İki kolumu da kaldırdı ve ellerimi başımın üzerinde birleştirdi. Dudaklarımdan boynuma geçti. Boynumdan çeneme kadar dilini gezdirirken artık vücudum bana ihanet ederek kıvranmaya başladı. Nefesim hızlandıkça daha hızlı bir şekilde öpmeye başladı. Boynumdan yavaş yavaş göğüslerimin başladığı yere gelince artık sırtım yay gibi geriliyordu. Sanki bu ona daha da istek veriyordu. Daha da hevesle öpmeye devam etti. Göğüslerime geldiğinde ellerimi bıraktı ve üzerimi çıkardı. Sütyenle kalmıştım. Kendimi şaşırtarak sütyeni bir tişört gibi üzerimden çekip çıkardım.
Artık Işık'a baktığımda onun her zaman ki hallerinin hiçbirini göremedim. Bambaşka bir haldeydi. Bakışları kendini kaybetmiş gibiydi.
Buna rağmen göğüslerimi çok yumuşak bir şekilde öptü. Ses çıkarmamaya çalıştım. Duyulmak istemiyordum. Dudaklarımı birbirine bastırarak sesimi, hazzı içimde yaşamaya çalıştım ve üzerime dökülen Işık'ın uzun ve gür saçlarını okşadım. Bazen onları çektim. Işık sonunda göğüslerimden ayrılıp karnıma doğru yol alırken bu sefer kendimi tutmamın imkanı yoktu. Sesli bir şekilde inledim. Işık başını kaldırarak bana baktı. Gözlerinde tek gördüğüm arzuydu. Dudaklarıma doğru eğildi. Öpüşürken önce kalçamı okşadı, ondan sonra da taytımı ve iç çamaşırımı çıkardı. Pantolonunu çıkarırken onu izledim. Bana tatlı bir gülümseme attı. Bir an eski Işık'a benzemişti.
Tekrar üzerime uzandığında cinsel organını kendimde hissettim. Bu dayanılmazdı. "Işık ben..." dedim nefes nefese.
Başını kaldırdı ve yanaklarımı okşadı. "İyi misin?" diye sordu ama o da hiç iyi gözükmüyordu.
"Sadece çok... Acele mi etsek?" dedim ne konuştuğumu bilemeyerek.
Güldü. "Emin misin?"
Ağlamaklı bir halde başımı salladım. Tekrar dudaklarımı öpmeye başladı. Bacaklarımı iki yana açtığını fark ettim. Yavaş yavaş içime girdiğini anladığım an omuzlarını sıktım. "Dur."
Yüzü kıpkırmızı ve patlayacak gibiydi. "Ne oldu?" diye sordu bitmiş bir halde.
"Bilmiyorum." Gerçekten bilmiyordum. Alp'de hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Işık hayatıma girene kadar seks bile gereksiz görünmüştü gözüme.
"Durmamı mı istiyorsun? Bir şey söyle lütfen," derken hiç iyi görünmüyordu.
"Hayır," dedim. "Durmanı istemiyorum."
Ve daha da fazla içime girdiğini fark ettim. Boynum iyice geriye düştü. Artık kimin duyduğu umurumda değildi çünkü bağıracak durumdaydım. "Devam et," dedim kendimi kaybederek.
"Buradayım bebeğim," dedi nefes nefese.
"Sakın durma," dedim korku dolu bir halde.
"Aklımdan bile geçmiyor, merak etme."
Kendimi kaybedercesine omuzlarını sıkarken bir eliyle ağzımı kapattı çünkü tüm evi havaya kaldıracak kadar kendimden geçmiştim. İçimde gidip gelmeye devam ederken hayatımda ilk defa orgazmı tatmıştım. Işık sakinleştiğimi anlamış olacak ki elini çekti ve hızlandığını fark ettim. Onu izlemek çok güzeldi. Yüzü değişti, bakışları değişti, kaşları çatıldı ve o güzel yüzü acı çeker gibi bir hale büründü. Kendini kaybederek ama benim duyabileceğim bir sesle titreyerek boşalıyordu. Kuvvetli sesi yavaş yavaş normale bindi ve son atakta kendini bana iyice bastırdı.
Sonunda içimden çıktı ve nefes nefese yanıma attı kendini. Şaşkınca tavana baktım. Demek orgazm dedikleri şey buymuş. Ben de mastürbasyonu bir şey sanardım.
"İyi misin?" diye sordu gülerek.
Ona baktım. Bu çok utanç vericiydi. Bu kadar kendimi kaybedeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Yüzümde nasıl bir ifade oluştu bilmiyorum ama Işık telaşlandı. "Ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNDİGO
FantasíaHayatta en sevdiği insan, annesinin intihar etmesiyle en ağır sınavını verdiğini zanneden Aydan, bir şekilde yakın dostu Pelin sayesinde hayata tutunmaya gayret eder fakat bir gün hiç görmemesi gereken bir olaya şahit olmasıyla ölümün kıyısına doğru...