𝐼 𝓁𝑜𝓋𝑒 𝓎𝑜𝓊! / ʝʝⱪ ✓ {𝓉𝑒𝓍𝓉𝒾𝓃𝑔}

53.bölüm:BENİ NEDEN SEVMEDİN!

1 hafta sonra...

Tam bir hafta oldu ve ben hala jungkooktan haber alamıyordum. Onu sürekli aradım mesaj attım fakat bana asla geri dönmedi ve şirkete gittim fakat şirkete girmem yasaklanmıştı. Bunlar neden oluyor bilmesemde çok kötü bir durumdaydım. Bir açıklama bir kelime. Sadece yüzünü görsemde yeter. Ama yoktu ona bir türlü ulaşamıyordum. Umutsuzca telefonumu elime aldım ve tekrar aradım. Çaldı... çaldı... fakat kimse açmadı.

Telefonu üzgünce masaya bırakıp televizyon karşısına geçtim. Yine o magazin haberinde durdum ve öylesine izlemeye başladım belki jungkookla ilgili bir şeyler öğrenirdim ve öylede oldu da.

'Ünlü bts üyesi jeon jungkookun gerçek sevgili ortaya çıktı. Bighit bugün saat 13:00 da jeon jungkookun gercek sevgilisi olduğunu duyurdu. Tam olarak olaylar hala karışık olsada bazı insanlar bu olayların gercek olduğuna inanmıyor ve hala gerçek sevgilisinin bora olduğuna inan insanalar var. Ve Jungkookun yeni sevgilisi çok fazla linç aldı boradan nefret edenler bile bora daha iyiydi diye düşünmeye başladı ve bu olaylarlar hakkında armyler bir sürü teori paylaştı. Ve jeon jungkook twittir hesabında sevgilisiyle beraber altında 'işte gerçek sevgilim' diye bir resimle beraber bir twit attmasıyla etraf iyicene kızıştı ve dünya gündeminde en çok konuşalan olay oldu.'

Demek gerçek sevgilin he! Demek bu kadardı senin sevgin! Sinir bütün vücudumu kaplarken ayağa kalktım ve sinirle elimdeki kumadayı televizyona fırlattım. Masada duran bardağı da alıp televizyona fırlattım ve bardak televizyona çarpıp yere düşüp tuzla buz oldu. Bütün siniri parmak uçlarıma kadar hissediyorum. Ben gerçek sanmıştım! Aşıkımız gerçek sanmıştım! Ben ona güvenmiştim.

Gözlerimden dolup taşan gözyaşlarımı serbest bıraktım ve koltuğa sinirle oturdum ve bağırarak ağlamaya başladım. Bunu bana nasıl yapar! Beni seviyor sanmıştım! Kollarımı dizlerime dayayıp ellerimi yüzümün içine aldım.

"Bunu bana neden yaptın!"

"Senin gibi sorunlu bir çocuk istemiyorum ben! Şu haline bir bak sen bir hiçsin herkes senden iğreniyor kimse seni istemiyor. Bende seni istemiyorum."

Kulaklarımda çınlayan o sesle kala kalmıştım. Annem haklıydı. Ben sevilmeyi hakeden biri değilim. Ben deliyim ve kimse bir deliyle olmak istemez. Annemde bu yüzden beni terk etti. Şimdi de jungkook beni terk etti. Telefonumun masanın üstünde titremesiyle oflayarak elime aldım.
Bu sefer başka bir numaradan gelmişti mesaj.

'.... cafesinin arka tarafına bir saat içinde gel seni bekliyorum.'

Bu kim ya şimdi beş dakika depresyona bile giremiyordum. Hem biye bu saatte beni çağırıyor hemde akşam akşam. Neyse gideyim başıma bir şey geleceksede gelsin kaybedecek hiçbirşeyim yok artık. Üstüme kapüşonlu ve siyah bir pantolon giydim. Maske falan alıp kapüşonumu kapattım ve adrese doğru gittim. Cafenin önüne gelince arka tarafa gel dediği aklıma geldi ve cafenin etrafında dönüp arka tarafına gridim fakat ön tarafı çok işlet bir cadde olsada arka tarafının korkunç bir havası vardı.

Bir anda karşıma siyah kısa elbiseli yüzü gözükmeyen bir kadın çıkınca yerimden sıçramıştım. Kadının yüzünde gözlük be maske vardı. Gözlüğünü çıkardı ve zaten direk kim olduğunu anlamıştım.
Annem! Maskesinide çıkardı ve bana buz gibi bakışlar attı sonrasında kafasını yere eğdi ve tekrar kaldırdığında hüzünlü bakıyordu.

"İyileşmişsin."

Ona sadece boş bakışlar atarken o gergin görünüyordu. Sürekli kafasını ellerine indiriyor sonra etrafa bakınıyor ve tekrar bana bakıyordu.

"Senin adına sevindim fakat terkde edilmişsin."

Aklıma gedliği gibi gözlerim dolmuştu bu yüzden kafamı yere eğdim ve gözlerimi kapadım.