15 - "Perestiş"

325 27 4
                                    

Perestiş: Delicesine Sevmek.

Bölüm Şarkısı: Tuğçe Tayfur ft. Taner Şafak - Bu Nasıl Sevda

Ve yeni bölümle karşınızdayım. Öncelikle hoşgeldiniz.. Önceki bölüm olaylı bitti. Bu bölümde neler olacak bakalım.. Şunu söylemek istiyorum ki bir önceki bölümde olanlar aslında uzun süredir aklımdaydı. Bir anda olan bir şey değildi. Hikayenin ana hattını belirleyecek bir durumdan bahsediyorum. Deniz'in bilmediği ailesinin ortaya çıkması ilerideki bölümleri kızıştıracak. Ee tabi bizi de snkdns. Yeni bölümde neler olacağını bende merak ediyorum. Bu bölüm aşık beyimiz Ali'den geliyor. Bakalım neler neler olmuş. Hadi geçelim o zaman.. Son olarak oylamayı ve paragraf arası yorumlarınızı unutmayın.. Sizi seviyoruuumm.

Multimedyada Deniz var.

Keyifli okumalar.

🌿


Ali'den.

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

Yenilmiştim.

Aşka da, aşık olduğum kadına da.

Hiç gülmemesine rağmen, güldüğünde yüzüne yakışacak olan o gülümsemesine yenilmiştim.

Bir bakışına, bir cümlesine göz göze gelmeden, kulaklarım sesini işitmeden yenilmişti.

Ben hiç tanımadığım bir kıza gördüğüm ilk anda yenilmiştim.

Gördüğüm ilk anda tutulmuştum ona. Ona, saf güzelliğine, kendisinden bir parça gibi görünen ama onun hiç tatmadığı özgürlüğü yaşayan kızıl saçlarına, hiç duymadığım ama eşsiz olduğuna inandığım sesine. Her zerresine vurulmaktan kendimi alıkoyamamıştım.

Başkaydı. Diğer kadınlardan bambaşkaydı. Deniz'di o bir kere. Ne ucu vardı ne bucağı. Ulaşmaya çalıştıkça uzaklaşmıştı benden. Halbuki durup baktığında hep aynı yerdeydi. Oradaydı, ufukta. Hiç ayrılmamıştı yerinden. Ona ulaşmak için kaç kulaç daha atmam gerekirdi? Ona kavuşmak için kaç defa sularına meydan okumam gerekirdi?

Şimdi ise kollarımın arasında yatan bedenin, bana gelmeden gittiğini anlarken çoktan aşka da yenilmiştim.

Aşık olduğum kadına yenildiğim gibi.

Yenildiğini düşündüğün anda kazanırsın en büyük zaferlerini.

Ben benim olmayan bir kadını ne kadar kazanabilmiştim ki?

Ona ne kadar ulaşabilmiştim, denizinde boğulmaktan kurtaramamıştım ki onu. Gözümün önünde çırpınarak batarken dibe, tutup elinden çekememiştim ki. Yenilirken savaşta, yanında olup beraber savaşamamıştım ki. O hiçbir zaman benim olmamıştı. Ben onu hiçbir zaman kazanamamıştım. Ben yine kaybetmiştim.

Deniz Lal, kalbimin feryatlarını soyadı gibi susturan kadın.

Deniz Lal, solumda olup yaşatması gerekirken soluğumu kesebilen tek kadın.

🦋

Kollarımın arasındaki hareketsiz bedeniyle uçurumun ucunda oturuyordum. Cansız bedenini sımsıkıya sarmalamıştım.

Tutmuştum.

Uçurumdan aşağıya atladığında koşup son anda tutmuştum elinden. Abisinin yardımıyla yukarıya çekmiştim. Çekmiştim ama oradan bir adım atıp uzaklaşacak gücü kendimde bulamamıştım.

Dakikalar önce sevdiğim kadın gözümün önünde uçurumdan atlamıştı. Çektiği acıyı iliklerime kadar hissetmiştim. Yanaklarından süzülen damlalar, kalbimdeki yangına odun olmuş alevlendirmişti. Göğsümde ki yangın an be an artarken bakışlarımı karşımdaki adama yönlendirmiştim. O da en az benim kadar harap olmuştu. Olmuştu olmasına ama Deniz'im kadar üzüldüğünü sanmıyordum.

Gözlerimdeki hüzün kendini bir kaç saniyede öfkeye bırakmıştı. Deniz'i kucağımdan yavaşça yere koyup, az önce kımıldamaya aciz olan bacaklarımdan destek alarak bir hışımla olduğum yerden doğrulup karşısına dikildim. Damarlarımda gezinen öfke tüm benliğimi etkisi altına almıştı. Şuan avına saldırmaya hazır bir aslandan farkım yoktu. Dudaklarımın arasından kaçan hırlamayla yakasına yapışıp sarsmaya başladım.

"Sana onu üzecek bir şey söylersen bende seni üzerim dedim. Lan sen üzmekle kalmadın canımın canına kıymasına neden oluyordun. Lan seni öldürürüm şerefsiz. Sen kim oluyorsun"

Dişlerimin arasından tıslamaya son verip kafayı suratının ortasına gömdüğümde yere boylu boyunca uzandı. Karşılık vermemesi daha fazla sinirlenmeme sebep olurken üstüne çıkıp yumruklamaya başladım.

"Seni öldürürüm. Onun karşısına bir daha çıkarsan, seni öldürürüm lan. Duydun mu beni he? Gelmiş karşısına abisiyim diyor birde. Ulan piç bir abi kardeşinin intihara kalkışmasına sebep olur mu? Bu mu lan senin abiliğin? Senin de abiliğinin de ağzına sıçayım. Ben seni-"

Tam o sırada bir şey oldu. Ben altımdaki şerefsizin yüzüne kaçıncı olduğunu bilmediğim yumruğumu indirirken, beni durduracak bir şey oldu.

Deniz uyandı.

Deniz uyandı ve beni sarhoş eden dudakları, benim adımı telaffuz etti.

Abisi olduğunu sanan adamın üstünden kalkıp bir kaç iri adımda Deniz'in yanına ulaştım. Gözleri yarı açık bir şekilde bulunduğu durumu anlamaya çalışıyordu. Hiç düşünmeden kollarımın arasına alıp sımsıkı sarıldığımda gözyaşları göğsümü ıslatmaya başladı. Ormanın sessizliğini, içimi yakıp kavuran hıçkırıkları bozarken daha sıkı sarılıp başının üstüne sayısız öpücük kondurmaya başladım.

"Ben yanındayım. Bundan sonra hep yanındayım, yaralarını ben sarıp, gözyaşlarını ben sileceğim. Söz veriyorum geçecek hepsi. Yalnız değilsin artık, gönlümün güneşi."

Hıçkırıkları sessiz iç çekişlere döndüğünde kendimden uzaklaştırıp kaybolduğum gözlerine baktım. Ağlamaktan şişmiş ve kanlanmış, kızarmış burnuyla çok tatlıydı. Fazla tatlı. Yüzüme yerleşen ufak gülümsemeyle alnına dudaklarımı değdirdim. Kirpikleri titreyerek gözlerini örttüğünde sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım.

"Yer ve gök şahidim olsunki, sahip olduğun her yaranın üzerinden öpüp sana acılarının hepsini unutturacağım."

"Yer ve gök şahidim olsunki kurak topraklara dönen kalbini yeniden canlandıracağım."


Bölüm sonu.

🌿

20 gün aradan sonra karşınızdayım. Arayı bu kadar açmamın sebebi kişisel sorunlarımin olmasi. Onun yanında bölümün Ali'nin ağzından gelecek olmasi. Bölümü Ali'den yazmak, Deniz'den yazmaktan daha zor. Umarim beğenmişsinizdir.

Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi paylaşın benimle.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Seviliyorsunuz.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere sjfnekfjwkx

Vuslat (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin