Gene aynı sahne açılmıştı sanki önümüze ve biz iki bilinmez kaçıyorduk el ele. Perde tekrar açılmıştı önümüzden ve biz ne yapacaklarını bilmeyen figüranlar gibi koşmaya başlamıştık öylece. Konuşamıyordum gerçi tek kelime söyleyecek halim de yoktu .Üşüyordum,üşüyordu tüm bedenim. Rüzgarda sağa sola savrulan saçlarım ıslaklığını rüzgara karşı korurken nefesim kesiliyordu yavaş yavaş. Tükeniyordum sanki tükeniyordu nefeslerim ,tükeniyordu tüm bedenim...
Korkmuştum, hemde çok. İnsanların çığlıkları tekrar tekrar beynimde yankılanırken koşuyordum öylece. Önümde Kerem ve arkasından sürüklenen ben nereye gidiyorduk sessizce böyle?Ne tarafa sürükleniyorduk ikimizde? Söylediğim gibi biz iki bilinmez koşuyorduk bilinmezliklere...
Islak ruhlarımızın birbirine kenetlendiği gibi kenetlemiştik ellerimizide. Savruluyorduk ikimizde hafif esen bu soğuk rüzgarda .Kızaran burnum nefes alamıyor kulaklarım yanımızdan geçen kalabalığın arasında duymuyordu diğer seslerini.Bu kalabalık şehir arsında kaybolmuştuk sanki tıpkı ruhlarımızda ayrı ayrı kaybolduğumuz gibi...
Beni sürükleyen Kerem'e baktım. Simsiyahtı tüm bedeni ,tüm her şeyi simsiyahtı... Islanan vücudu yapışan tşörtüyle belirginleşirken savrulan saçları rüzgarda dans ediyordu özgürce.Ne biliyordu ki o da ?Neyi biliyordu?Bir şey bilmediğinden miydi yoksa bu sessizliği ya da tüm her şeyi bildiğinden ...
Bu sessiz içsel tiyatro yolculuğumuz gene aynı yerle sonlanmıştı. Aynı beton yığınının yüksek katlarında ruhumuzu aşağı bırakırken ...
Manzara gene aynıydı.Biz ikimiz yan yana bu bilmediğimiz şehri seyrediyorduk uzaktan . Bilmediğimiz bu şehir hafiften kararırken havada ambulans sesleri yankılanıyordu uzaktan.
İçim bir kez daha ürpermişti tekrardan.Korkuyordum birisinin canını yakmaktan,bilmediğim bu yabancı insanlara zarar vermekten.Ben suçlu değilim.Birisinin canını yakamam bunu bilmeyerek yapmış olsam da bunu yapamam,ben suçlu olamam...
Tam o sırada Kerem 'in kolunu omzumda hissettim.
"Sen hala korkuyor musun?"
Boş gözlerle ona baktım.Gözlerimi saran gözyaşlarım düşmeye yakın tek bir şey söyleyebildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
Action"Aptallığın temeli midir kaçmak yoksa aptallık mıdır içindeki meraka kapılmak?" Bu ses... Soluk seslerin arasına karışan bu sözlerle vurulmuştum adeta ... Durdum,hatta donmuştu zaman, Çınlayan bu sesle kalakalmıştım o an , Bir mermi sesi değildi bu...