41

764 74 24
                                    

~Evren~

Ayağımla taşa vura vura okula gidiyordum. Atlas'ın attığı ses kaydını zibilyon kere dinlemiştim. Kısık sesle bakiyim dedikten sonra beklerkenki nefes alıp verişleri, ölmüyormuşum dedikten sonraki gülüşü... Ben yine kendimden geçiyorum galiba.

Bulut'la hararetli bir şekilde konuşa konuşa okula yürüyen sevdiğimi görünce sırıtmama engel olamadım. Ona sarılmak, kokusunu içime çekmek o kadar güzeldi ki neden tekrar yapmıyorum diye düşündüm ve nefret ettiğini bilmeme rağmen koşarak sırtına atladım.

"Yavaş gel lan sığır! "

O boğa gibi tepinerek beni düşürmeye çalışırken ben boynuna koala gibi yapışmıştım.

" Evren iner misin sırtımdan? "

" Yoo burası çok rahat. "

Bulut katıla katıla gülerken Atlas sinirden köpürmek üzereydi. Kolumda hissettiğim acıyla " Lan! " diye bağırmıştım. Şu an Atlas beni ısırıyordu! Allah'ım sana geliyorum. Bu anı bekliyormuş gibi depar atan kalbimle anlamasın diye hızla indim sırtından. Aklım başka yerlere kayarken sıcaklamaya başlamıştım.

"Ben sınıfa gidiyorum. "

Konuşmalarına fırsat vermeden koşarak okulun içine kaçtım. Ben, Evren Can Ertek, resmen düşüncelerimden utanıp kaçmıştım! Sınıfa vardığımda kafamı sıraya gömerek bugünün bir an önce bitmesini diledim.

Tenefüste kolumun bilmem kaçıncı kez dürtülmesiyle kalkmak zorunda kaldım. Atlas'ı görmemle şaşkınlıkla ona baktım. Benim sınıfımda ne işi vardı ki? Elini saçlarıma götürüp "Şu saça bak, ne biçim uyuduysan bağımsızlığını ilan etmiş." demişti. Gözlerini kısarak odaklanmış bir şekilde saçımı düzeltirken düşünebildiğim tek şey ellerinin temasıydı. Ben başka bir aleme dalıp gelecekte evlat edineceğimiz çocuklara isim düşünürken o saçımı bırakıp yanıma oturmuştu bile.

"Kolun acıyor mu?"

"Hı?"

Masaya uzattığım kolumun üstüne yatıp melül melül ona bakarken "Sabah ısırdım ya." demişti mahçupça. Sen böyle konuşunca benim de seni ısırasım geliyor onu ne yapacağız?

"Çıkışta bize gidelim mi? "

Konuyla uzaktan yakından alakası olmayan sorumla kaşlarını kaldırarak bana baktı.

" Size mi? " onaylayan bir mırıltı çıkardığımda " Ne yapacağız ki sizde?" demişti. Yemin ederim kendimi öpüşürüz falan işte dememek için zor tutuyordum.

"Sohbet ederiz, şarkı dinleriz, oyun oynarız bilmem yaparız işte bir şeyler."

"Ben şarkı dinlemiyorum. " dediğinde doğrularak hayretle ona baktım.

" Nasıl şarkı dinlemiyorum? Yolda yürürken, mutluyken, üzgünken falan da mı dinlemiyorsun? "

Onaylamak için başını salladığında çocuğun dibine girdiğimi fark ettim ve yutkunarak geri çekildim.

"Ama odamda pikap vardı. Hem her şeyin bir ilki vardır derler."

Zil çaldığında bir şey demeden kalkarak çıkışa yönelmişti ki arkasından seslendim.

"Geliyorsun değil mi? "

Geriye dönmeden " Geliyorum. " dediği için kulaklarıma kadar varan sırıtmamı da görmemişti.

#

-h.i.p

Ağlama DuvarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin