55

611 56 27
                                    

~Atlas~

Sırtımda ayrı çanta, kucağımda ayrı bir çanta öyleyece bankta oturuyordum. Sanki dünyanın en anlamlı filmi varmış gibi karşımdaki boşluğu izliyordum. Gecenin bir körü boşluğu izleyerek elime ne geçecekti bilmiyordum. Elime bir şey geçmesini istiyor muydum ondan da emin değildim gerçi. Her şey durmuştu sanki. İnsanlar, rüzgar, zaman... Artık soğuğu hissetmiyordum.

Evren beni engelleyeli 10 dakika, evsiz kalalı yarım saat geçmişti. 00:00 olduğu an dedem odama gelmiş ve pılımı pırtımı toplayıp gitmemi söylemişti. En azından sabahı beklemelerini söylemiştim ama dinlememişlerdi. Dandik bir çantaya apar topar kıyafetlerimi tıkıştırmıştık ve kendimi kapının önünde bulmuştum. Yolda çantanın bir kolu da kopmuştu zaten. Bu anın geleceğini biliyordum elbette ama yine de beni yıkmasına engel olamıyordum.

Ortada ruh hali denen şey kalmamışken bir de Evren üzerime gelmişti. Gelirse Helin cadısının sorun çıkartacağını bildiğim için istememiştim gelmesini. Ama asıl meselenin bu olmadığını biliyordum. Ona kendimi açmadığım için böyle yapıyordu. Keşke anlatmak kolay olsaydı be Evren. Söylediklerinde haklıydı belki de bilemiyorum. Yine de bu üzülmeme engel değildi. Ben senin anan değilim baban değilim seni bekleyemem demesi çok koymuştu. Belki de asıl koyan beni bekleyen bir anne babanın olmamasıydı.

Başımı bankın sırtına yaslayarak göğü izlemeye başladım. Şehir ışıkları yüzünden yıldızlar görünmüyordu bile. Yıldızsız bir gece, kalemsiz bir bana benziyordu. Annem verdi diye hiç yanımdan ayırmadığım kalemi Evren'le tanıştığımdan beri görmediğimi fark ettim. Nereye koyduğumu dahi hatırlamıyordum. Yaşananların ve düşüncelerin de etkisiyle kendimi tutamayarak gülmeye başlamıştım. Gecenin sessizliğini kahkahamla yararken gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı. Nefeslenmek için durduğumda aklıma gelen bir anıyla gülümsemiştim. Küçükken izlediğim bir dizinin şarkı sözleri ağzıma takılmıştı. Yine bir gün annemin yanında farkında olmadan söyleyivermiştim. Şahit olduğum ilk krizi de o zaman geçirmişti. Tabi o zamanlar dedem ve teyzemle birlikte yaşıyorduk. Annem "Gün geçtikçe ona daha benziyor, götürün şunu görmek istemiyorum!" diye bağırıp durmuştu. Teyzem de beni apar topar odama sokmuştu.

"Sakın bir daha şarkı söyleme ya da dinleme! Annenin halini görmüyor musun? Zaten seni sevemiyor bir de nefret mi etsin istiyorsun? "

Ben şarkı söylemesem de o benden nefret etmişti ya neyse. Boğazımı temizleyerek dün gibi aklımda olan şarkıya başladım.

" Bu dünya niye böyle?

Düzensiz huyu, sert suyu

Jiletli pasta gibi hayat

Derine indikçe kopkoyu

Altın kaşıkla acı

Sen kendi gördüğün rüya

Bu dünya niye böyle?

Düzensiz huyu, sert suyu

Altın kaşıkla acı

Sen kendi gördüğün rüya"

Boğazımı ağrıtacak kadar bağırarak isyan edercesine gökyüzüne doğru söylüyordum şarkıyı. Bittikçe başa sarıyordum. Tekrar, tekrar ve tekrar...

"Yeter ulan! Sana da dünyana da... Gece gece başımızı şişirdin şerefsiz sus artık! "

Başımı kaldırmadan yana çevirerek büyük ihtimalle içki dolu şişesini kafasına diken adama baktım. Karanlıktan yüzü seçilmiyordu. İnadına ona bakarak söylemeye devam ettiğimde sinirle yerinden kalkmıştı.

" Ben seni susturmasını bilirim velet, gel buraya. " diyerek yakamdan tutarak beni de kaldırmıştı. Kesinlikle durmaya niyetim yoktu. O da bunu anlamış olacak ki lafla zaman kaybetmeyi bırakıp yumruklamaya başlamıştı. Suratıma aldığım sert darbelere rağmen kısık sesle de olsa şarkıya devam ederken karnıma yediğim dizle nefesim kesilmişti. İki büklüm olurken öksürmeye başlamıştım. Her aldığım nefes karnıma saplanıyordu sanki.

"Yeter lan öldürecek misin çocuğu? " diyerek boğa gibi burnundan soluyan adamı benden uzaklaştırmıştı arkadaşı. Acıyla inlerken bacaklarım tutmuyordu sanki. Gittikleri an kendimi ıslak çimlerin üzerine bırakmıştım. Karnımı tutarak sırt üstü uzanmıştım yere. Ne şarkı söylemeye ne de ağlamaya gücüm kalmıştı artık. Sadece uyumak istiyordum. Uyucaktım ve her şey bitecekti. Elimde bir kadeh varmış da tokuşturuyormuş gibi göğe kaldırdım.

"E doğum günüm kutlu olsun o zaman? "

#

-h.i.p

Ağlama DuvarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin