SONRADAN GELEN NOT: KAPAĞI DEĞİŞTİRDİM BEĞENDİNİZ Mİ YOKSA DİĞERİ DAHA MI İYİYDİ SMVÖSLCD
SONRADAN GELEN İKİNCİ NOT: Yazacağım her şeyi unutmuşum yeminle. Neyse, yeni bir "Lord Voldemort'un kızı" kurgusuna başlayayım mı? Voldemort'un yükseliş döneminde mi geçsin yoksa Çapulcular döneminde mi? Ne dersiniz, buraya yorum bırakın.
"William!" Bianca'nın çığlığı ortak salonda yankılanmıştı. William Greengrass yine ne yaptım dercesine kıza baktı acıklı gözlerle.
"Ödevimi kopyalama demedim mi sana?" Çocuğun kıvırcık saçlarına tokat attı hafifçe. "Şimdi seni ne şekil lanetlesem mutlu olursun?"
"Geleli daha üç gün oldu Bianca ve sen terör estiriyorsun burada." Kız sırıttı ama hemen ciddi haline bürünüp "Ödevini yakacağım Will." diye tehdit savurdu.
"Bebeğim, yapma, gözünü seveyim. Slughorn beni öldürür. Geçen yıldan takıntılı bana."
"O ödev için göz yaşı döktüm ben, alın teri akıttım! Sana asla yedirmem Greengrass." Will yüzünü asıp ters ters Bianca'ya bakınca ikizi olan Audrey, William'ın imdadına yetişti. "Bir dahaki ödevi de benden kopyalarsın Bianca, izin ver de sussun."
William'ın asık suratına dayanamayıp "Ay iyi, tamam." dedi kız sonunda. Greengrass oğlanı neşeyle kızı oturduğu koltuğa çekip kucağına aldı. "Sen bir tanesin!" Gıdıklayarak ona sevgi gösterisinde bulunurken taş kapı açıldı ve içeriye Jasmeen'in yanında Tom girdi.
Riddle içeri girdiğinde gözler ona dönerdi. Çünkü büyü enerjisi herkesi kendine çekerdi.
Parkinson hevesle bir şeyler anlatırken Tom'un onu dinler veya umursar gibi bir hali yoktu. Bu manzarayı gören Bianca "Dur!" dedi, William'a ve yanına oturdu. Gözlerini ikiliye dikmişti merakla.
"Dönmen çok iyi oldu, yokluğunda herkes sapıttı." Tom yüzünde sinirli bir gülümseyişle "Yalnızca bir gün yoktum." dedi. İki Eylül'de dönmüşlerdi Hogwarts'a.
Jasmeen bozguna uğramış bir şekilde ona baksa da tekrar gülümseyip konuşma girişimine devam etti. Bianca göz devirip kızı boğazlamak istese de kendini tuttu. Tom'un kıskançlıkları sevmeyeceğinden emindi.
"Ben dışarı çıkıyorum." dedi ve taş kapıya ilerledi hızlıca. Eğer buradan gitmezse saf kanı dökmek zorunda kalacaktı, bu da bir katliam olurdu.
"Bianca!" Joseph Lestrange'in sesini duyunca güzel cadı durup ona baktı. "Selam Jo."
"Döndüğünü görmek güzel. Riddle hasta olduğunu söyledi, daha iyi misin?" Kızıl saçlarını omzundan geriye attı. "Evet, iyileştim."
Onların gülüşmesini izleyen Riddle gözlerini kıstı hafifçe ve Lestrange'e onu öldürmek istercesine baktı. Aklına Bianca'nın günlüğüne yazdıkları geldiğinde içinde bir şey yapma dürtüsü oluşmuştu.
"Lestrange!" Tom yanlarına yaklaşıp ikilinin arasında durdu. Güzel cadının mavi gözleri oğlana döndü ışıldayarak. "Konuşmalıyız."
"Tamam Riddle ama ben Bianca'yla konuşuyordum." Tom kaşlarını çattı. "Yürü." dedi arkadaşına sertçe.
"Sen başkasıyla konuşmuyor muydun Tom, bırak biz de konuşalım." Bianca'nın sözlerini duyunca "Burnunu işlerime fazla mı sokmaya başladın Hera?" diye sordu.
Dudaklarının arasından bir tıslama döküldü kızın. "Sonra konuşuruz Jo, halletmem gereken şeyler vardı zaten."
"Nasıl şeyler?" Tom'a gözlerini kısarak baktı. "Cinayet örtbas etmek gibi." dedi ve kapıdan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙 𓆩*𓆪 Esrar odasından çalınan kehaneti duyan Tom Riddle, yapması gereken bir iş olduğunu fark eder. ╔════════════╗ tom riddle x fem!oc audrisimpavi | 21.06.2020 ...