Prenses'in Dünyası

2.4K 212 50
                                    

"Sizinle konuşmak bir zevk benim için Mrs. Harley."

Helen, yapacağı şeyden hala nefret ediyordu bir mugle'la oturmuş. Buckingham Sarayın da Black Early çayı içiyordu.

"Ah sizin gibi bir hanımefendiyle tanışmak benim için asıl zevk." diyip bir yudum daha almıştı fincandan.

"Ama anlamadığım, neden bu kadar büyük bir meblağ istediğiniz?"

Helen bir yudum alıp fincanı geri koymuştu mugle içeceklerine kesinlikle ifret oluyordu.

"Yatırım yapmak için tabikide... Hem emin olun o kadar da büyük bir meblağ değil benim için."

Kadının gözleri altın gibi parlıyordu şimdi. Karanlık prenses içinden kardeşine delice sövüyordu. Babası'nın, bu yaptığı şeyi öğrenirse derisini şöminenin önünde rahat bir şekilde sergileneceği'nin farkındaydı.

"Ah o zaman anlaşma için imzanız gerekli Mrs. Peliyon."

Helen bu saraydan bir an önce kaçacağına fazlaca sevinip.

"Tabiki. Hemen imzalayalım Mrs. Harley."

Kadın, ayağa kalkıp altın işlemeli kapıdan çıkıp gitmişti. Bu gün katil olmazsam iyidir diye düşünüyordu Helen.

Kadın geri geldiğinde elinde bir ton kağıt görmüştü 'Ah, ne harika şimdi hepsini imzala işin yoksa ki vardı da.'

Kadın helen'in önünde ki altın varaklı masaya kağıtları koymuştu.

"Bunlar Mrs.Peliyon."

Elime kenarda duran gümüş dolma kalemi alıp imzalamaya başlamıştım bile...

***

Helen, Riddle Malikanesine gece iki de gelmişti fazlasıyla da yorgundu. Odasına hiç acelesi yokmuşçasına yavaş bir şekilde çıkıyordu.

Odasına geldiğinde ışıkları yakmıştı. Üzerinde ki kendisine üç beden büyük gelen cübbesini yere atmıştı. Yatağa oturup botları'nı çıkarmaya başladı.

"Beni daha ne kadar izleyeceksin baba ?"
Koltukta oturan adam yakut kırmızısı gözleriyle  kızını süzüyorudu.

"Bu kadar geç gelmene, ne sebep olduğuna bakmaya çalışıyorum."

Helen botları'nı çıkarınca yavaşça babasının karşısında ki siyah koltuğa çöktü.

"Görev vermiştin hatırlarsan. Onu yapıyordum."

Helen burun kıvırmıştı kendisine, verilen hiçbir görevi istemiyordu, ama babası zorla iki üç görev veriyordu.

"Yine aynı meselemi. Anlaştık sanıyordum."

Karanlık Lord, bu konudan fazlasıyla sıkılmıştı. Kızının zümrüt yeşili gözleri onu sakinleştiriyordu hiç değilse.

"Sen, konuyu kapatın ben değil baba... Her neyse zaten bitti."

Helen babası'nın karşısında fazlasıyla rahatı herzaman böyle olmuştu. Helen, kimseye saygı duymazdı, babası bile olsa istemediği şeye hemen hayır derdi. Karanlık Lord' un asi kızıydı.

"Yine de fazla geç kaldın, yemekte seni bekledik."

Karanlık prenses, bu sefer mahcup bir bakış atmıştı babasına.

Karanlığın Varisi (İçimdeki Karanlık) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin