de çıkınca da hiç karşılaşmayacağız. O yüzden son bir kez konuşmak istedim.

Yana doğru çevirdiğim bakışlarımı Evrimin üzerine kenetledim.

Barış: Evrim hakkımı helal etmiyorum. Belki ilk defa bir insana hakkımı helal etmiyor olabilirim. Senin bana yaptığını burada kimse yapmadı. Yasin bile... Bana türlü türlü mobing uygulandın. Sanki yarışmadan kaçıyormuşum, sakat numarası yapıyormuşum gibi gösterdin. Ben bunları unutmam. Ha inşallah da içine doğan gerçek olur da bu hafta gidersin. Bende şu adada bir nefes alırım.

Nefretin KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin