38.bölüm:derdim çoktu ama kimsem yoktu.

169 15 0
                                    


Okuduklarım beynimi resmen ele geçirmişti. Bunların hepsi ağır şeylerdi yani bilmiyorum bunlara nasıl katlanmış bunca zaman anlamıyorum.

Bilgisayar başından kalkıp üstüme hırkamı alıp evden çıkmak için hazırlandım.

"Nereye!?"

Jin hyunga bakıp gülümsedim ve cevap verdim.

"Bora'nın yanına gidiyorum. Artık o kadar yanlız kalmasını istemiyorum. İlla biriyle konuşacaksa benimle konuşsun."

Jin hyung bana gülümsedi ve konuştu.

"Aferin gitte konuş onunla."

Ayakkabılarımıda giyip evden çıkıp merdivenlerden indim. Evinin önüne gelince kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Kapı açılınca nedensizce gülesim gelmişti. Bana boş bakışlar atarken konuştum.

"Beni içeri almayacak mısın?"

Bora anında kendine gelip kenara çekildi içeri girip koltuklardan birine yayıldım.

"Neden geldin?"

Sorduğu soruyla kafamı ona çevirip kaşalarımı çatıp cevap verdim.

"Gelmemden pek hoşnut değil gibisin."

Anında ellerini sallayarak endişeyle cevap verdi.

"Hayır sadece merak ettim."

Ona gülümsedim ve ellerini tutup onu yanıma oturtturdum.

"Yanlız kalmanı istemiyorum çünkü. Eşyalarla yada başka şeylerle konuşmanı istemiyorum illa biriyle konuşacaksan o kişi ben olmak istiyorum."

Bir anda gözlerini büyütüp bana baktı.

"Eşyalarla konuştuğumu nerden biliyorsun!? Sana böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum!"

Dediği şeyle bende şaşırmıştım. Gerçekten eşyalarlamı konuşuyordu.

"Bilmiyordum namjoon hyung söyledi bende öylesine söyledim ama gerçekten konuşuyormuşsun."

Bora gözlerini kaçırarak etrafa bakınmaya başladı.

"Biliyorum biraz saçma ama elimde değil işte."

Ona gülümseyip çenesinden tutup kafasını bana doğru çevirip gözlerine baktım.

"Utanılacak bir şey yok bora. İyileşmende yardım edeceğim. Hatta başkanımızla bile konuştum seninle olmama karşı gelmedi ve iyileşmen için yardım edeceğini bile söyledi. Ama şu psikoluğunla konuşmam gerek. Bir sonraki randevuya bende gelebilir miyim?"

Yine gözleri dolmuştu. Gözlerini kapatıp kafasını salladı. Ve gözlerini açtığı gibi göz yaşları gözlerinden firar etti. Yine ağlıyordu mutlu olduğunda da üzgün olduğunda da. Bir anda bana sarıldı ve boğuk çıkan sesiyle konuşmaya başladı.

"Yanımda olduğun için teşekkür ederim. Hayatım boyunca bu kadar mutlu olmadım."

"Bundan sonra elimden geldiğince seni mutlu edicem."

Saçlarını okşadım ve kafasını yasladığı göğsümden kaldırmasını sağladım göz yaşlarını silip gözlerinin içine derince baktım.

"Anlat bana güzelim. İçini dök bana ve rahatla. Bütün ağırlığı tek başına taşıma bırak sana yardım edeyim."

Bora kafasını salladı ve koltuğa yaslandı ellerini ellerime hapsedip yüzünü inçelemeye başladım oda o ara nasıl başlasam diye düşünüyor olmalıydı. Kafasını kentlediğimiz ellerimize bakarak konuşmaya başladı.

 𝐼 𝓁𝑜𝓋𝑒 𝓎𝑜𝓊! / ʝʝⱪ ✓  {𝓉𝑒𝓍𝓉𝒾𝓃𝑔} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin