1.3

210 183 50
                                    




Evdeki neşe nereden geliyor?

"EVLİLİK; BİR KADININ hayali, bir erkeğin ise hapishanesidir." diyen ve bunu bile bile ladesleyen bir çok çift tanıdım. Memnunlar mıdır hallerinden? Hem anladığım hem de anlayamadığım bir çok yanı var bunun.

Adam kadının hayalini gerçekleştirmesine sebep olduğu için bu mutluluk oyununda bir çıkış yolu tutturmuştur. Peki kadın nasıl bir çıkış yolu bulmuştur bütün heyecanları geçtikten ve elde etmenin vermiş olduğu bıkkınlıktan sonra? Sonuçta bir kişinin hapishane hayatını başlatan canipten olarak aklıma deli sorular gelip gelip duruyor...

"İlklerim, iyiliklerim, şükürlerim" diyerek mi hayata güçlüce sarılıp devam ediyorlar?


Ne hoş bir hasret!

Nimetleri fark etmek,

Sevginin gücünü çoğaltmak.

İlklerim,

İyiliklerim,

Şükürlerim,

Diyerek pür neşe olmak....


Belki de şu hikayede bunun ipuçları saklıdır:

Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadetin dalgalanmaları, zengin ailenin duvarları aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış.

Akşam olunca, fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş.

Bir gün karısına demiş ki: " Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok? Sen yarın fakir komşunun hanımından sor bakalım. Saadetlerinin sebebi ne ise biz de onlar gibi saadete nail olmaya çalışalım."

Kadın sabah olunca fakir komşuyu ziyarete giderek, konuşma sırasında evlerindeki saadetten sual açmış.

Fakir komşunun hanımı demiş ki : "Bizim küçük bir altın topumuz var. Akşam olunca ben efendime oda bana altın topu atarak eğleniriz."

Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına nakletmiş. Adam ertesi gün kuyumcuya giderek altın bir top sipariş etmiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup, altın topu birbirlerine atmaya başlamışlarsa da hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış....

Hatta madeni topun ağırlığı sebebiyle canları yanmış; sert atışlar yüzünden topun isabet ettiği vücutları yer yer morarmış.

Sabah olur olmaz zenginin karısı, alelacele fakirin ailesinden sormuş: " Biz senin dediğin altın topu yaptırdık, fakat neşelenmedik."

Fakir komşu şaşırır ve şöyle der: " O bildiğin gibi bir top değil ki! Sarı saçlı, masum bakışlı bir yavrumuz var. Biz ona Altın top diyoruz . Akşam olunca kah benim kucağıma kah babasına koşar ve bizi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz."

Erkek övgüyle,

Kadın ilgiyle,

Çocuk sevgiyle yaşar....

Binaya konulan harç, nasıl tuğlaları birbirine kaynaştırırsa evlat da karı ve kocayı birbirine bağlar


Aşkın büyüsü sığmaz kabına.

Vardır gönülde nehir olma arzusu.

Meftun olur bir ceylan bakışa.

Ezber bozmaz tutulan sevda.

Yürek Yorgunları (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin