"Yorumlarınızı benden esirgemeyin lütfen,
keyifli okumalar...."
BÖLÜM 11
"YÜZÜK"
YAZARDAN;
Ormanda yankı yaratan sert tekerlek sesleriyle takım elbiseli adamlar olduğu yerde daha da dikleşti.
Siyah araba ormanın yeşilliğinde parıldıyordu. Uzun arabadan çıkan adam gömleğini düzeltip hafif adımlarla koşarak gelen adamın kapısını araladı.
Dışarı atılan adımla tüm korumalar korkuyla titredi. Bu adam Ankara'nın en bilinen ünlü iş adamlarından birisiydi. Aynı zamanda en ünlü silah ticaretçisi.
Yaşlı adam kapının kulpuna elini koyduğunda takım elbisenin siyah parçasının kapattığı yer hafifçe açıldı. Adamın elinde açığa çıkan karga dövmesi gözler önüne serilmişti.
İri ve yaşlı bedenini dışarı çıkardı. Rüzgar adamın beyaz ve gri karışımı saçlarını uçuştururken kendinden emin adımlarıyla büyük evine ilerledi.
Yanında biten en sadık adamı, elinde kağıtlarla dolu dosyayla adama baktı.
"Hoş geldin baba" yaşlı adamın yüz hatları daha da gerilirken yürümeyi bırakıp adamına baktı. Genç korumanın kahve gözleri korkuyla ışıldarken yaşlı adam elini adamın omzuna koyup
hafifçe sıktı. Genç çocuğun bedeni gevşerken derin bir soluk verdi dudaklarının arasından.
"Hoş buldum evlat" en samimi ve aynı zamanda mesafesini koruduğu adamı karşısındaydı. Her konuda ona güveniyor en önemli işlerini ona hallettiriyordu.
"Son durumlar ne?" genç adam baştan sona titredi. Bu haberi yaşlı adama nasıl vereceğini bilmiyordu. Yaşlı adamın siyah gözleri sinirle kamaşırken kötü bir şeyler olduğunu sezebilmişti.
"Sana bir soru sordum evlat" yaşlı adamın gergin sesiyle, koruma eğik başını kaldırıp babasına baktı. Zar zor yutkunup elindeki dosyayı sıktı. Tüm gerginliğinin dosyanın almasını dileyerek.
"Ecem'i Savaş'la konuşurken yakalamışlar baba" yaşlı adamın bedenindeki her kas gerildi. Siyah gözleri daha da koyulaşırken sakinleşmek için parmağındaki yüzüğü çevirmeye başladı.
Karşısındaki korumanın korkudan kendisine bakmaya dahi cüret edemediğini fark etti. Suçluluk duyması iyiydi.
"Ne demek bu?" yaşlı adam her ne kadar sakin konuşmaya çalıştıysa da sesinden öfkenin tınısı hissedilebiliyordu.
Burnundan derin soluklar alıp vererek sakinleşmeyi diledi. Bu sorunun cevabını biliyordu ,amacı detaylardı.
"Baba, Savaş'la Ecem aynı okuldalarmış" yaşlı adamın kaşları kavislendi.
"Ecem kriz geçirince Savaş yardım etmiş" yaşlı adamın kaşları hayretle kalktı. Savaş her zamanki gibi kendisini şaşırtmayı başarmıştı.
Genç adamın acımasız bir katil olduğunu biliyordu fakat hayat kurtarmak savaşa ters düşen bir durumdu.
"Sonra da görüşmeye başladılar aralarında ne gibi bir durum olduğunu bilmiyoruz " yaşlı adam parmağındaki yüzüğü döndermeyi bırakıp ters dönen yüzüğü düzeltti.
Yüzüğün üstündeki kancanın uçları güneşle parıldıyordu. Boynuz gibi duran sivri iğne parçalarını adam belli bir sebep için kullanıyordu.
Yaşlı adam korumanın yüzüne yüzüklü parmağıyla geçirdiği yumrukla kanın parmaklarına bulaştığını hissetti.
Koruma yere yığılırken, adam üstüne çıkıp altındaki yüzü parçalamaya devam etti. Bu manzarayla karşılaşan diğer adamlar tepkisizce izlemeye devam ettiler.
Değişen tek şey korkularıydı. Artık daha fazla korkmaya başlamışlardı.
"Bu işini doğru düzgün yapmayışına " yaşlı adamın yumruğuyla kan daha fazla yayıldı.
"Bu işlerimi berbat etmene" gelen yumrukla beraber kırılma sesi korkunç bir şekilde ormanda yankılandı. Genç adamın yüzü kanlar içinde kalmıştı.
Yaşlı adam nefes nefese yumruk atmayı bıraktı. Cebinden çıkardığı siyah mendille kanlı yüzüğünü ve elini temizledi.
Mendili boşluğa uzattığına yanında biten koruma kanlı mendili almıştı.
"Bir daha işlerini yarım yamalak yapmazsın" yerde acıyla kıvranan adam zar zor konuşabilmişti.
"Tamam" acıyla yüzü gerildi " Tamam baba" yaşlı adam yerde yatan korumanın yanından geçip evine ilerlemeye başladı. Yanına gelen diğer adamına baktı
"Plan değişti" yaşlı adam sinirle soludu. Her zaman işlerin istediği gibi yürümeyişine sinirlenirdi.
"Daha çok acı ve daha çok oyun olacak" yaşlı adamın dudakları kıvrıldığında gözleri tehlikeyle parıldadı. İşler artık eskisi gibi olmayacaktı.
Bu hikayede ölüm olmadan bu oyun bitmeyecekti...
Yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
αнєηк "υуυм" •Tamamlandı•
Ficção Adolescente"Seni tam 22 dakikadır öpmüyorum." Dudaklarım aralanırken ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten saymış mıydı bunu? Bakışlarındaki ciddiyet ortadaydı. "Şaka yapıyorsun" kısık gülümsememi sadece ikimiz duyabilmiştik. "Saydın mı bunu cidden?" dedim şaşkın...