Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öncelikle size bir haberim var, 20 günlüğüne köye gidiyoruz ve internetim kısıtlı olacak. Bu nedenden dolayı pek sık bölüm atamayabilirim. İnternet bulduğum ilk yerde bölüm atmaya çalışacağım.
Bölüm geç geldi çünkü ;sınırın geçilmesini bekledim,geçilmeyeceğini anladığımda kitabı okuyan kişileri daha fazla bekletmek istemedim :)))
SINIR; 13 OY 70 YORUM
BÖLÜM 28
"DAYANAMIYORUM"
YAZARDAN;
"Bırak beni ne olur" genç kadın saçlarını çekiştirip gözyaşları içinde yattığı hastane yatağından kalkmaya çalıştı.
Koluna bağlanan serum ve üzerindeki mavi hastane örtüsüyle perişan bir haldeydi. Onu bu hale getiren yıkılmışlığın verdiği acı hissiyatıydı.
Kollarını yatakta sabit tutmaya çalışan siyah gözlü adamın içi yanıyordu. Sevdiği bu hale getiren kişi öz mü öz babasıydı. Nefreti dorukta yaşıyordu.
Sevdiğinin canını yakmamak için ellerini gevşetip gözyaşları içindeki kadına baktı. Kızarmış ve şişmiş gözleri, dağılmış saçları ve ağlamaktan bitap düşmüş bedeni.
Uyandığından beri bağırıp çağırıyor. Ondan kendisini bırakmasını istiyordu. İçeriye giren iki hemşire de adama yardım edip kadının çırpınan bedenini kavradılar.
"Savaş, ne olur beni bırakın" genç adam titrek bir soluk koyverdi.
"Bırakamam güzelim,sakinleşmen gerek" genç kadın duyduğu cümle ile gözyaşları içinde çırpınmayı bıraktı. Hıçkırıklara boğulurken içeriye giren doktor sakinleştirici iğneyi yapmıştı bile.
Gözyaşları yüzünde kurumaya başlayan kadın yatakta perişan bir pozisyonda uykuya daldı. Adam saçlarını sinirle geriye yatırıp derin soluklar alıp vermeye başladı.
Alev gibi yanan bakışları kendisine bakan doktoru buldu, mesajı almış gibi dışarı çıktı. Ardından gelen doktor durumu açıklamak için boğazını temizledi.
Genç adam sevdiği kadının neden bayıldığını halen bilmiyordu. Aklındaki tek şey krizlerinin geri başlamış olup olmamasıydı.
"Kriz geçirmeye yeniden mi başladı." ses tonunda çaresizliğin izleri vardı. Yaşlı doktor suratını asıp içerideki kadına baktı. Meslek hayatında bu kadar yıkılmış bir insan ilk defa görüyordu.
