Ben artık sıkılıyorum meleğim, yarından ve yarınlardan. Bugün sonumuz olsun ve biz yıldızlarda kaybolalım, hayatıma bir neşe, ruhuma bir beden bulalım.
...Akşam saatini çoktan geçmişti.
Güneş dağın arkasına gizlenmiş ve gökyüzünü maviye boyamıştı usulca.
Hafif bir rüzgar eserken yüzümü okşadıSaçlarım rüzgardan dolayı yüzüme gelirken, elimi kaldırarak kenara itmiştim.
"Sanırım kaybedeceğiz." derken, önümde ki taşa dikkat etmediğim için ayağım takılmış ve yere düşmüştüm.
Hafif kararmış hava önümü görmeme engel olmuştu.
Sanırım karanlık sınırını aşacaktı ve gece olana kadar bir şey bulamayacaktık.
Kalçamın üzerine doğru otururken bacağımda hissettiğim sızıyla bakışlarımı o yöne çevirdim.
Malesef kanıyordu ve benim canım yanmaya başlamıştı.
Yüzümde çokta belli olmayan ekşittiğim ifademle önüme eğilmesini izledim.
Alt dudağını dişlerinin arasına alırken yavaşça onları çekiştirmiş ve cebinden bir yara bandı çıkartarak kağıdını sökmüştü, dikkatli ve sessizce.
Ardından gereğinden biraz daha küçük olan damarlı ellerini bacağıma doğtu yaklaştırarak bandı yavaşça yapıştırmıştı.
"Çok dikkatsizsin Jennie."
Sessizce mırıldanırken geri çekilmiş ve benim gibi yerde oturmaya karar vermişti.
"Bir dahakine daha dikkatli ol, çünkü yanımda üçüncü bir bant yok."
Tebessümüyle söylediği şeye başımı sallayarak sessizce onayladım.
Yarış başladığından beri bu ikinci yaralanışım olmuştu.
Tam iki saattir,
Evet iki saattir etrafta ender rastlanan 'Silene tomesto" çiçeğini arıyoruk ve henüz bir tane bile bulamamıştık.
Herkes ikişer gruplara ayrılmıştı ve bu seçim istekle değil kurayla olmuştu.
Bana ise Park Jimin çıkmıştı.
Gece olmak üzereydi ve biz bir tane bile bulamamıştık. Bu hem sinirimi bozuyor hemde beni rahatsız ediyordu.
Çünkü ben iki saat boyunca anlam veremediğim bir şekilde heyecanlanıyor ve terliyordum.
Bu durumdan nefret ettim.
Ve ben yağmur yağsın istiyordum. Yağsın ve ben serinleyeyim, işte o zaman ellerimin terlemeside üzerimdeki bu sıcak hissde bir anda geçsin.
Şuan ihtiyacım olan tek şey gerçekten sadece yağmurdu.
Derin bir mefes alırken gözlerimi onun yorgun yüzüne çevirdim yavaşça.
Ovuşturduğu gözleriyle birlikte esniyordu. Göz altları morarmıştı ve halsiz tavrı günlerdir olduğu gibi şimdide üzerindeydi.
Esnemesi bittikten sonra kiraz renginde ki dolgun dudaklarını birleştirmiş ve ellerini gözlerinden çekerek arkasına hizalayıp başını bana doğru çevirmişti.
"Kaybetmeyeceğiz."
Dudaklarına bir tebessüm takınırken mırıldanmıştı.
"Sanmıyorum iki saat boyunca bir grup bile olsa o çiçeği kesin bulmuştur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dernière Etoilé, Jenmin
FanficVe sen gökyüzünü inleterek yeryüzüne düştüğün gün , ölü ruhunun gri külleri mezarımı süslemiş olacak. Park Jimin & Jennie Kim & Min Yoongi ©Zarbanit | 2020 | Temmuz