47

696 65 48
                                    

~Evren~

"Evde mi kalsaydık bugün ya? Hem senin kolun alçıda, dinlenmen lazım. "

Abartılı bir şekilde göz devirmesine hak verdim. Evden çıktığımızdan beri bunu milyonuncu söyleyişim falandı.

" Hadi benim kolum alçıda Evren, sana noluyor? Sen niye okula gitmemek için direniyorsun? "

Omzumdan kayan Atlas'ın çantasını düzelterek gülümsedim.

" Okulla yıldızlarımız uyuşmuyor. Elektrik alamıyorum. "

Kaşlarını çatarak hafifçe saçımı çekti.

"Bir hafta oldu. Devamsızlıktan kalmak mı niyetin?"

Evet, bir hafta olmuştu ama biz hiç o konudan bahsetmemiştik. Hani Atlas'ın kolunu çatlatmasına sebep olan şu muhterem konu. Bunu düşünmemeye çalışarak sohbeti devam ettirdim.

"Kalsam nolur ki? "

" Elinin körü olur Evren. "

Bulut koşarak aramıza atlayınca ona öfke dolu bakışlarımı yolladım. Elimden gelse ölümcül kırmızı lazerler yollayacağım ama işte kader ksmet. Olmayınca olmuyordu.

" Dikkatli olsana çocuğun kolu yok. "

İkisi de aniden durup bana bakmaya başlayınca ben de durup ne dediğimi düşündüm. Az önce kolu yok mu demiştim ben?

"Alçıda diyecektim ya bakmayın öyle. Dilim sürttü."

Atlas, senden adam olmaz dercesine başını iki yana sallayıp yürümeye devam ederken Bulut son seferiymişçesine gülüyordu. O kadar da komik değildi canım!

"Beni beklesene! "

Atlas'a yetişip tüm itirazlarına rağmen sınıfına kadar bırakmıştım onu. Malum çantası bendeydi.

" Gitsene artık. " dediğinde dudağımı büzdüm. Bakışları anlık olarak oraya kaysa da hemen toparlamıştı.

" Kovuyor musun beni? "

" Ders başlayacak Evren. Sınıfına git hadi. "

" Öyle olsun bakalım. " diyerek kıvırcık saçlarını karıştırdım ve kendi sınıfıma depar attım. Kızmış mıdır? Aman bana ne be? Orası beni ilgilendirmez.

***

Şaşırtıcı bir şekilde derslere katılmış ve hocaları duygulandırmıştım. Atlas'ın aksine derslerle çok haşır neşir olan biri değildim. Doğuştan zeki de değildim. Açıkçası neye güveniyorum hiçbir fikrim yoktu ama gayret edesim de yoktu. Böyle boş beleş takılıyordum işte.

Atlas'ın sınıfına geldiğimde o hariç herkes çıkmıştı. Atlas ise diziyle çantasını açık tutmaya ve sağlam eliyle de defteri çantaya koymaya çalışıyordu. Gülerek yanına gittim ve eşyalarını çantaya sırayla koydum.

"Gerek yoktu. "

Defteri koyabilmek için akrobasik hareketler yapan da ebemdi zaten. Ne gereği?

" Gerek var diye yapmadım zaten. "

" Niye yaptın? "

" Eve daha erken gidelim diye Atlas. Artık gidebilir miyiz? "

" Ondan bahsetmiyorum. " dediğinde sıraya odakladığı bakışlarını kesmek için sıranın üstüne oturdum. Anında kendisine bakacak başka bir köşe bulmuştu.

" Neyden bahsediyorsun? "

" Odanda olan şeyden. "

Çantasını toplamasına yardım etmemle bir hafta önce olan olayı nasıl birbirine bağladı çözemesem de biraz uğraşmaktan zarar gelmezdi.

" Hangi şey? Odamda sürüsüyle şey yapıyorum."

"Ya geçen oldu ya hani. Baş harfi ö. "

Gülerek " Adam asmaca mı oynuyoruz? Ne oldu geçen? " dediğimde sonunda bana bakmıştı. Dalga geçtiğimi anlamış olacak ki kaşları çatılmıştı.

" Bu oldu. " diyerek dudaklarını dudaklarıma bastırdığında tamamen hazırlıksız yakalanmıştım. Düşmemek için sıraya mengene gibi yapışmıştım. Kelebeklerin uçuşması, fillerin tepişmesini bırakın şimdi ; ben direkt midemi hissetmiyordum. Yok öyle bir organ şu an. Dudaklarım hariç hiçbir bölgeyi hissedemiyordum. Yavaşça hareket ettirmeye başladığımda aniden geri çekilmesiyle ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi araladım. Bakışlarını okuyamıyordum. Beynim çalışmayı durdurmuştu sanki. Çantasını alarak hızlı adımlarla çıktığında ben de peşinden gittim.

"Atlas! "

" Atlas bir durur musun? "

Koşarak önüne geçip merdivenleri kapattım.

"Çekil."

İçimdeki korku git gide büyürken sesimi düz tutmaya çalıştım.

"Ne bu şimdi? Ne yapmaya çalışıyorsun? "

" Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun? " diye bağırdığında okulda kalan tek tük kişiler bize dönmüştü. Gözlerimi kapatarak derin nefes alıp verdim. Sakin ol Evren, yapabilirsin Evren. Gözlerimi açtığımda ben sakinleşmiş olsam da o sinirinden hiçbir şey kaybetmemişti.

" Evde konuşsak olur mu bunu? "

"Ben kendi evime gidiyorum. Yeter bu kadar sizde kaldığım."

"Atlas... Kızgınlığının sebebini anlayamıyorum ben. "

Sesini alçaltarak " Niye öptün beni? " dediğinde hayretle ona baktım.

" Sen niye öptün? "

Ne yaptığının yeni farkına varmış gibi irkilmişti.

" Ben, şeyden... Senin ne yaptığını göstermek için. "

" Ne yaptığımı söyleyebilirdin de. "

" Söylemek utandırıcı. "

Oldukça keyifli bir şekilde sırıtırken " Söylemek utandırıcı ama yapmak değil ha? " demiştim.

"Çekilsene be!"

Beni ittirerek merdivenlerden üçer üçer inmişti. Tabi ben de onun bu haline kahkahalarla gülerek peşinden gidiyordum. Sinirli sinirli yürüyüşü komik olduğu kadar tatlıydı da.

"Atlas! "

" Ne? "

" Evin diğer tarafta! "

Söylenerek doğru yöne gitmeye başladığında gülerek arkasından baktım.

***

33.451 beğeni
Bu gönderi yorumlara kapatıldı.

Evrence: Seninleyken böyle oluyorum 🗺️.

----------

#

-h.i.p

Ağlama DuvarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin