Güller Ve İnsanlar 4

128 71 10
                                    


  Hastanenin koridorunda yayılan sesler , sessizlikten olsa gerek bütün odanın içini kaplıyordu. Hemşire odama yaklaşıyor , ben ise hala ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Belki de bütün hayatım değişecekti vereceğim kararla , ya hiçbir şey yapmayıp ölümün beni buradan ayırmasını bekleyecektim ya da  buradan kaçacak ve olacak şeyleri kendim belirleyecektim. Her iki kararın sonunda olacak şeyler umurumda değildi , kalbim ne isterse ,  benim için neyin iyi olduğunu düşünürse onu yapmalıydım öyle değil mi?   

   İlk önce birinci kilidin açılması , ardından ikincisi... Yavaş yavaş kapı açıldı , birinci adım , ikinci adım ve sonunda hemşirenin tamamını görebildim. Sıska bir vücudu , kemikli bir yüzü vardı. Kolayca mücadele edebileceğim birisiydi , elime  belki de bir daha geçmeyecek olan bir fırsat yakalamıştım. O anda kişiliğim gerçek anlamıyla ikiye bölündü. Kafamda bir sürü ses ,  gözümün önünde bir sürü ben vardı, düşündüğüm şeyleri yapmamı söyleyen sesler ve yapmamamı söyleyen sesler zaten karışık olan aklımı iyice bulandırmıştı.

  Hemşire masanın üzerine koyduğu hapları hazırlarken , ani bir hareketle boyun kısmının üzerine sert bir şekilde vurmaya başladım. Tek güvencem izlediğim filmlerin beni hayal kırıklığına uğratmamasıydı.  Tahmin ettiğim gibi olmuş , durmaksızın süren vuruşlarım , ve ağzını kapayan elim sayesinde bağırmasına izin vermeden , kimsenin ruhu bile duymadan kadın bir şekilde bayılmıştı , benim istediğim de buydu zaten nasıl şekilde olduğunu önemsemiyordum.

  Şimdi ne yapacaktım peki? Odadan direkt böyle çıkarsam hastanede kalan hastalardan biri olduğumu kesinlikle etrafta olanlar anlarlardı. Fazla zamanım yoktu ve ben gittikçe endişeleniyordum. Sonunda yapmam gereken şeye karar verdim , kıyafetlerini alacaktım. Kıyafetlerimizi değiştirmek tahmin ettiğimden daha uzun sürdü çünkü zayıf diye adlandırdığım kadın bana baya bir ağır gelmişti. Kıyafetlerimizi değiştirince kadını yatağa yatırıp sadece saçları gözükecek şekilde üzerini örttüm , bir iki dakika bile olsun her şeye ihtiyacım vardı ki bunu yaparken de çok fazla zaman kaybetmiştim.

  Yıllardır kaldığım odadan tek başıma ayrıldığım ilk seferdi. Bu özgürlüğü kazanmak için çok uğraşmıştım , bir daha asla oraya dönmek istemiyordum. Hastanenin koridorlarında yürürken herkesin bana baktığını sanıyor , sanki benim yaptıklarımı görmüşler gibi hissediyordum. Koridorlarda azıcık bir ses olsa ürküyor , saklanmaya çalışıyordum. Sanki birisi birazdan gelip beni yakalayacaktı. Mümkün olduğunca boş koridorlarda yürümek , çok az görünmek istiyordum. Bir taraftan da az önce yaptıklarımı unutmamaya çalışıyordum , çünkü ne kadar fazla yürürsem kafam o kadar dağılıyor , kendimin hastalardan biri olduğunu unutuyor , burada çalışan görevlilerden biri gibi hissediyordum. 

  Çıkışa doğru yaklaşınca fark ettim ki , özgürlük harika bir şeydi. Göğsümün üzerindeki ağırlık hafifte olsa kalkmış içimi bir mutluluk sarıp sarmalamıştı. Sonunda dışarıdaydım. O odada kalırken gördüğüm güneş ışığı sadece o küflü , rutubetli , küçük pencereden geliyordu , şimdi ise güneşin ışınlarını bütün vücudumda hissetmek , sıcak esen rüzgarın yüzüme çarpmasını hissetmek o kadar güzeldi ki...

   Hastane binasından biraz da olsa uzaklaşınca kendimi geriye bakmaktan alamadım. İğrenç bir görüntüydü... Yıllardır bana hapishane olan bu hastanenin dış cephesini görmeyeli uzun süre olmuştu. Buraya ilk geldiğim  anı hatırladım , psikolojik destek almak için getirildiğimi söyleyip , küçücük yaşımda beni kandırmış , o odaya kapatmıştılar. O an yaşadığım üzüntü kelimelerle anlatılamazdı.

   Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım , artık hastane sözünü duymak bile istemiyordum. Kaçtığımı fark etmek uzun sürmeyecekti muhtemelen , ne yapacaksam yapacak , sonra da gidebildiğim kadar uzağa gidecektim. Yavaş yavaş gökyüzü kararıyordu , yol bilmez yordam bilmezdim. Eskiden yaşadığım o eve nasıl gidilir en ufak bir fikrim yoktu ,  hiçbir yeri bilmiyordum. Üzerinde durduğum yolun sonunda kadar gitmeye karar verdim  , elbet bir yerde bitecekti. 

  Yürüdüm , yürüdüm , en sonunda yürüdüğüm yol çekilmez oldu. Hava da iyice kararmıştı , bomboş sokakları sadece sokak köpeklerinin sesi dolduruyordu. Kapanmış bir dükkanın camından kendime baktım , siyah dalgalı saçlarım bağımsızlığını ilan etmiş , hızlı hızlı giydiğim hemşire önlüğü buruş buruş olmuştu. Yapabildiğim kadar saçımı toplamaya ,üzerimdekileri düzeltmeye çalıştım , hiç olmazsa dışarıdan normal gözükmek istiyordum.

 Yaklaşık beş dakikanın ardından verdiğim uğraşlar biraz da olsa sonuç vermişti , artık gerçekten de hastanede çalışan bir hemşire gibi duruyordum. Kendime uzun uzun bakmaktan kendimi alamadım. Hiç bir zaman kendimi beğenmemezlik yapmamıştım ,  bembeyaz ten rengim , simsiyah saçlarım olduğu için , giydiğim kırmızı elbiselerin bana ne kadar yakıştığını düşünürdüm , herkes de öyle derdi zaten. O zamandan bu zamana ne değişmişti , neden benden vazgeçilmişti? Aklıma on altıncı yaş günüm de yaptığım bir diyalog geldi...


-------


' Çok güzel olmuşsun Maria , salonda hiç kimse senden gözünü alamayacak.'

'Teşekkürler bayan Alita , siz de çok zarif gözüküyorsunuz.'

'Ha ha ha Maria gerçekten tuhaf birisin , kırklarını bulmuş bir kadınım ben.'

'Öyle demeyin lütfen , yaşınıza göre çok genç gözüküyorsunuz.'

'Gerçekten öyle mi? Teşekkür ederim Maria , sen gerçekten çok kibar bir kızsın , ileride gerçekten çok iyi yerlere geleceğini hissediyorum.'

-------

•4.bölüm sonuuuu ☺

•Okuduğunuz için çok teşekkürler ☻♥






Güller Ve İnsanlar [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin