9 | Flashback

9.4K 432 312
                                    

Not: Satır arası yorumlarınızı bekliyorum! İyi okumalar.

16 MAYIS 1943

Evdeki ev cinlerinin koşuşturmasını bıkkın gözlerle izliyordu. Telaşla söylenen ama ne dediği anlaşılmayan kelimeler, tabak çatalların şıngırtısı, annesinin gürültülü sesi... Black malikanesi, bir gelenek haline dönüşmüş akşam yemeklerine hazırlanıyordu.

Annesi, Pearl Black bu yemeklerden oldukça keyif alırdı ve mükemmeli isterdi. Çünkü çok kudretli Black ailesinin aile bağları da kudretleri kadar güçlü olmalıydı. Bianca, ailenin son Black kızı olarak oldukça göz önünde duruyordu bu yemeklerde. Bu durum da kız için oldukça can sıkıcıydı.

"Bak, bak, Bianca!" Annesinin yükselen sesini duyunca yerinde hafifçe sıçrayıp gözlerini cinlerden çekti ve annesine baktı. "Hala giyinmemişsin!"

"Yemeğe daha saatler var anneciğim, erkenden giyinip kıyafetimi buruşturmak istemedim." Yalan, o rahatsız elbiseyi ne kadar geç giyebilirse o kadar geç giymeyi hedefliyordu.

"Bu akşam çok önemli bir konuğumuz var Bianca, senden başıboş dolanmanı istemiyorum!" Kız gözlerini devirmek istese de annesine böyle yapamazdı. "Kim gelecek?" diye sordu.

Annesinin yüzü aydınlanmıştı. "Ah, bu bir sürpriz." Kız iç çekip ayağa kalktı. "O zaman ben giyinmeye gideyim. Değerli konuğumuz her an gelebilir." Hafif gülümseyerek odasına çıktı.

Dolabın kapağına asılı elbisesine bakıp iç çekti. Elbiseyi üzerine oturttuktan sonra biraz çekeleyip düzeltti. Siyah, hafif göğüs dekolteli, kısa kollu bir elbiseydi. Çiçek motifleri şeklinde dantellerden oluşan kumaşı Bianca'nın vücudunu tamamen sarmıştı. Dizinin biraz altında duran elbisesi boyuna uysun diye siyah topuklu ayakkabılarıyla süslenmişti.

Saçlarını dağınık bir topuz yapıp kırmızı bir ruj sürdükten sonra parfümünü sıktı. Oldukça güzel ve çarpıcı duruyordu. Önemli olan da buydu zaten, madem tüm Black ailesi ona bakacaktı, bakmaları için bir sebep vermek isterdi.

Dikkatli adımlarla merdivenlerden inip annesinin denetimine çıktı. "Nasılım?" Kadının bakışları kızına döndüğünde yüzünde memnun bir gülümseme vardı. "Ah, çok iyi. Güzelliğin ışık saçıyor meleğim."

"Teşekkürler anneciğim." Ev cinlerinin kenara bıraktığı ateş viskisi kadehini alıp dudaklarına götürdü ve bir yudum içti. Bu geceyi sakince atlatabilmek için bir yudumdan fazlasına ihtiyacı vardı ama şimdilik bununla yetindi.

Kapı çalındığında viski bardağını asasıyla yok edip nazik gülümsemesiyle konuklarını karşılamaya gitti. Dorea ve ailesinin geldiğini görünce rahat bir nefes aldı, ilk onları gördüğü için mutlu olmuştu.

"Bianca! Nasılsın?" Dorea'nın annesi Estella nazik ama uzak bir gülümsemeyle yeğenine baktı. "İyiyim, sen nasılsın halacığım?"

"İyiyim." Gözleri yeğenini süzdü. "Oldukça hoş gözüküyorsun." Kırmızı dudakları yukarı kıvrıldı biraz daha. "Teşekkürler."

Dorea, kuzenine göz kırpıp ailesinin peşinden salona giderken kapı tekrar çalındı. Bu sefer Marsius gelmişti. "Merhaba benden daha kötü olan Black." diyerek akrabasını selamladığında kız göz devirdi.

"Merhaba kokarca Black. Merlin, sana parfüm nedir öğretmediler mi?" Oğlan sırıtıp kızın yanağına dokundu ve salona doğru ilerledi.

"Oğlumun kusuruna bakma Pearl, bu aralar biraz fazla hareketli." dedi Marsius'un annesi iç çekerek. "Erkekler... Niye bir kızım olmadı ki?"

"En azından Marsius soy ismini devam ettirecek." dedi Pearl. Bianca kaşlarını çattı, bu da neydi şimdi? "Senin soy ismini devam ettirdiğin gibi değil mi anneciğim?" Kadının gözleri öfkeyle baksa da Bianca umursamadan salona döndü.

𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin