𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」

14

Başlamadan önce ufak bir not: Hepinize çok teşekkür ederim, hikayemi ve beni desteklediğiniz için. Umarım daha fazla kitleye de ulaşacak ancak şimdiki durum bile benim için yeterli💜

Teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum, oylarınızı gözlüyorum. İyi okumalar.

Slytherin evi zor günler geçiriyordu. Tom Riddle, en korktukları kişi, normalde olduğundan daha asabiydi ve her şeye lanet atmaya başlamıştı.

Öfkesi nadir de olsa ortaya çıktığında herkesi yakan kızıl Black, hiç olmadığı kadar hınç doluydu. Herkesi, her şeyi yakıp yıkacak gibiydi.

Aralarındaki sorun ne ise çözemedikleri için hırslarını Slytherin evinden çıkartıyorlardı.

"Bugün gelecek konuklarımızın çoğu Slytherin evinde kalacak." dedi Slughorn. Evinin başkanı olduğu için haberleri söylemek onun işiydi.

"Niye?" diye sordu Audrey Greengrass.

"Çünkü en az öğrenciye sahip olan ev Slytherin, Bayan Greengrass. Dolayısıyla boş yatakhaneler fazla." Öğrencilerden hoşnutsuz söylenmeler yükseldi. Ancak Bianca ve Tom istemeden bir bakışma paylaşmışlardı, ikisi de aynı şeyi düşünüyordu.

Slytherin evinde ziyaretçi olmaları iyi olacaktı.

Slughorn öğrencilerini duyurulardan sonra yalnız bırakıp gitti. "Saçmalık! Gryffindor'a gitsinler işte." dedi Parkinson söylenerek.

"Göründüğün kadar salak mısın Parkinson?" Jasmeen ve Bianca göz göze geldi. "Bizim yanımızda olurlarsa onları yanımıza çekmek için daha çok vaktimiz olacak. Anlıyor musun? Bu bir şans aslında."

"Bianca haklı." dedi Evan. "Bu işimize yarayabilir."

"Sağ ol Evan, anlamana sevindim." Güzel cadı salondan çıkmak üzereydi. Joseph'in kızın peşinden ilerlediğini gören Tom dişlerini sıksa da bir şey demedi, diyemezdi.

"Sen iyi misin Bianca?" Kız Joseph'e gülümsedi. "İyiyim."

"Birkaç gündür biraz sinirli duruyorsun."

Bianca hüzünlendi bir an. "Sizden çıkarıyorum öfkemi değil mi?" Tom'un boynundaki baskısını hala hissedebiliyordu. Sözlerini, öfkesini ve bu canını yakıyordu. "Biraz idare edeceksiniz durumumu."

"Sorun o değil." dedi Lestrange. "Riddle ile aran mı bozuk?"

"Riddle'la aramdaki ilişki sizi ilgilendirmez Jo, takılmayın." Joseph gözlerini kıstı. "Riddle bizi öldürmek için yer arıyor Bianca, aranızda ne oluyorsa ne olur düzeltin."

"Sorun bende değil, çözeceğim bir şey de yok." dedi Bianca ve arkadaşına hızlı bir el sallayıp gözden kayboldu.

Birazdan öğle yemeği başlayacaktı ve okulların öğrencileri gelecekti. Bianca şanslıysa birkaç Ölüm Yiyen adayı bulabileceğini düşünüyordu.

"Black!" Seslenen kişi Ravenclaw öğrencisiydi. Yüzünü ekşitip oğlana döndü Bianca, bulanıktı. "Ne?" Hemen kabalaşmıştı.

"Profesör Dumbledore seni bekliyor karşılama için. Bahçeye çıkman lazımmış." Bianca hor gören bir bakışla karşısındaki öğrenciye baktı. "Tamam."

Bahçe kapısına çıktığında gri smokinli adamı tek bakışta tanıdı. "Profesör."

"Bayan Black, geciktiniz." Güzel cadı gülümsedi. "Bana haber gönderdiğiniz kişiden iğrenmekle vakit kaybettim efendim, kusura bakmayın." Dumbledore anlayışlı bir ifadeyle gülümsedi, Blacklerin ve Slytherinlerin safkan takıntısını bilirdi.