Tehlikeli Planlar

893 100 252
                                    

Merhaba!

Yazım yanlışı varsa üzgünüm :(

Medaya da ki şarkıyı dinlemeyi unutmayın.

İyi okumalar!

... zaten dünya ne iyidir ne kötü, düşüncenize bağlıdır iyilik kötülük

- William Shakespeare

* * *

Lord Voldemort odanın kapısının eşiğine geldiğinde, mücevherini görmüştü. Ykaut kırmızısı gözleriyle etrafa bakıyordu. Sol eli göğsündeydi.

'Acıyor, hepsi benim yüzümden.' diye düşündü.

Tam eşikten geçip kızına bir adım daha atacaktı ki, kolundan tutulmuştu. 

"Lordum, içeriye girmeden önce biraz şifacıyla konuşmalısınız." Lucius Malfoy, Karanlık Lord'un yüzüne acı çeker bir şekilde bakıyordu. 

Lord Voldemort, Lucius'un gözlerine ilk defa korkuyla baktı.

"Tamam," dedi, Helen'in yüzüne kısa bir bakışa attı. Kızı gözlerini yeniden kapatmıştı. Uyuyor olmalıydı ya da yeniden uyumaya çalışıyordu. Karanlık Lord kızına biraz daha bakarsa buradan gidemiyeceğini, bunu çok iyi biliyordu. Hızlı adımlarla koridorun köşesinde duran saçları renkli olan kişiye doğru yürümeye başladı.

Adamın önüne geldiğinde,

"Umarım, beni çağırmanın önemli bir sebebi vardır!" diye tısladı. Ama, içinden sadece Helen'in üşütüğünü ve dikkat etmesi gerektiğini söylemesini istiyordu.

Raguel içeride yatan baş belasının, karşısında ki adama bu kadar benzemesiyle gülmek istedi. Fakat, o baş belası kızın durumu hiçte iç açıcı değildi.

"Lordum, çok önemli bir konu için sizi çağırmıştım." dedi, mahçupça bakıyordu.

Karanlık Lordun göğüsünde tarif edemiyeceği bir acı oturmuştu. 

"Odama gidelim."

* * *

Lord Voldemort'un kulağı çınlıyordu. Yakut kırmızısı gözleri öfke, nefret, intikam bütün duyguları patlama noktasındaydı. Karşısında ki adamın dediklerini duydukça kafayı yiyecek oluyordu.

"Lordum presesin kalbi fazlasıyla hasta, dediğim gibi küçük bir darbe veyahut azıcık kendisini yormasının sonucu çok kötü olabilir." dediğinde, Lord Voldemort bir darbe daha almıştı. Helen hortkuluklar yok oldukça çöküyordu, kendisi de yok oluyordu. Hortkuluklarını en baştan Harry'nin yok etmesi. Dumbledore'un hortkuluklardan haberdar olması. Hepsi resmen üzerine  kurulmuş bir kumpas gibiydi. Her öğrendiği bilgi, onu sona götürüyordu. 

"Bir çözüm yolu olmalı!" diye tısladı. Hortkuluklarını kaybetmeyi göze alabilirdi, ama mücevher'ini değil. Kıymetlisini ondan almak cesaret isterdi. 

Raguel umutsuzca bakıyordu.

"Lordum bir mucize olmadığı sürece, prensesin kalbi geri dönülemez bir şekilde hasar almış. Üzgünüm." dedi Raguel.

Lord Voldemort karşısında ki adama boş gözlerle baktı. Ölümden korkuyordu, her zaman korkmuştu. Ama, ölüm korkusundan daha büyük bir korku ilk defa göğsünde filizlenmişti. Kaybetme korkusu, ilk defa hissetmiyordu bu korkuyu, ama ilk defa bu korkunun ne kadar acı verici bir tadı olduğunu şimdi tatmıştı. O kaybedemezdi, bu dünya ona ne anne, ne baba vermişti. Kendi imkanlarıyla, kaçırarak'da olsa bir aile oluşturmuştu. Karanlık Lord o zaman anlamıştı. Evlatları yanında olmasa da yaşayacaklardı, neden Harry'nin ve Helen'in peşine böyle düşmüştü. Sadece, Dumbledore'u yok etmek için mi? sanmıyordu. O sadece ailesini istemişti. Bu farkındalıkla sersemledi.  

Karanlığın Varisi (İçimdeki Karanlık) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin