Bir vefa hikayesi
BİZ, BİZİ arayanı arar,
Soranı sorar,
Gelene gider,
Adım atana koşarız.
Biz ağlayanı güldüren oluruz, evet ama yaramıza merhem istemeyiz.
Lakin yaralıya çare olmaya çalışan biçareleriz.
Çünkü biz aciziz.
Çünkü biz haddini bileniz.Dilden dile dolaşan şöyle bir vefa hikayesi anlatılır:
Yaşlı bir adama sokakta yürürken bir bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış. Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek herhangi bir çatlak yada kırık olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler.Yaşlı adam huzursuzlanmış, acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar.
"Eşim huzurevinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum." demiş.
Hemşire "Eşinize haber iletir, geçikeceğinizi söyleriz." deyince, yaşlı adam üzgün bir ifade ile "Ne yazık ki karım alzaymır hastası. Hiçbir şey hatırlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor." demiş.Hemşireler hayretle "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?" diye sormuşlar.
Adam cevaplamış:
"Ama ben onun kim olduğunu biliyorum."Büyük acıların bir yerleri görünür ucundan, kenarından.
Zemheriden sonra ansızın yaz olmaz.
Önce baharlar gelir çiçekler açar.
Ne kadar yorulsa da yürek,
yüreğe sevgi gerek....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Yorgunları (TAMAMLANDI)
PoesiaSusanın gönlü har içinde kor Olur. Vicdanımın bağıran sesi susmuyor. Gönlüm yol çeker lakin, ayaklar yorgun. Gönül bin beter yorgun...