~Atlas~
"Ben geldim. "
Yine cevap alamayacağımı düşünerek odama gidiyordum ki annem mutfaktan çıkmıştı. Beni baştan aşağı süzerken şaşkınlıkla ona bakıyordum.
" Nerdeydin? "
İlk defa bu kadar uzun süredir eve gelmiyordum ama varlığımı fark etmeyen insanın yokluğumu fark edeceğini düşünmemiştim.
" Arkadaşımdaydım anne. "
Anında yüzü buruşurken iğrenen bir ifadeyle baktı bana. Onun aksine ben zor da olsa gülümsedim. Alışmıştım artık bu bakışlara. Anne dememden hoşlanmıyordu ama annemdi sonuçta. Ona başka nasıl seslenebilirdim ki? Gerçi onun asıl hoşlanmadığı bendim ya neyse.
Odama girerek kapıyı kapattım. Odam o gün bıraktığım haldeydi. Hiçbir şeye dokunulmamıştı. Evren'e sesimi duyurabilmek için attığım kitabı yerden alarak komidinin üstüne koydum. Yine aklıma gelmişti işte. Yatağa uzanarak olanları düşünmeye başladım. Evren'in beni ilk öpüşü, ninesinin odaya girişi, benim o anki adrenalinle ne yapacağımı bilemeyip yere düşmem, yaralandığım için tüm ailenin benimle ilgilenmesi...
İstemsizce gülümsemeye başlamıştım. Aile ortamı denen şey gerçekten güzel şeydi. Bunu Evren sayesinde anlamıştım. Sınıfta olanlar da aklıma gelince elimle yüzümü kapatıp yatakta debelendim. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Bir gün ağzına geleni söylüyor, öteki gün hasta halimle ilgilenip beni öpüyordu. Daha sonra hiç öyle bir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam ediyor, konusu açılınca da alay ediyordu. Amacı neydi gerçekten anlayamıyordum ve bu beni deli ediyordu.
***
Ertesi gün okulda Evren'le adeta köşe kapmaca oynamıştık. Onunla yalnız kalmamak için elimden geleni yapıyordum. Bulut'u da peşimden sürükleyerek bahçedeki çardaklara gelmiştim. Hemen yerleşip bacak bacak üstüne attı ve kollarını göğsünde birbirine bağladı. Bu Bulut'un sorgu modu oluyordu. Bir ara mesajlaşırken de böyle yaptığını söylemişti.
"Anlat bakalım Atlas. Neler oluyor? "
" Ne oluyormuş Bulut'um? "
Gözlerini kısarak " Şirinlik yaparak kurtulamazsın." dediğinde oflayarak yanına oturdum. Evren konusundan şimdilik bahsetmek istemediğim için ortaya başka bir konu attım ama keşke atmasaydım.
"Bir hafta sonra doğum günüm. "
Dikkat dağıtmada başarılı olmuş olacağım ki hemen gözleri parlayıp oturuş pozisyonunu değiştirmişti.
" Ayyy bu şimdi mi söylenir? Kutlamak lazım. "
" İstemiyorum. "
Kaşlarını çatarak bana baktığında kendimden emin duruşumdan ödün vermemiştim.
" Ne demek istemiyorum ya? Çok büyük bir şey yapmamıza gerek yok ki. Kendi aramızda kutlarız. Sen, ben, Evren... "
Ani bir hareketle ayağa kalkmıştım ki onun sesini duyunca olduğum yerde kalakaldım.
" N'apıyoruz üçümüz?"
"Hiçbir şey. "
" Atlas'ın doğum gününü kutluyoruz. "
Benim huysuz sesimle Bulut'un şen şakrak sesi birbirine karışmıştı. İkimiz meydan okuyarak birbirimize bakarken Evren aramıza girerek bağlantıyı koparmıştı.
" Bugün doğum günün mü? "
" Yoo. " dediğimde teyit etmek ister gibi Bulut'a dönmüştü.
" Bir hafta varmış. "
Bir hafta... İşlerimi halletmek için az zamanım kalmıştı. Evren'e yemeğe gittiğim gün annemle yaptığımız konuşma aklıma gelince hüzünlendim. Onunla daha çok vakit geçirmeliydim.
Evren kolunu omzuma attığında şaşkınlıkla ona baktım. "Alerjin yok değil mi Atlas?"Çok yakınımda duran yüzüne büyülenmiş gibi bakarken "Yok." diyebilmiştim sadece.
"O zaman kararlaştırılmıştır. "
" Ne kararlaştırıldı? "
Düşüncelere daldığım için konuşmanın başını kaçırmıştım ve şimdi ikisine sudan çıkmış balık bakışı atıyordum.
" Doğum günü mekanı bizim ev. Annem çok güzel pasta yapar Atlas, parmaklarını yiyeceksin. "
Evren'e göz devirerek kolunun altından çıktım.
"Doğum günümde evde olacağım."
Bulut "Emin misin?" derken endişeli görünüyordu.
"Ne yapalım artık pastayı size getiririm ben de. "
Evren'e bakarken ciddi olup olmadığını ölçmeye çalışıyordum.
" Niye? "
" Ne demek niye? Doğum gününde evde olmak istiyorsan sizin evde kutlarız. "
" Kutlamak istemiyorum dedim. "
" Duyan da beş yıldızlı otelde parti yapacağız sanır. Alt tarafı mum üfleyip hediye vereceğiz Atlas. Doğum günleri kutlanmak için vardır. "
Göz devirerek " Bu zamana kadar kutlamadım. Bundan sonra da kutlamayı düşünmüyorum. " dediğimde yüzü asılmıştı. Tahminimce ısrar etmeye devam edecekti ki Bulut imdadıma koşmuştu.
" Tamam üstüne gitmeyelim. İstemiyorsa yapmayız. "
Evren bu kez de Bulut'a yaklaşıp itiraz ettiğinde Bulut fısıltıyla bir şeyler söylemişti. Ne söylediğini duyamasam da Evren beni darlamayı bırakmıştı.
" Çıkışta birlikte dondurma yemeye gidelim bari. "
Bulut'la aynı anda göz devirince gülmüştük. Evren garip sesler çıkararak aynı cümleyi tekrarladığında kabul etmiştik.
#
-h.i.p

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağlama Duvarı
Conto🚫Dikkat: Bu hikaye kanser olmanızı sağlayacak düzeyde mesajlaşmalar içermektedir. 🚫 Evrence: Kimsin lan sen? Ağlama.duvarı: Okuma yazman vardır diye umuyorum. Evrence: Boş yapma. Arkamdan atıp tutuyormuşsunuz. Ağlama.duvarı: Yaş iftira. Evren...