¿30

238 19 60
                                    

Gül'den...

Selin'in attığı fotoğrafa son yarım saattir yaptığım gibi sadece bakıyordum. Batı Selin'e dönmezdi değil mi? Sonuçta Selin onu aldatmıştı. Umarım dönmezdi.

Dizlerimim üzerinde uyuyan Rüzgar'ın saçlarını okşamaya devam ettim. Bir saat sonra çıkardık hastaneden. Şimdi uyandırmak istemiyordum onu.

Bir an düşündüm...

Batı yerine Rüzgar'ı sevsem nasıl olurdu hayatım?

Batı umursamazken, Rüzgar çok ilgiliydi.
Batı beni üzerken, Rüzgar mutlu ediyordu.
Batı kalbimi kırarken, Rüzgar kalbimin kırılan yerinden onarıyordu.

Önceden Batı'yı izlediğim zamanlar yanında hep Rüzgar olurdu ve onu da izlerdim. O kadar sempatik ve tatlı tepkiler verirdi ki konuşurken bazen sadece onu izlerdim.

Rüzgar'ı sevmek istedim bir an. Etkilenmediğimi söylersem yalan söylemiş olurdum. Rüzgar gayet yakışıklı bir çocuktu ve etkilenmemek elde değildi.

Ellerimi saçlarında gezdirirken çok yumuşak olduğunu farkettim. İnsanın oynadıkça oynayası geliyordu. Uyuduğu için dudakları büzüşmüş, kirpikleri bir hayli uzun görünüyordu.

Tişörtünden de çok güzel bir koku geliyordu ayrıca. Kokuyu daha iyi duymak için kafamı eğdim. Ne kadar eğersem eğeyim tişörtüne yaklaşamıyordum. Bir an Rüzgar'a baktığımda yüzümüzün arasında hiç mesafe olmadığını gördüm.

Ve o an öyle bir şey oldu ki...

Rüzgar başını hafifçe kaldırıp sağa döndüğünde dudaklarımız birbirine sürtmüştü. Anlık şokla elimi dudağıma götürdüğümde panikledim ve hızla yataktan kalktım. Aniden kalkmamdan dolayı Rüzgar da uyanmış safça bana bakıyordu.

Hassiktir ne olmuştu az önce?

Lan bu niye hoşuma gitmişti benim! Lan niye elektrik çarpmış gibi oldum. Lan lan lan!

"Gül, ne oldu?"

Elim ayağıma dolanırken hastane odasına bakınmaya başladım. Lanet olsun büyük saçmalıyorum şuan!

"Ş-şey oldu. Ben şey yapıyordum sonra sende şey yapınca şey oldu. Ama önemli değil şey olması. Hiç bir sorun yok yani. Şimdi sen diyeceksin şey-"

"Gül ne diyorsun Allasen?"

"Benim balığım öldü eve gitmem gerek. Ona cenaze töreni yapacağım. Balığım... onu çok severdim. Ölü balığım için cenaze düzenleyeceğim. Biliyorsun öldü çünkü. Ölüler için cenaze düzenlenir."

Rüzgar bir elini yanağına yaslamış diğer eliyle de gülüşünü gizlemeye çalışıyordu.
Bir elini yumruk yaptı boğazını temizlerken ağzına götürdü.

"Cenazeye bende katılabilir miyim?"

Bu yaptığı hareket çok çok çok...

Karizmatikti...

"Ş-şey hayır katılamazsın. Balığımın ağır kompleksleri var kalabalıktan hoşlanmıyor. "

Gülüşünü durdurmak için parmaklarını dudaklarına bastırdı. Yapma bunu işte...

"Ama balığın zaten ölü değil mi? Kalabalıktan rahatsız olacağı bir durumda değil sanki?"

"B-balığım hortlayabilir ama o benim için hala yaşıyor... kalbimde... kalabalık onun ruhunu rahatsız eder."

"Ben kalabalık ediyorum yani? "

Ellerimi hızlıca iki yana salladım. Gerçekten çok fazla saçmalamamıştım!
Rezil olmuştum üstelik!

Kimsin? [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin