"Sakin ol bora."Kolumu omzuna atıp onu kendime çektim. Bugün psikoloğuyla olan görüşmesine gidiyoruz. Tabiiki ben yine yüzümde maske gözlükler falan ve yanımdaki ufak tefek olan boro bana bakmalarına rağmen geriliyor ve sürekli kolumu çekiştiriyordu.
Sonunda geldiğimizde biraz bekleyip içeri girdi. Tabii önce o girdi ben sonra gireceğim. O çıktıktan sonra bende içeri girdim ama maskemide çıkardım yani öyle girip konuşmam garip olurdu.
Psikolog beni görünce anlık bir şok yaşadı. Sonrasında da gülümsedi ve masasının karşısındaki koltuğu işaret etti."Lütfen oturun."
Koltuğa oturup adamı biraz inçeledim. Yakışıklıydı ama benim kadar değil işte. Neyse konumuz bu değil.
"Demek bora'nın meşhur sevgilisi siziniz. Şaşırdım açıkçası ona ne zaman onunla buluş desemde istemedi. Ve adını bile söylememişti şimdi neden söylemediği anlaşıldı."
Adama gülümsedim.
"Belliki buraya sevgilinin durumunu öğrenmek için geldin öyle değil mi?"
"Evet. Onun iyileşmesinde yardım etmek istiyorum ama neler yapabilirim pek bilmiyorum."
"Merak etmeyin yardım edicem. Öncelikle bora'nın bir kaç psikolojik sorunu var yani bir tane falan değil. Bunlar sosyal anksiyete, bipolar bozukluğu ve major depresyon. Aslında bunların hepsi bir arada olmaz ama bora'nın durumu biraz vahim. Bu yüzden yıllardır iyileşemedi. Bu üçününde seviyeleri fazla bora hayatının yarısını yanlız yaşadığı için psikolojisinin bozuk olduğunu anlamakta biraz zorluk çekti. Etrafındaki eşyaları canlı sanıp onlarla konuştu. Hatta onların bir canlı olmadığını anladığında bile konuşacak kimsesi olmadığı için yinede onlarla konuşmaya devam etti. Bipolar, ileri seviyede olanlar bunu anlayamaz. Buraya geldiğinde bipolar bozukluğu olduğunu çok geç anlamıştım. Çünkü kendisi farketemediği için banada anlatamamamıştı... diğeri ise major depresyon. Hani sürekli evde ya aslında korktuğu için evde değil o aslında evden çıkıp gezmek istiyor ama bu majör depresyon bunu engelliyor kendisini bitkin ve yorgun hissetmesini sağlıyor bu yüzden hem korkuyor olması hemde yorgun olması onun dışarı çıkmasına engel oluyor."
"Yani kendisi çıkmaka mı istiyor?"
"Evet yani kendisi insanlara alışmak istiyor ama major depresyon yüzünden bitkin ve yorgun hissediyor bütün gün evde oturmasına rağmen. O da bunu bahane ediyor işte kendince... sosyal anksiyeteye gelelim. İşte en önemli sorun bu. Çünkü insanlardan korkmasına sebeb olan şey bu. Bu hastalık onun okulda sürekli alay konusu olduğu için ve sürekli ona ezik bakışları attıkları için bu halde. Bu onda kötü bir etki bırakmış ve sürekli kimsenin ona bakmamasına rağmen izlendiğini hissediyor ve bu onu geriyor. Sanki bir anda biri gelip ona ezik durumuna düşerecek sanıyor. Sürekli dışarı çıkarsam tacize uğrar mıyım!? biri bana dokunmaya çalışır mı!? Gibi şeyler düşünüyor... onu nasıl iyileştireceğin konusuna gelirsek. Bunu yavaş yavaş yapmalısın. Yani direk onu çok kalabalık bir ortama sokma. İlk başta sadece bir kaç kişiyle konuşturmaya çalış yada sadece ortama soksan yeter. Her seferinde ona hiçbir şey olmayacağına dair güven ver ki kendini güvende hissetsin. Ama bir zaman sonra sen yanında olmadan da kalabalık ortamda durmayı da öğrenmeli. Hepsi yavaş yavaş olacak sakın bir anda kalabalık bir ortama sokma yoksa dahada kötü hale gider.Evet bu kadar geri kalanını sen hallet... Bu arada ilaçlarını aksatmasın bi zaman sonra onları içmeye zaten bırakacak. "
Adama gülümsedim ve ayağa kalkıp önünde eğildim.
"Teşekkür ederim."
Odasından çıkıp kapının önününde bekleyen boranın yanına gittim. Benim çıktığımı fark edinçe kafasını kaldırıp bana korkakça baktı. Neden böyle bakıyor bilmiyorum. Maskemi falan takıp onu okulum altına alıp burdam çıkarttım. Eve giderken yine sesiz ve gergindi. Evine geldiğimizde kapıyı açtığı gibi rubi boranın üstüne atladı. Sonra bana döndü ve yüzüme bakıp hiç tepki vermeden arkasını dönüp gitti.
Bora üstündeki ceketi çıkartıp koltuğuna kuruldu.ve bana dönüp sıkıntıyla konuştu.
"Sana ne söyledi?"
"Önemli şeyler söyledi."
"Ne gibi?"
"Seninle alakalı önemli şeyler."
"Ya söylesene!"
Yanına oturup ona yanaştım ve onu kendime çekip sarıldım.
"Ne söyleye bilir ki. Sadece seninli ilgili yapmam gerekenleri falan işte."
"Peki."
Onu kendimden ayırıp yüzüne dikkatlice baktım gözleri bana değil yerlerde dolanıyordu. Sanki bir şeyler düşünüyor gibiydi. Ne düşünüyorsun diye sorsam cevap vermeyeceğini bildiğim için sormadım.
psikoloğun dediği gibi onu yavaş yavaş iyileştirecem. Mesela ilk üyelerle tanıştırsam. Korkar mı ki? Yedi erkek? Korkar mı ki?
"Bora?"
Kafasını bana çevirip kaşlarını kaldırdı.
"Hı."
"üyelerle tanıŞmak ister misin? Yani belki tanışmak istersin he?"
Bora gülüp kafasını eydi.
"Bu beni iyileştirmek için bir başlangıç mı?"
"Şey yalan söylemek istemiyorum bu yüzden evet öyle."
Bana şirince gülümseyip. Ayağa kalkıp elimi tutu.
"Evet onlarla tanışmak istiyorum. Hadi gidip tanışalım."
Kolumu çekiştirip beni kaldırdı. Nedense iyileşmek için onunda uğraşması beni mutlu etmişti. Evden çıkıp karşı apartmana doğru yürüdük. İçeri girip asansör yerine merdivenleri tercih edip yukarı çıktık.
Kapının önüne gelince gerildiğini farketmiştim bu yüzden elini sıkıca tuttum. Bana dönüp gülümsedi ve kendisi kapıya vurdu. Kapı sanki birinin gelmesini beklermişçesine anında açılınca bora korkup geri gitti.Tae hyung ve yanında jimim hyung ile bize gülümseyerek bakıyordu. Tae hyung geri çekilip kapıyı daha da açtı.
"Hadi gelsenize içeri."
Bora gerildiği için elimi sıkmasından anlamıştım. Ama bi andan da üyeleri görmenin mutluğuyla hafiften gülüyordu. İçeri girdiğimizde arkamızdan tae hyung kapıyı kapattı jimin hyung anında benim kolumu tutup solona sürükledi tabi bende bora'nın elini tuttuğum için oda benimle sürükleniyordu.
Bütün üyeler solondaydı ve herkez bora kadar gergindi yani tae ve jimin hyung dışında. Borayı bize en yakın bir koltuğa oturttum ve herkese gergin bakışlar atmaya başladı ama bi andanda hala gülüyordu. Arada dudaklarını ısırıyor, elleriyle oynuyor ve gözlerini kaçırıp duruyordu. Umarım bugün iyi sonuçlanır.____________________________________
Selam canlarım. Uzun zamandır telefonum bozuk diye yazamıyorum çok sorry. Ve bir şey sormak istiyorum hikayeye tabi ki texting bölümler yapıcam ama bütün bölümleri mi texting olarak yazsam? yoksa böylemi devam etsem? emin değilim. Lütfen 🙏 yorumlarda belirtin.I love you😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐼 𝓁𝑜𝓋𝑒 𝓎𝑜𝓊! / ʝʝⱪ ✓ {𝓉𝑒𝓍𝓉𝒾𝓃𝑔}
FanfictionAcılarım birleşip bir deniz olmuştu. Simsiyah bir deniz. Beni boş bir anımda tuttu çekti içine. Boğdu beni içinde. Kurtulmaya çalıştım. Çırpındım. Ama yüzme bilmiyordum. En derine doğru çekiliyorum. Acılarım beni içinine doğru çekiyordu. O d...