Bölüm Şarkısı: Eda Baba - Çocuklar Gibi.
Merhaba, nasılsınız canlarım, umarım iyisinizdir. Oylamayı ve yorumlamayı unutmayın. Sizi fazla tutmayayim, buyrun yeni bölüm sizlerle.
Keyifli okumalar.
🌿
Neydi bu hissettiğim? Ne deniyordu bu hislere? Hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Kalbim maratona katılmış gibi hızlı atmayalı hayli zaman olmuştu. Hoş, o zamanlarda şimdi ki gibi atmamıştı ya. Bu hissettiğim bambaşkaydı. Akıl ve kalp sağlığım için hiç iyi değildi.
Dudaklarımın üstündeki dudaklar düşünme yetimi kaybetmeme neden oluyordu. Öpmek değildi bu, ufak bir temastı. Ufaktı ufak olmasına ama hissettirdikleri büyüktü. Düşünmeyi unutsam bile duygularımın farkındaydım. Uzun zaman sonra huzuru tattığım ilk andı bu. Elim ayağım buz kesmiş, dokunuşuna odaklanmıştım. Gözlerim sımsıkı kapalıyken, ağzım beklentiyle biraz açılmıştı. Neydi bu şimdi? Öpmesini mi istiyordum. Ellerim heyecandan mı çarşafı sıkı sıkıya tutmuştu yoksa korkudan mı?
Tüy kadar hafif dokunuşu dudaklarımdan kaybolduğunda sertçe yutkundum. Benden uzaklaşmamıştı, nefesini bir nefes kadar ötemde hissediyordum. Sımsıkı kapattığım gözlerimi açmak istemiyordum. Utanıyordum. Yüzüne bakmaya çekiniyordum. Yanağımda hissettiğim parmaklarla nefesimi tuttum. Alnını alnıma yasladığında sertçe yutkundum. Çok yakındı, fazlasıyla. Beynimin az önce çok mu uzaktı? Diyen kısmını susturup beklemeye devam ettim. Hiçbir şey yapmadan öylece duruyorduk.
Bir erkeğe göre ince olan parmakları yanağımı usulca okşadı. Dokunuşu başımı döndürürken bayılmaktan korkar gibi ellerimin arasındaki çarşafı biraz daha sıktım. Mümkünmüş gibi.
"Nefes al."
O diyene kadar almayı unuttuğum nefesi ciğerlerime çekip, ciğerlerimin rahatlamasını sağladım. Dilim damağım kurumuştu. Dudaklarım alev almış gibi yanıyordu. Kesinlikle nefessizliktendi. Evet, öyleydi. Her nefes alıp verişinde dudaklarıma çarpan nefesiyle alakası yoktu, asla.
"Sadece hisset. Senin için atan kalbimin senin için çabaladığını hisset. Gönlündeki kanadı kırık kuşlara şifa olmayı istemek benimki. Yanında olmak, yarana yarabandı olmayı istemek. Göz yaşlarını yere düşmeden silmek istiyorum. Sana liman, sığınak olmak istiyorum. Seni sevdiğimi hisset istiyorum. Sevgimin seni iyileştirmesine izin ver sadece."
Güzel seviliyordum. Uzun zamandır hissetmediğim sevgiyi iliklerime kadar hissediyordum. Sevgiye aç olan kalbim Ali'ye koşmak için an kollar olmuştu ve ben onu tutmakta epey zorlanıyordum. Ne demem gerektiğini bilmediğim bir zamanın ortasındaydım şuan. Beynim düşünmeyi unutmuş, iki kelimeyi yanyana getiremez hale gelmişti. Gözlerim açmamakta ısrarcıydım. Açarsam yüzüne bakamazdım. Açarsam kaybolurdum. Bilinmezliğin ortasına düşer, onu da benimle birlikte oradan oraya savururdum.
Dilim dört senelik suskunluğunu geri kazanmış gibiydi. Gerçi diyecek bir şeyim de yoktu. Benden bir cevap beklediğini biliyordum. Tam o sırada aramızdaki sessizliğe çığ gibi düşen bir telefon sesi oldu. Telefonun sesini duyduğumda kendimi uygunsuz bir durumun içindeymişiz gibi hızla geri çekip, yataktan fırladım. Ali çalan telefonunu homurdanarak açıp konuşmaya başladığında, ben o dışında her yere bakıyordum. Kısa bir süre sonra telefonu kapatıp yataktan çıktığında aramızda bir kaç adım mesafe bırakıp durdu.
Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdığımda heyacandan kuruyan boğazımı temizledim."Ben gideyim, görüşürüz o zaman. "
Hızla ileri atıldığımda kapıya varamadan kolumdan yakaladı. Derin bir nefes alıp yüzümü ona döndüğümde suratında üzgün bir ifade yer edinmişti.
"Artık kaçma benden. Kendine daha ne kadar eziyet edeceksin. Mutlu olmak seninde hakkın değil mi? "
Bir kaç saniye daha suratına bakıp kapıya döndüm. Kolumu elinden kurtarıp kapıyı açtığımda çıkmak için attığım adım kapının üzerine elini koyup kapıyı sertçe kapatmasıyla havada kaldı. Ayağımı yere koyup derin bir nefes daha aldığımda, bu sefer az öncekinden biraz daha sert kolumdan tutulup sırtımın kapıya yaslanması bir oldu. Hemen sonrasında dudaklarımın üstünde hissettiğim baskı gözlerimin kapanmasına neden oldu. Az öncekine göre daha sert ve hızlı olan öpücük başımı döndürürken, içimde bir yerlerde biraz önceki olan iradenin tuzla buz olduğunu hissettim. Öpüşü tüm duvarlarımı teker teker ayaklarımın altına alırken dudaklarım Ali'nin yakaladığı ritme ayak uydurmaya çalışıyordu. Bütün uzuvlarımın heyecandan titrediğini hissediyordum.
Bu hissettiğim duyguların, okuduğum ya da izlediğim filmlerdekilerle alakası yoktu. Bulutlardan aşağıya kendimi bırakmışım, boşlukta süzülüyormuşum hissi kelimelere sığmayacak kadar güzeldi.
Dili dudaklarımın arasından ağzımın içine kayıp dilimle temas ettiğinde derinden gelen bir inlemeyi dudaklarımdan bıraktım. Benim inlememle Ali'nin hırlayarak daha da hızlanması bir oldu. İki yanımda duran kollarımı ensesinden oradanda yanağına çıkarttım. Ne zaman bu kadar ileriye gidecek kadar yakınlaşmıştık bilmiyorum ama şuan hissettiklerim tüm düşünceleri beynimden bir bir savuşturuyordu. Alt dudağını dişlerimin arasına alıp çekiştirdiğimde boğuk inlemesi odayı doldurdu.
"Siktir Deniz! Çok güzelsin."
Kısa süreli ayrılığın ardından dudaklarıma tekrar kapandığında öpüşmemiz daha da tutkulu bir hal aldı. Aceleci, hoyrat öpüşmemizi bölen yaslandığım kapının açılmaya çalışılması oldu. Dudaklarımı dudaklarının baskısından kurtarıp kaçmaya çalıştığımda kolları olduğum yerde kalmama neden oldu.
"Boşver çalar çalar gider."
Tekrar dudaklarıma yönelmesiyle arkamdaki kapının çalınması bir oldu. Bu sefer durdurmasına izin vermeden kolundan kurtulup arkasına geçtim. Kısık sesli küfürleri kulağıma ilişmişti. Kapı daha sert bir şekilde açılıp Ali'nin kaçabilmesine fırsat vermeyip suratına gömülmesi bir oldu. Ali'ye doğru hızla adımlarken son duyduğum tanıdık ama yabancı bir erkek sesi oldu.
"Kapının arkasında napıyorsunuz lan siz? Hassiktir o ses suratından mı geldi? "
Bölüm sonu.
🌿
Yeni bölüm iki buçuk ay sonradan geldi. Baya gecikti. Neyse.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ve tabiki oylamayıda.
Beni instagramdan takip etmeyi unutmayın.
Sizi seviyorum. Görüşürüz.
Instagram: cerenpvuslat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat (+18)
Ficção AdolescenteAlıntı; ...Dili dudaklarımın arasından ağzımın içine kayıp dilimle temas ettiğinde derinden gelen bir inlemeyi dudaklarımdan bıraktım. Benim inlememle Ali'nin hırlayarak daha da hızlanması bir oldu. İki yanımda duran kollarımı ensesinden oradanda y...