𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」

11

Slytherin evinin taş kapısı açılıp Bianca içeri girdi. Üzerindeki formayı bir an önce çıkarıp rahat giyinmek istese de akşamki toplantı yüzünden bu isteğini rafa kaldırmıştı.

Yurt odasına çıkmak için merdivenlere yönelmek üzereyken "Nereye?" diyen sesi duydu. Tom kaşlarını kaldırmış ona bakıyordu. "Odama Tom, nereye gidiyor olabilirim?"

"Benden alman gereken bir şey vardı unuttun mu?" Bianca eliyle hafifçe alnına vurdu. "Doğru, rozet. Geliyorum."

Tom'un yerini ezbere bildiği odasına girdiğinde oğlanın masada oturmuş kitap okuduğunu gördü. "Rozet masada." dedi başını kaldırmadan.

Tom Riddle bipolar bozuklukla mücadele ediyor olabilir miydi?

Yemyeşil parlayan broşu eline alıp üzerindeki Öğrenciler Başkanı yazısına gülümseyip cüppesine taktı. Bu unvan profesörlerin ve müdürün ona güvendiği anlamına geliyordu, bu his güzeldi.

Ses etmeden odadan çıkacakken oturduğu yerden bileğini kavrayan Tom ile olduğu yerde durdu. "Gitmeni söylemedim." Sakin ve kısık bir sesle konuştuğu için içi gidiyordu Bianca'nın.

"Kal da demedin." Tom yerinden kalkıp kızın önünde durdu. "Kepçe kulağın intikamını alacağım demiştim unuttun mu?"

Bianca sırıttı. "Hak etmediğim şeyin intikamını mı alacaksın?" Kızı belinden çekip kendine yaklaştırdığında güzel cadı ellerini oğlanın omuzlarına koydu düşmemek için. "Şimdi sana ne yapsam beğenirsin?"

Bianca'nın gözleri yatağına kaydı. "Aklıma bir şey geldi ama..." Cümlesini tamamlanmasına fırsat kalmadan Tom hışımla kızın pembe dudaklarına kapanıp dilini ağzından içeri itti.

Güzel cadı vakit kaybetmeden Tom'un gömleğinin düğmelerini açıp kravatıyla birlikte üzerinden çıkardı. Çok kaslı olmayan ama biçimli vücudu gözler önüne serildiğinde Bianca içinde yanan ateşle daha bir tutkulu, kendini Riddle'a bastırdı.

Slytherin varisi, kızın üzerindeki cüppeyi ve gömleği çıkarıp onu sertçe yatağa itti. Atmaca gibi üzerine atlayıp sutyeninden taşan göğüslerini emerken Bianca gözlerini zevkle yumdu ve inledi.

Tom kravatını attığı yerden alıp kıza sinsice sırıttı. "Ceza kısmına gelelim mi Hera?" Genç kızın gözleri merak ışıltılarına ev sahipliği yaptı. Yeşil-gri çizgili kravatı kızın ağzına sokup arkadan sertçe bağladı. "Ne yaparsan yap inleyemeyeceksin."

Bianca kaşlarını çatıp Tom'a baksa da onun gözlerindeki arzuyu görmüştü. Oğlanın dudakları kızın vücudunu gezdi. Dokunduğu her yere öpücüklerini ve ısırıklarını bırakırken Bianca boğukça inledi ancak ağzındaki kravat ona izin vermemişti.

Bacaklarını Tom'un beline dolayıp kendine çektiğinde Riddle sinsice gülümsedi. "Arkanı dön." Kız merakla doğrulup arkasını döndü. "Dizlerinin üzerinde dur."

Kalçası öne çıkınca Tom, kızıl cadının eteğiyle külodunu indirdi. Biçimli ve küçük kalçası onu beklerken oğlan hafifçe iç çekti ve bir şaplak attı. Bianca yüksek sesle inledi. "Ses yok dedim." Bir kere daha vurdu. Beyaz teni kızarmaya başladığında Tom dişlerini sıktı. Hemen içine girmek istiyordu.

Islanmaya başlamış kızlığını hafifçe ellediğinde Bianca alnını yastığa yasladı ve çığlık atmamak için kendini tuttu. Cadının suyunu alıp dar deliğine sürmeye başladığında Bianca başına gelecek şeyi fark edip korkuyla Tom'a döndü.

Kızın mavi gözlerindeki korkuyu gören Riddle durumdan daha çok zevk aldı. Bianca'nın beline sarılıp "Üç dediğimde." dedi. Kız endişeyle dişlerini sıktı. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamışlardı ve nasıl bir şey olacağını kestiremiyordu.