18.Bölüm ANNE

39 8 3
                                    

Ve ışıklar kesildi.

Ağzımı açtım. Muhtemelen tüm bademciklerim ortadaydı. Tüm kuvvetimle "Işık!" diye bağırdım nefesim izin verdiğince.

"Artık seni Işık da kurtaramaz."

Bu ses.

"Sen?"

"Evet, ben Uynfso."

Cesaretim toplayarak ona döndüm. Hala korkunçtu. Göz çukurlarına denk gelmemek için dudaklarına odaklandım. "Birazdan işin bitecek," diyerek yatağımdan fırlayarak kapıyı açtım. Korktuğum olmadı. Uynfso peşimden gelmedi. Sadece kahkaha attı. Biraz sonra nedenini anlamak hiç de zor olmadı.

"Nasıl yani?" dedim panikle önümde ki manzaraya bakarak.

Merdivenler ortadan kalkmıştı. Bulunduğum kat havada asılı duruyordu. "Bu nasıl olur?" dedim aşağıya bakarak ama aşağıda da gördüğüm tek şey karanlıktı. Bu kat öylece boşlukta asılı mı duruyordu? Işık buralarda olmalıydı.

"Işık!" dedim bağırarak ve tüm odalara tek tek daldım ama her yer karanlıktı. Sanki odalar hiç var olmamış gibi zifiri karanlık her yerdeydi.

"Fitzgerald!" dedim tüm çığlığımla ama o da yoktu. Karanlık odalardan birine girdim. Eşyaların hiçbirini göremiyordum. Karanlığın içinde elimi gezdirdim ama elime değen bir şey de olmadı. En garibi ise ayaklarımın altında parkeleri fark edemem. Sanki yer de ortadan kalkmıştı. Attığım her adım boşluğa atılmış bir adım gibiydi. Ayağımı kaldırmamla ufak bir hava akımının bileklerime dolandığını fark ediyordum.

Ben bu evde değildim.

Ben hiçbir yerdeydim.

"Ben neredeyim?"

"Boşlukta," dedi aynı ses. Arkamda olmalıydı. Yerde ki derin karanlığa baktım. Boşluk buradaysa eğer benim buradan düşme ihtimalim kaçtı?

"Neden boşluktayız?" diye sordum sesimin telaşlı çıkmaması için çabalayarak.

"Karanlıkla aydınlığın boşluktan başka savaşacağı yer mi var?"

Aydınlık ışık olmalıydı.

"Neyin peşindesin?" diye sordum bana cevap vermesini umarak çünkü Işık'la ilgili her durumu başkasından öğreniyordum. Işık asla bana açıklama yapmazdı.

"Çiçek'in," deyince dondum.

Saçlarımda bir hareket hissedince tiksindim. Saçlarıma dokunuyordu. "Benden ne istiyorsun?" diye sordum cevabından korkarak.

"Işık neden sana bu kadar değer veriyor?"

Sinirim bozuk olmasa buna gülebilirdim bile.

"Işık bana değer mi veriyor?" diye sordum. "O, Su olmasın" Ya da Janan ya da Çiçek. Bilemiyorum, Işık'ın listesi epey kalabalıktı.

"Hiçbir şeyden haberi olmayan küçük bir kız çocuğu," dedi alaycı bir tavırla. Yumruklarımı sıktım.

"Evdekiler nerede? Onlara bir şey yapmadın değil mi?"

"Yanındalar," dedi.

Ağlayacaktım artık. "Ne saçmalıyorsun sen?"

"Tek fark senin gözüne ki perde açıldı. Artık her boyutu görebilirsin ama konumuz bu değil, biliyor musun? Konumuz ve amacımız seninle çiçeğe ulaşmak. Böylece tüm bu anlamsızlıklar son bulacak."

İNDİGOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin