Dilek ağacına bir ip bağlayalım hadi, fakat bu dilek umudumuz değil lanetimiz olsun. Sen kanını kat mezarıma, ben son terimle örteyim toprağını.
.....
Belki cesaretli bir kız değildim.
Belki korkaktım.
Fakat bunların hiçbiri, o papatyayı yok etmem gerçeğini değiştirmiyordu.
Onun kalbi gerçekten güzeldi. Güzel sever, değerli hissettirirdi.
Her ne kadar beni aldatsa da, o kızı öpsede, buna hakkı vardı.
Bundan tam dört ay önce verdiğimiz sözü yerine getirmem gerekiyordu.
Çünkü o bu kadarını hak ediyordu.
Gözlerimin içine aşkla bakarken, ellerimi bırakmayacakmış gibi tutarken verdiği bu sözü unutmamış ve yerine getirmişti.
Yoongi o papatyayı yeşertmişti.
Aşkın bir sonsuz olduğunu söylemiş ve o papatayayı bir aşka benzetmişti.
Bizim aşkımızın sonsuza dek süreceğini ve o papatyanında aşkımız gibi, umut yeşerteceğini söylemişti.
Buna inanması ve bunu söylerken gözlerinin parlaması aklıma gelmişti.
Komikti.
Nasıl da bitmişti aşkımız ama.
Sonsuzmuş. Hani sonsuzumuz? Herşeyin sonu vardı,aşkında sonu vardı ve bu sonu o bizzat kendisi bile isteye getirmişti.
Kader mi? Kaderimde gerçekten bu varsa, kaderimde sürekli yıkılmak varsa ben cidden bu kaderle yaşamak istemiyordum.
Hani mutluluk? Herkes mutluluğu hak ederdi. Herkes doğru bir aşk isterdi. Öyleyse benim doğru aşkım kimdi? Ya da doğru aşk, gerçek aşk var mıydı? Bana sorsanız eğer olduğunu sanmıyorum. Aşk yoktu ki doğru aşk olsun. Sadece sevgi gerçekti, herkes sever, ister ve ulaşmak için çabalardı. Eğer elde ederse isteklerini, işte o zaman o sevgi de tükenirdi kalbinde. Bu yüzden bana göre aşk imkansızdı ve ben bir imkansızı sevmek isterdim.
Bu dünya için fazla, bir insanlık için hayal olan birini sevmek gerçekten çok isterdim. İlk başlarda bu kişinin Yoongi olduğunu düşünmüştüm çünkü onun gülüşü bile bir hayaldi çoğumuz için.
O gülünce sanki bir papatya kopuyordu dalından ve usulca tenine yapraklarını savuruyordu rüzgar.
Papatyanın tenime çok yakıştığını söylerdi fakat papatyaları sırf onun için sevdiğimi bilmezdi.
Bir gün eline bir papatya tohumunu tutuşturmuş ve benim için onu yeşertmesini
söylemiştim.Bunu ona söylemiştim çünkü aşkımızın ne kadar dayanacağını merak etmiştim.
O zamanlar gözlerime farklı bakmaya başlamıştı. Sanki elimi bırakmak istiyor fakat bana acıdığı için bunu yapamıyor gibiydi.
Bu günün geleceğini ve bizim bu hale düşeceğimizden haberi var gibiydi. Son günlerimizmiç gibi bakıyordu, son defa görecekmişim gibi gösteriyordu gülüşünü.
Ve bende aşkımızın biteceğini anlamış ve her ne kadar zorlansamda ona bu papatyayı vermiştim. Fakat nereden bilenilirdim ki bunun sadece dört ay süreceğini? Nereden bilebilirdim papatyanın bu kadar az bir süre yaşayacağını? Bilemezdim ona yeşertmesi için daha dün gibi verdiğim bu çiçeği kendi ellerimle öldüreceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dernière Etoilé, Jenmin
FanfictionVe sen gökyüzünü inleterek yeryüzüne düştüğün gün , ölü ruhunun gri külleri mezarımı süslemiş olacak. Park Jimin & Jennie Kim & Min Yoongi ©Zarbanit | 2020 | Temmuz