23.BÖLÜM BİRİLERİNİN IŞIĞI OLMAK

46 5 2
                                    

Çığlık çığlığa koşmaya başladık. Karen yerde hareketsiz yatarken Mete kendini ağlayarak yere fırlattı. Geri kalanımız şoka girmiş gibi birbirimize baktık. Hemen ardından Diana'nın Işık'ın yanına koştuğunu fark ettim. Işık yere çökmüş iri gözlerle transa geçmiş bir halde boş boş bakıyordu ve baştan ayağa titriyordu.

David, "onun nesi var? Bize zarar mı verecek?" diye sordu korkarak.

Diana ona öldürücü bir bakış attı. "O Işık. Kimseye zarar vermez anladın mı?"

Özge ruh gibi bakışlarla yanıma geldi ve aşağıya baktı. Şok geçirdiği her halinden belliydi. "Nasıl yapabildi bunu? Ben de defalarca bunu denemeyi düşündüm ama... Ama nasıl yapabildi?"

Etrafa baktım. Fitzgeradl bir köşede oturmuş ağlıyordu, eşi başka yerde ağlıyordu. Abigail'in de onlardan kalır yanı yoktu. Çaresizce etrafa baktım. Bir şey yapmak lazımdı.

Işık bir anda yerinden kalktı ve hızlıca gitti. Diana ve Gereg arkasından koştu. Benimse hiçbirini yapacak gücüm yoktu. Sadece tekrar bayılıp komaya girmek ve tüm bu olanlardan uzak kalmak istiyordum.

Cansız bir şekilde aşağıya indim. Karen'ın bizim için hazırlamış olduğu son akşam yemeğine geçip oturdum. Gözlerim özenle hazırlanmış yemeklere tek tek baktı. Önümde ki tabağa baktım ve günlerdir açmışım gibi önümde duran her şeyi yemeye başladım. Kendimi kaybedercesine. Ağzımda ki lokma bitmeden bir diğerine uzandım. Çiğnemeden yuttum. Yemeye bir an bile ara verecek olsam Karen'ı şimdi kaybedecekmişim gibi yedim. Göz yaşları içerisinde masaya baktım. Her yerinde her zaman onun emeği vardı. Bu, onun terapisiydi.

Yanımda birilerini fark ettim. Başımı yavaş yavaş kaldırdım. Isaac ve David şaşkın şaşkın suratıma baktılar. İkisi masanın diğer yanından birbirine bakmaya başladı bu sefer ve anlaşmıl gibi hemen yerlerine geçtiler ve onlar da benimle birlikte Karen'ı andı. Birlikte andık. Kalkıp, Karen'ın bizim için yapmış olduğu kırmızı şerbeti bardaklarına doldurdum ve en sessiz yemeğimizi yedik. Şerbetim bitince yerimden kalktım ve bahçeye doğru yürüdüm. Dizlerimi karnıma çektim, çimlere oturdum ve düşündüm.

Karen'ın vazgeçişini hayal etmeye çalıştım. Kendimi onun yerine koydum. Kardeşinin Su olduğunu anladıktan sonra Işık'ın yanına gitmesem ve onun yanında kalmaya devam etsem her şeyin nasıl farklı olacağını hayal etmeye çalıştım. Sonra Işık'ın bana söyledikleri, benim Işık'a söylediklerim. Birbirimizi suçlamamız ve her şeyi duyan Karen.

Öyle ne kadar kaldım bilmiyorum. Hava kararınca eve girdim. Kimse salonda değildi. Herkes kendi odasında yaslarını çekiyor gibiydi. Karen'ın bedenine ne oldu bilmiyordum. Ya da Işık neredeydi?

Odama girdim ve kendimi yorgunca yatağa attım. Yan döndüğümde Işık'ın kokusu burnuma geldi. Yorgana sarıldım ve bir daha ağladım.

Sabah biri beni dürtüyordu.

"Aydan, Aydan kalk hadi."

Gözlerimi yavaşça araladım. Bu Diana'ydı.

"Ne oldu?" diye sordum panikle onu odamda görünce.

"Kimseye bir şey olmadı," dedi hemen. "Korkma sadece Karen'ı anmak için toplanıyoruz. Bir cenaze gibi anlarsın ya," dedi.

Uykulu bir şekilde yatakta doğruldum. Hala onun olmadığına inanamıyordum. "Hepimizi kötüyüz Aydan. Ne olur bırakma kendini," dedi.

Ama ben aynı zamanda vicdan azabı da çekiyordum?

"Bedenine ne olacak? Aslında hiçbir dine inanmıyor gibiydi ama."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNDİGOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin