Barış
Sabah gözlerimi araladığımda adada yine bir curcuna vardı. Şu sarı papatyayı çok gereksiz bulsam da haklıydı ada bu aralar çok karışıktı. Yavaşça ayağa kalktım ve gidip derede yüzecektim. Çünkü kendime anca öyle gelebilirdim.
Kafamı sağa çevirmemle bir çift mavilikle karşılaştın . Aycan mı o, ne zaman gelmişti ?
Hemen yanına doğru koştum. Çardakta herkes başına toplanmıştı demek ki curcunanın sebebi Aycanın gelmesiydi. Yanlarına gittiğimde en ölümcül bakışlarımı Beko ve Cemoya yolladım insan bana bi haber vermez mi kardeşim dünden belli canımız çıktı burada.
Aycanın bileğini tuttum henüz yüzüne bakmadan konuşmaya başladımBarış: Ne olmuş ? Ciddi bir durum yok değil mi bak varsa söyle hemen
Aycan önce sessizce kıkırdadı. Daha sonra da ellerimin arasındaki ellerini benden kopardı. Ne gerek vardı ki buna utanmış mıydı acaba
Aycan: Gayet iyiyim sadece küçük bir doku zedelenmesiymiş.
Aycanın yüzüne baktığımda gözlerini benden kaçırdı. Ne oluyor lan daha dün beni bırakma diyen bu kız değil miydi bir günde ne değişmişti.
Ben Aycanın tavırlarını anlamaya çalışırken oradan bi dallama çıktı kim olduğunu tahmin etmekte zorlanmazsınız şu kel olan varya o işteSercan: Benim barbiem gayet iyi dün bizi çok korkuttu gece uyku girmedi gözümüze ama çok şükür bugün iyi
Berkanla aynı anda birbirimize baktı ne diyordu bu dallama daha dün teknede!ödül için üzülmüyor muydu ? Sonradan mı Aycan aklına gelmiş.
Aycan yanımdan çekilerek Sercanın yanına gitti ve WTF?????!? Sercan kolunu Aycanın omuzlarını koydu o kolu söker bir yerinde monte ederdim de Aycanda bir şey var onu çözersem ünlü marangoz Barış Murat Yağcı olarak hayatıma devam ederim.Aycan
Barış yanımızdan ayrılıp barakaya doğru ilerlediğinde Sercanın kolunu ittirdim buna da yüz vermeye gelmiyordu.
Şimdi bu yorgunluğumu atmam için dinlenip kendime gelmem kazımdı Sercanlardan izin alarak Mertin yaptığı barakaya çekildim. Burası sessiz sakin huzurluydu tam da benim uyuma kriterlerime uyan bir yer yani.
Dün gece gözüme uyku girmemişti. Tüm gece olanları düşündüm ben bu hale Barış beni desteklemedi diye gelmiştim kendime inanamadım hadi Aycan demedi diye veya Nisaya sen daha iyisin dedi diye bu haldeydim. Benim bir an önce Barıştan uzaklaşmam gerekiyordu zaten ne ara bu kadar tutuldum anlamadım ki. Gelmeden önce dedikodusunu yapıyordum şimdi ise biri hakkında bir şey dese kavga çıkartırım o derece yani.
Ama aklımda birkaç bir şey vardı tabi . Ben Barışı adaya ilk geldiğimizde doğrusu gelmeden önce çok beğeniyordum onun o cool tavırları az ve öz konuşması tabi tipi de dahil olmak üzere beni çok etkiliyordu ama sonradan bir şey oldu adadaki birçok kişi ondan şikayet etmeye başladı. Bunu ilk erkekler ortaya çıkardı tabi ilk başta kıskançlık olarak düşünsem de itiraf etmem gerekirse zamanla manipüle oldum bir de karşı çıkarsam bende dışlanırım düşüncesi de benim peşimi bırakmıyordu. Barış karşı takıma geçtiğinde aslında üzüldüm tekrardan iyi sohbet kurmaya başlamışken gitmişti neyse kurtuldun Aycan yoluna bak derken bu sefer de karşı takımın kızlarıyla sarılmaları beni delirtiyordu. Aslında içimde kendime itiraf edemediğim bir Barış Murat Yağcı vardı. Adalar birleştiğinde ilk başta buna üzüldüğümü düşündüm ama barakada uyuyan adada dolanan bir Barış görünce onu özlediğimi fark ettim. Daha sonraları kendimi sürekli Barışın etrafında bulmaya başladım ben istemsizce gidiyordum ve onu her gördüğümde ona duyduğum nefret bir daha harlanmayacak şekilde kül oluyordu. Onun da bana karşı olan tavırları gayet yakındı bugün beni merak etmesinden de ne kadar değer verdiğini anlayabilmiştim. Ama bundan sonra ona yakınlaşmayacaktım yoksa zarar gören ben olacağım. Artık adada körebe oynamanın vakti gelmişti bunun gerçek oyunla tek farkı burada iki ebe olacak ben ve Barış ikimiz de birbirimizi görmeyeceğiz duymayacağız ve hissetmeyeceğiz.