13

7.5K 417 212
                                    

Saatlerini kütüphanede geçirse de bu kadar kitapla iç içe olmak yoruyordu onu. Ne de olsa Bianca Black bir Ravenclaw değildi!

Kitabı yerine bırakıp ortak salonuna inmeye karar verdi. Belki ondan önce bir duş alabilirdi? Sıcak suyun ve köpüklerin hayaliyle gülümsedi. Bağladığı saçlarını açıp kızıl şelalelerini serbest bıraktı.

"Bianca! Her yerde seni arıyorum." Güzel cadı arkasını dönüp seslenene baktı, Regulus. "Ve buldun Reg, ne oldu?"

"Riddle çağırıyor." Kaşlarını çattı. Tartışmalarının üzerinden iki gün geçmişti ve hala konuşmuyorlardı, Bianca konuşmamaya yeminliydi. İlk adımı atan o olmayacaktı.

"Ne hakkında?" diye sordu.

"Bilirsin." dedi gizlilik dolu bir sesle. Kolunu gösterip işaretin geleceği yeri gösterince kız iç çekti. Ölüm Yiyen toplantısıydı demek. Boşuna ümitlenmişti, sanmıştı ki Tom onunla sonunda konuşmak istiyor.

"Şimdi mi?" Regulus başını salladı. "Hadi, seni bekliyoruz ve Riddle sabrını kaybedecek."

Üçüncü katta olduklarına şükredip İhtiyaç Odası'na hızlıca ulaştıklarında kapı açıktı. Aynı uzun masanın başında oturan Tom "Sonunda gelebildin Hera." dedi alayla.

Kız suratına bakmadan boş olan yere, Tom'un sağına, otururken "Haber verseydin daha erken gelebilirdim Riddle, sorun sende olmasın?" diye cevap verdi.

Bianca'nın öfkeli sesini umursamadı Tom, o aptalca kavgayı aşması gerekiyordu bir an önce kızın. Kendisinin kim olduğunu biliyordu, aşık olacağını düşünmüş olamazdı. Bianca salak değildi.

"Bugünkü toplanma sebebimiz, Karanlık İşareti alacak üç kişiye işaretlerini bağışlamak." Herkes yerinde dikleşirken kızıl Black umursamadan işaret parmağıyla masada daireler çiziyordu. "Avery, hazır mısın?"

"Hazırım lordum." Tom cüppesinin içindeki iksir şişesini ve beyaz asasını çıkardı. "O zaman vakit kaybetmeden başlayalım."

Bu sefer Bianca kendine hakim olamadı ve yapılan seremoniyi merakla izlemeye başladı. Avery ilk önce iksiri içti, daha sonra sol kolunu uzatarak Tom'un gözleri önüne serdi. Slytherin yakışıklısı asasıyla bir büyü yaparken hiç konuşmuyordu.

Avery kaşlarını çattı ve acıyla dişlerini sıktı. "Ah!" diye inledi dayanamayıp. Canı çok acıyor olmalıydı, Avery gururu başka türlü acıyı kabullenmezdi. Bianca yerinde doğrulup daha dikkatli baktı. Silik bir şekil belirmeye başlamıştı, yavaşça kararıp Bianca'nın seçtiği işaret ortaya çıktığında Tom sinsice gülümsedi.

İşi biten Avery bir sandalyeye oturduğunda başını arkaya yasladı. İşaretin oluştuğu bölge hala zonklasa da yumruğunu sıktığında acısı hafifliyordu.

"Diğer seçilen iki kişiyi bekliyorum." Abraxas Malfoy ve Evan Rosier ayağa kalktığında Bianca kaşlarını kaldırdı. Şaşırmaması gerekiyordu, Tom'un en yakın müttefikleri onlardı sonuçta.

İşaret işi bitince Tom, ilk damgaladığı kişiye eğildi. "Bakalım işe yaramış mı?" İşaret parmağını Avery'nin dövmesine bastırdığında kendi kolundaki işaretin yakıcılığını hissedip tatminle sırıttı. "Güzel."

Müttefiklerine döndü. "Gördüğünüz gibi, hiçbir sıkıntı çıkmadı. Bu da demektir ki sıra pek yakında hepinize gelecek." Gözleri Bianca'ya takıldığında güzel cadı yutkunup önüne döndü.

Geçen gün kalbini ne kadar kırdığını unutmamalıydı. Yüzüne baka baka kendisini sevmediğini ve kıskanmaya değer bulmadığını söylemişti. Tom Riddle'ın sevgisini kazanamıyordu, bundan mahrumdu. Tüm kapılarını kapatmıştı Slytherin varisi ulaşılmamak için. Bianca ne kadar zorlasa da ona ulaştığını düşündüğü an yeni bir kapıyla karşılaşıyordu.

𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin