Lütfen oy veriiinnn.
İyi okumalar...
I love you...Daha bir kaç saat önce tanıştığım arkadaşlarımla birlikte oturmuş konuşuyorduk. Kendimi o kadar iyi hissediyorum ki anlatamam ilk defa arkadaşlara sahibim ve bu harika bir duygu. Bütün gün boyunca jungkook pratik falan yaptığı için bende kızlarla birlikte zorlada olsa şirkette gezdik ve üyeleri izlemiştik. Bana o kadar iyi davranıyorlardı ki ağlayabilirim.
Yura en sıcak kanlı kız olarak sürekli bana sorular soruyor sürekli konuşmam için uğraşıyordu ve bazı saçma sorularından beni mi cha kurtarıyordu. Haneul ise bana sürekli jungkook'un onları beni nasıl anlattığını ve bazı komik anlarını anlattı. Mira ise benim çok güzel olduğumu falan söyleyip durdu.
Mi cha en sessiz kişiydi ama konuştuğu zaman boş konuşmak yerine mantıklıca konuşurdu. Yoongi oppa'nın sevgiliside aynı kendisi gibi ben hayatımda bu kadar bir birine uyuşan çift görmedim.Saatler sonra pratik odasında bir yerlere oturduk biraz etrafı inçeledim. Normal büyük bir odaydı işte odanın her yanında çalışanlarla doluydu. Nasıl bu kadar kişiye maaş veriyorlar anlamıyorum bu kadar kişiye maaş vereyim derken iflas etmeleri gerekiyor. Ama tabii zengin bir şirket olunca paranın yarısının artığına eminim.
Gözlerim etrafta dolanırken yine aynı kadınla göz göze geldik. Yine bana sinirli bakışlar atıyordu ve bir ellerini sıkıca yumruk yapmış sıkıyordu. Bir anda arkamdan bir yere gözleri kaydı sonrasında tekrar bana baktı ve siniri bir anda uçup gitti ve bana yandan bir gülüş attı ve dönüp gitti. Bu acayip itici bir gülüştü. Yüzümü buruşturdum ve kafamı konuşan kızlara çevirip zorda olsa onlara katıldım.
Nerdeyse on dakika falan sonra jungkook yanıma gelmişti ve elimden tutup beni kaldırmıştı. Gülümseyerek bana baktı ve beni oradan çıkarttı.
"Arkadaş edinmene çok sevindim."
"Bende öyle. Onlar iyi biri gibi."
"Öyleler onları uzun zamandır tanıyorum."
"Neden sevgili oldukları açıklanmadı."
"Bilmiyorum PD'nimin farklı planları var herhalde."
Beni alt kattaki mutfağa getirdi ve masanın üstünde duran kahve paketlerinden iki tane alıp iki bardağa boşalttı. Sıcak suyuda üstüne döküp karıştırdı ve bardaklardan birini elime tutuşturdu mutfaktan çıktı bende peşine takılıp onu takip ettim terasa çıkıp yerdeki puflardan birine oturduk akşam saatlerinde olduğumuz için gün batımı harika bir manzara sunuyordu bizde bu manzara eşliğinde sessizce kahvelerimizi yudumluyorduk.
Umarım en yakın zamanda iyileşirim ve bende herkes gibi kalabalık ortamlar rahatça girip herkesle çekinmeden rahatça konuşabilirim. Elimde bir sıcaklık hissedince irkildim ve elime baktım.jungkook'un sıcacık eli elimi sıkıca tutmuştu.
Kafasını omzuma yasladı ve bir şarkı mırıldanmaya başladı.Jungkook- Never not
sesi o kadar güzeldiki vücudum mayışmıştı. Şirkette olmasıydık uyurdum. Bir süre sonra şarkı söylemeyi bıraktı ve derin bir nefes aldı.
"Doğruyu söylemek gerekirse bu hastalığının bazı yönleri hoşuma gidiyor."
Dediği şeyle şaşırmıştım kaşlarımı çattım ve yüzüne dik dik baktım.
"Bakma bana öyle ilkin olmak güzel ve erkeklerle konuşamıyor olman benim hoşuma gidiyor. En azından başkasına yaklaşamayacağını bildiğim için seni kıskanmıyorum. Ama senin yinede iyileşmenin istiyorum."
Hafifçe güldüm ve ona dik dik bakmaya devam ettim.
"Elimde olsa bu dediğin için seni döverdim jungkook."
Bana dişlerini göstererek güldü sonra ayağa kalktıp bana elini uzattı.
"Hadi artık seni eve bırakalım."
Kafamı salladım ve elini tutup ayağa kalktım. Şirketten çıkıp otoparka indik ve sabah bindiğimizden daha farklı bir arabaydı. Siyah Mercedes'di. Sanırım bu araba jungkook'un du.
"Bu araba senin mi?"
"Hayır menajerimin arabası seni bırakmak için istedim."
Demek menajerinin arabası. Adama bak be ne marka araba kullanıyormuş. Arabanın konforlu koltuğuna yerleşip kemerimi taktım jungkook'ta arabayı çalıştırıp yola çıktı. Evin önüne gelince ona döndüm ve gülümsedim.
"Teşekkür ederim getirdiğin için ve bugün için."
Tam arabadan inecekken kolumu tutu ve beni tekrar koltuğa çekti. O anlık şokla gözlerimi kapamıştım ensemdem tutup beni yüzüne yakınlaştırdı ve dudaklarını dudaklarıma kapadı. Dudakları haraket etikçe kendimden geçiyordum resmen bende ona karşılık verince güldüğünü hissetim ve o an biraz utanmıştım. Benden ayrılınca domatese döndüğümden emindim. Bana sırıtarak baktı ve tekrar yaklaşıp dudağımın kenarına bir öpücük konudurdu.
"Seni yarın yine almaya gelirim. Gelmeden önce ararım. Şimdi tekrar şirkete dönmem gerek."
Kafamı salladım ve ağırca arabadan çıktım. Bana açık camdan el salladı ve gitti. Bende arkama dönüp eve girdim. Odama çıkıp üstümü çıkartıp banyoya girdim kısa bir duş alıp çıktım üstüme rahat pijamalarımı giyip mutfağa girdim ve sabahtan beri kahvaltıyla durduğum için bolca tıkındım. Evde bir anda sakinlik hissedince yerimde kala kaldım.
Rubi? RUBİ NERDE!? Eve geldiğimden beri onu görmedim. Şuana kadar yanıma gelmiş olmalıydı. En son onu evde uyurken bıraktım. Evden kaçmış olamazdı değil mi!? Lanet olsun!
"Rubi?"
Odama çıktım ve dolapımın kapaklarını açıp içine baktım eğer çıkmadan önce burayı acık bıraksaydım buraya girmiş olabilirdi. İçerde olmadığını fark edinçe aşağıya tekrar indim.
"Rubi!? Nerdesin kızım!?"
Off! Lütfen gitmemiş olsun. Evin her yerinde onu aradım evde olmadığını farkettiğimde üzerime bir hırka alıp bahçeye çıktım genelde bahçeye çıkan kapı açık olduğu için ordan çıkmış olabilir. Ama orayı hep açık bırakıyorum daha önce hiç bunu yapmamıştı. Bir tek ben evdeyken bahçeye çıkardı bahçe dışınada bensiz asla çıkmazdı şimdi neden gitmişti. Yada bahçeye çıktıda birimi aldı! Düşüncesi bile korkunç lütfen ona bişey olmamış olsun. Bahçeden tam dışarı çıkarken duyduğum havlama sesiyle kafam sesin gelen yere doğru çevirdim anında görüş alanıma bana doğru koşan köpeğimi görünce ne kadar rahatlamıştım anlatamam. Anında yere çöktüm ve onu kucakladım.
"Nerdeydin be kızım çok korktum yoksun diye."
Bana havlayarak cevap verdi. Onu içeri soktum. kabına mamasını falan koyup önüne koydum ona normalde kızabilirdim fakat buna hakkım olduğunu düşünmüyorum onu ne kadar sevsemde eğer benimle kalmak istemiyorsa gidebilir fakat başına bir şey gelmiş olduğu içinde gelmemiş olabilirdi bu yüzden korkmuştum ama neyseki döndü. Neden gitti bilmiyorum ama illaki bir sebebi vardır yada canı sıkılmıştır evde şirkete alsalar onuda götürürdüm fakat alacaklarını düşünmüyorum.Yere çöktüm ve rubi'nin kafasını okşamaya başladım.
"Niye gittin be kızım."
Yerden kalkıp koltuğa oturdum ve bir dizi açıp izlemeye başladım. Rubi mamasını bitirince koltuğa çıkıp uzandı ve kafasınıda dizlerimin üstüne koydu elimi kafasını üstüne koyup okşadım. Sanki biraz yorgun gibi geldi bana neden bilmiyorum ama diğer günlere göre çok sakin normalde evde koşturur durur ve en sonunda rasgele bir yerde uyuya kalırdı yada benimle uğraşırdı işte şimdi ise sakince benimle dizi izliyor resmen.
Çok kafaya takmadan dizimi izleneye devam ettim. Saatler sonra rubi uyuya kalmıştı ama ben uyumak istemiyordum. Çünkü zaten biliyorsunuz. Bu yüzden dizinin devamını açtım ve izlemeye devam ettim. Hava aydınlanmaya başlayınca dizimde yatan rubi'nin kafasını dizlerimden kaldırıp yavaşça bir yastığın üstüne koydum. Televizyonu kapatıp yatak odama çıktım ve yatağıma kurludum ve kendimi huzurlu bir uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐼 𝓁𝑜𝓋𝑒 𝓎𝑜𝓊! / ʝʝⱪ ✓ {𝓉𝑒𝓍𝓉𝒾𝓃𝑔}
FanfictionAcılarım birleşip bir deniz olmuştu. Simsiyah bir deniz. Beni boş bir anımda tuttu çekti içine. Boğdu beni içinde. Kurtulmaya çalıştım. Çırpındım. Ama yüzme bilmiyordum. En derine doğru çekiliyorum. Acılarım beni içinine doğru çekiyordu. O d...