BÖLÜM 29
"İLK VE SON"
"Ben her gün babamın annemi nasıl aldattığını izledim"
Kurduğu cümle bedenime bir tokat gibi çarpmış,beni paramparça etmişti.
Hırıltılı solukları mutfağı doldururken öfkeli adımlarla dışarı çıktı.
Kapının çarpma sesi evi inlettiğinde yerimden sıçradım.
Yorgun bedenimi sandalyeye bıraktığımda, destek alabilmek için masaya tutundum.
Bir harabeyi andırıyordum. Kötü hatıralarını anlatmak zorunda kaldığı için yıpranmıştı.
Onun canı yandığında benim de canım yanıyordu.
Ama bunu bilmiyordu işte..
İçim paramparça, dışım bir ölüden ibaretti.
Hilmi yanıma gelip avuç içini omzuma bastırdı. Ne söyleyeceğimi ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Sadece içimi dökecek birine ihtiyacım vardı.
"Sinirlendiğinde kendine hakim olamıyor" omzumu hafifçe sıkıp sözlerine devam etti. "Senin bir suçun yok Ecem, sadece anılarını hatırlayınca sinirlendi." ses tonundan samimiyetini ve bana acıdığını hissedebilmiştim.
"Savaş senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı." Elimin tersiyle yüzümdeki ıslaklığı sildim.
Hilmi'nin gülümsediğini görebilmiştim.
"Teşekkür ederim ama, sen benim yengemsin ne zaman konuşmak istersen yanında olurum." Elini omzumdan çekip karşımdaki sandalyeye oturdu.
Kızarmış gözlerimi ona çevirdim.
"Yenge demesen iyi olurdu" zar zor gülümsediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı. Dudakları hafifçe kıvrılmıştı.
"Valla bin yıl düşünsem Savaş gibi bir kütüğün sevgilisi olacagını düşünmezdim" dudaklarım hafifçe kıvrıldı. Savaş'a kütük demesi komiğime gitmişti.
"Neden?, daha önce hiç sevgilisi olmadı mı?" dilini olumsuz anlamda şaklattı.
"Senden önce hiç sevgilisi olmadı. Üstelik daha bakir. " kurduğu cümleyle dudaklarım aralandı.
Yanaklarım hafiften kızarırken onun bunu nasıl bu kadar rahat dile getirdiğine anlam verememiştim.
Bakışlarımı ondan kaçırdım.
"Planını düşünüyordum da," bakışlarım onu buldu. "Mantıklı aslında,tek zor olan iş uygulamayı Veli'nin telefonuna yerleştirmek." Kaşlarını çatıp düşünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
αнєηк "υуυм" •Tamamlandı•
Teen Fiction"Seni tam 22 dakikadır öpmüyorum." Dudaklarım aralanırken ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten saymış mıydı bunu? Bakışlarındaki ciddiyet ortadaydı. "Şaka yapıyorsun" kısık gülümsememi sadece ikimiz duyabilmiştik. "Saydın mı bunu cidden?" dedim şaşkın...