25

6.2K 371 187
                                    

Çizdiği resimden başını kaldırıp yanında oturan kıza baktı. Başını dikkatle kitaba eğmiş, notlar alıyordu.

"Okuduğun şey çok mu ilgi çekici?" Bianca başını kaldırıp Tom'a baktı. Önündeki tuvale dokunan fırça hala elindeydi. "Pek sayılmaz, eğitim amaçlı." Kitabı kenara bıraktı. "Sen ne çiziyorsun?"

"Bitince görürsün." dedi. "Amerika için hazır mısın?"

"Yarın anahtarla gideceğim. Arkadaşın beni karşılayacaktı değil mi?" Birkaç gündür yaptıkları planların işlerine yarayıp yaramaması Bianca'nın elindeydi. İkna ediciliği konusunda hiç şüphesi yoktu ama bu kadar önemli bir sorumluluk onu geriyordu.

"Sen de gelsen ne hoş olurdu." dedi. "Küçük bir kaçamak yapardık." Bağdaş kurduğu yerden kalkıp ona arkasından sarıldı. Başını güçlü sırtına yaslayıp elini karnında dolaştırmaya başladı. "Yalnızca sen ve ben..."

"Oraya iş yapmaya gidiyorsun Hera."

"Ama sadece iş yapmaya mı gidiyoruz? Biraz gezeriz..." Parmak ucunda kalkıp boynunu öptü. "Haydi Tom!"

"Beni ayartmana yalnızca iki dakika kaldı."

"Hem seni de görürlerse epey etkilenirler değil mi?" Son kozunu oynadığında Tom derin nefes verdi. "Tamam, ben de gelirim. Burke'ten izin almam gerek yalnızca."

Bianca neşeyle sırıttı. Birlikte geçirecekleri bu vakit Tom'un hislerini anlaması için daha güzel bir ortam sağlayacaktı. Bir kere dudaklarından o iki kelime döküldüğünde Bianca için zafer kapıları aralanmış olacaktı.

¬

Amerikan topraklarında kendini bulduğunda gülümsedi. Daha önce hiç buraya gelmemişti ve şimdi iş için gelmiş olsa da etrafı gezinmek için biraz vakti olduğunu ümit ediyordu.

"Tom!" Kızıl saçlı bir büyücü onlara yaklaşırken Bianca onu süzdü. Yüzünde sevimli bir gülümseme vardı. "Hoş geldin, seni görmeyi beklemiyordum."

Tom da müttefikine gülümsedi. "Planlar değişti." Sonra yanındaki kızı gösterdi. "Bianca, bu Henry." Güzel cadı el sıkıştı kendisi gibi kızıl olanla.

"Bianca Black, memnun oldum." Tom'a döndü gözleri. "Grindelwald'ın müttefikleriyle bir toplantı ayarladım, en yakınlarını çağırdım yalnızca. Yarın sabah sizi almaya geleceğim."

"Harika." dedi Slytherin varisi. "Kalacağımız yer?"

"Ah, evet! Sizi evimde ağırlamaktan memnun olurum. Harper malikanesinde odalarınız hazır." Bianca, Tom'a baktı hüzünle. Oysa baş başa kalmanın hayalini kuruyordu güzel cadı.

Yanı sıra cisimlendiler ve karşılarına kocaman bir bahçesi olan ev çıktı. "İkiz kardeşim ve annemle yaşıyorum, sizi pek rahatsız etmeyeceklerdir." diye bilgi vardı Henry.

"Sorun değil, biz burada misafiriz." Bianca'nın alçak gönüllü cevabını duyunca Henry ona gülümsedi.

Kapı ev cini tarafından açıldı ve içeri girdiler. "Büyükmüş epey." diye fısıldadı Bianca, Tom'a.

"Black malikanesinin yanında kulak kiri gibi kalıyor." Bianca güldü. "Üst katta odanızı düzenlemiştim ancak Tom'un geleceğini bilmediğimden..." Tom sözünü kesti. "Sıkıntı yok, aynı odada kalırız."

Yukarı çıkıp kapıyı açtı Henry. "Umarım memnun kalırsınız."

"Teşekkür ederiz Henry, çok naziksin." Bianca onun omzunu okşayıp odadan içeri adımını attı. Çift kişilik büyük yatağa elindeki küçük bavulu bırakıp cama ilerledi. Şehir manzarası onun içini ısıtırken kapının kapandığını duydu.

𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin