14. Bölüm

710 36 345
                                    

Şarkı:  Stone Cold
Medya: Roberto~İsabella


Yeni bölüme hoşgeldiniz.

Geçen bölüm yaptığınız yorumlar beni o kadar çok mutlu etti ki, size anlatamam. Yani bunun, cümlelere sığdıra bilecek kadar sıradan olmasını istemiyorum. Ama benim işim bu. Yazmak. Cümlelere sığınmak.

Bu bölümü en başından beri yanımda olan, kocaman kalpleri ile bana destek olan, canım arkadaşlarım AyenurBala7 ve ylmzzrojdaa.

Güzel yorumları ile içimi ısıtan, tatlılar tatlısı, sevgili mavibeyaz60.

Güzeller güzeli, sarı aşığı
Nur Tanem xnurrelcin

Tatlı mı, tatlı, şeker mi şeker bir kız olan, canım Nisa_birkn

Çok kısa sürede tanıyıp da, çok sevdiğim bebeğim ,canım denizzcim

Yeni hesap açmasına rağmen, kitaplarımı bulup okumaya devam eden, tatlı bir kız olan
elvinesma ithaf ediyorum.

Bu arada gelecek bölüm de, adını yazamadığım diğer canlarıma gelecek

Keyifli okumalar.....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ruhum Roberto'nun son sözleri ile darmadağın olurken yaşlar gözlerime çoktan hücum etmişti. Derin bir solukla ciğerlerimi doldurdum. Şu an azda olsa rahatlamam gerekiyordu. Çünkü, ona mantıklı bir açıklama yapmak istiyordum. Ancak soruyu sorarken ki, tavrı beni oldukça rahatsız etmişti. Sonuç itibari ile benim ona ne kadar aşık olduğumu biliyordu ve benden şüphe duymuş olma ihtimali bile kalbimi parça parça ediyordu. Yine de bir süreliğine kendimi onun yerine koymaya çalıştım. Hakkında bir şeyler duyuyorum ve bu şeyler de pek içaçıcı şeyler değil.

Kurduğum empati sonucu benim de aynı tavrı takınacağım su götürmez bir gerçekti. Çünkü ona aşıktım ve ondan şüphe duymazdım ancak sorularımın cevabını da arardım.

"Sana her şeyi anlatmak istiyorum" diye mırıldandım. Bir yanıt vermedi ancak gergin olduğu her halinden belliydi. Bir süre nasıl konuşacağım ile ilgili kafamda taslak oluşturmaya çalışsamda her göz göze geldiğimizde beynimdeki düşünceler buhar olup uçup gidiyordu. Çok kısa denebilecek bir zaman zarfında güzel çehresini izledim. Yeşil gözleri yorgun görünüyordu. Her zaman dik ve yenilmez olan omuzları bu sefer çökmüştü. Konuşmam için hiç bir girişimde bulunmasada sabrının sonlarında olduğunu biliyordum.

"Beni anlayacağını biliyorum" dedim kısık ama çoğu duyguyu aynı anda yaşayan bir sesle. Zümrüt yeşili gözleri gözlerimde dolandı bir süre. Ve işte o an onu ne kadar çok özlediğimi bir kere daha anladım. Bu yüzden de, oturduğum yerden kalkıp çekingen adımlarla yanına gittim. Gözlerinde bir kırgınlık mevcuttu. Canının yandığını göre biliyordum.

"Bana inanıyor musun?" diye sordum. Bir cevap vermedi. Bu zaten kırık olan kalbimi tekrardan parçalara ayırdı. Ancak geri çekilmedim. İçimdeki kırgın, üzgün tarafa engel olamadığım için dudaklarımı hafifçe araladım.

"Bana güvendiğini düşünüyordum. Ancak sen.." cümlelerim dudakları ile son buldu. Dudaklarını dudaklarıma o kadar hızlı bir şekilde bastırdı ki bir an düşeceğimi sandım. Sanki, çıldırmış gibi beni bilinsizçe öpüyor direncimi yavaşça kırıyordu. Hafifçe aralanan dudaklarımdan içeri dilini kaydırdı. Elleri çoktan yüzümü avuçlamıştı. Belki de o an beni nasıl öptüğü umurunda bile değildi. Sanki bir şeylerden korumak ister gibi öpüyordu ancak canımı yaktığından haberi bile yoktu. Sanki beni mühürlüyormuş gibi. Sadece ona ait olduğumu göstermek için. Çıldırmış gibi, çok fazla aceleci. Bir keresinde bana bedeninden önce ruhunun tadına bakmak istiyorum demişti. Ancak şu an ruhumu bir enkaza çevirdiğinin farkında mıydı? Bilinci açık mıydı mesela? Aslında çok fazla kendinden geçmiş gibiydi. Düşmemek için omuzlarına tutundum. Sağ eliyle çenemi hafifçe kavradı, dokunuşu sert değildi. Başımı yana yatırsa da, ona karşılık veremiyor, hızına yetişemiyordum.

Bella Donna Del Capo(Onurlu adamlar serisi #1) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin