BÖLÜM 4
"CEHENNEMİN EN KARANLIK YERLERİ...."
Önümdeki kağıda yaptığım karalamalar her zamanki gibi bir şey ifade etmiyordu. Sadece dersten aşırı derecede sıkılmıştım.
Dudaklarımı büzüp kalemi elimde ahenkle çevirmeye başladım. Profesörün sesini duyuyordum fakat ne anlattığıyla ilgilenmiyordum.
Karnımda hissettiğim iğneleyici acıyla bakışlarımı yanımda oturan Çağla'ya çevirdim.
"Ah canımı acıttın" kısık bir sesle inlerken karnımı ovalamaya başladım. Parmağını karnıma fena dürtmüştü.
Çağla'nın gözlerindeki uyarıcı ifadeyle kaşlarımı çatıp işaret ettiği yere baktım. Profesör ellerini belinde kavuşturmuş sorgulayıcı bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.
Sınıftakilerin odak noktası tamamen bendeydi.
"Bu dalgınlığının sebebi nedir?....." Profesör adıma takıldığında boğazımı temizledim.
"Ecem hocam Ecem Yılmaz" profesör bozulmadan kendini toparlayıp devam etti.
"Evet Ecem ,cevap bekliyorum" bıkkın nefesimi dışarıya verdiğimde gözlerimi kaçırdım. Ormanda gördüğüm cinayet tekrar psikolojimi alt üst etmişti.
Aynı zamanda bu cinayetin katiline en büyük sırrımı vermiştim. Bu sırrı annem dahi bilmezken... Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlarken bakışlarımı zar zor profesöre çevirdim.
"Günümde değilim sadece" bir kaç kişinin gülüşme sesleri sınıfı doldururken bozuntuya vermedim. Profesör delici bakışlarını yüzümde gezdirdi.
"Bakalım bu soruyu cevaplayabilecek misin?" bakışları yüzümde gezinirken sessizce devam etti.
" O zaman anlarız gününde misin değil misin, Ecem Yılmaz" ismimi bastırarak söylediğinde suratımı astım.
Okulun ilk haftasında bir hocayı kendime gıcık etmeyi başarmıştım. Seslice yutkunup kazık soruyu beklemeye koyuldum.
Profesör bir kaç kez kaşlarını çattı. Aklına gelen soruyla gözlerinin parladığını görebilmiştim.
"Dan Brown'un cehennem adlı kitabından alıntı yapar mısın Ecem?" profesör kollarını kavuştururken soruyu sindirmekle meşguldüm.
Sınıf sessizliğe hakim olmuştu. Sınıftaki bakışların üzerimdeki ağırlığını hissedebiliyordum. Suratım gerilirken acı gerçek bu soru hakkında hiç bir fikrim olmayışıydı
"Sorunun cevabını alalım Ecem Yılmaz" profesör ismimi bastırarak söylediğinde fazlasıyla gerilmeye başlamıştım.
Boğazım düğümleniyor bedenim soğuk terler döküyordu. Sırtımdan süzülen damlayı his edebilmiştim.
"Bil..."
"Cehennemin en karanlık yerleri,buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır" duyduğum sesle gözlerim büyürken nefesim kesildi.
Kahvelerim yavaş yavaş sesin sahibini buldu. Siyah gözlerinin zaten bende olduğu gerçeği sarsılmama sebep olurken, yutkunamadım.
Aynı okulda olmamız yetmezmiş gibi bir de aynı sınıftaydık. Bedenim baştan sona ürperirken bakışlarımı kaçırdım.
"Kitaplara ilginiz olduğunu bilmiyordum Savaş Paşahan" profesörün sesi kulaklarıma dolup taşarken gerçeği halen atlatamamıştım.
"Bir katille aynı sınıftaydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
αнєηк "υуυм" •Tamamlandı•
Ficção Adolescente"Seni tam 22 dakikadır öpmüyorum." Dudaklarım aralanırken ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten saymış mıydı bunu? Bakışlarındaki ciddiyet ortadaydı. "Şaka yapıyorsun" kısık gülümsememi sadece ikimiz duyabilmiştik. "Saydın mı bunu cidden?" dedim şaşkın...