54¿

163 8 11
                                    


Yeni kapağımızla buradayım...

Burayı çok boşladığımın farkındayım ama gerçekten ruhsal olarak iyi hissetmiyorum. Geceleri uykularım kaçıyor uyuyamıyorum sabah karşı uyuyorum uyuduğum zaman kolayca uyanamıyorum ki ben kapı gıcırtısına uyanan insanım. Moralim gün içinde hep düşük oluyor sinirlerim çok bozuk bir tuhafım işte. Yeni bölüm bekleyen herkesten çok özür dilerim :")

...

Rüzgar'dan

"Ece delireceğim, bak gerçekten kafayı yiyeceğim. Bir şey olmuş ya da bir şeyler, çok ağır şeyler yaşamış anlıyorum. Gözlerinde görüyorum bir kere. Gözlerinden saf acı akıyor biricik kızımın. Anlatmıyor bana! Delireceğim ya! Kliniğe yatmasına neden olacak ne yaşamış olabilir ki? Onun acısını dindirmek istiyorum ama yapamıyorum Ece. Üstelik daha kendi yaralarımı bile sarmamışken."

Ece anlayışla yüzüme bakarken buruk bir tebessüm kondurdu dudaklarına. Elini elimin üstüne koydu ve güç vermek istermiş gibi sıktı.

"Sana demiştim. Bana 'onun için gittim, mecburdum.' demişti. Seni hala çok seviyor belli ama sana nedenler vermediği ve hiçbir şey anlatmadığı için aranızdaki o duvarı yıkamıyorsunuz. İkiniz de çok kırıksınız ve kırık parçalarınız birbirinize batıyor, kanatıyorsunuz. Fakat şöyle bir şey var ki birbirinizi kanatmadan iyileşemezsiniz."

Haklı cümleleri gözlerimi sımsıkı yummama neden olmuştu. Bana hiçbir şey anlatmadığı için aramızdakini çözemiyorduk ve yarım kalmaya devam ediyorduk. Yarımdık. Eksiktik. Beni düşüncelerimden çıkartan cebimde durmadan titreyen telefonumdu. Gözlerimi açıp telefonumu cebimden çıkarttım ve arayan kişiye baktım. Özgür arıyordu. Aramayı yanıtladım ve telefonu kulağıma yasladım. Duyduğum ilk şey hırıltılı bir nefes ve burun çekme sesleriydi.

"Özgür? İyi misin sen?"

"Rüzgar..."

Titreyen sesi bana bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettirmişti. Hızla oturduğum banktan kalktığımda kalbimde derin bir sızı hissettim.

"Özgür ne oluyor?!"

"Rüzgar ha-hastaneye gelmen lazım. O ölüyor."

O ölüyor. O ölüyor. O ölüyor. Kalbime keskin bir bıçak sokulmuş gibi hissettiğimde yerimde sendeledim. Korka korka o soruyu sordum.

"K-kim ölüyor Özgür?.. Ailenden birine mi bir şey oldu? Amcan kalp krizi mi geçirdi? Kime bir şey oldu?"

"Rüzgar... her yerde kan var. Ellerim de onun kanı var. Üzerimde onun kanı var. Yalvarıyorum buraya gel. Rüzgar buraya gel Gül ölüyor. "

Gül ölüyor...

"H-hangi ha-hastane?"

"Merkez hastanesi. Rüzgar yalvarıyorum çabuk gel. O çok kan kaybetti. Lütfen gel."

Ellerim ayaklarım titrerken telefonu zar zor kapattım ve cebime attım. Hangi ara Ece'nin yanından ayrılıp taksiye bindim hatırlamıyordum. Aklımda olan tek şey Gül'dü. Gül'e birşey olma ihtimali canımı o kadar yakıyordu ki sanki biri ben canlıyken kalbimi söküyor gibiydi. Ben daha ona doya doya sarılamamışken, öpememişken, kokusunu içime çekememişken nereye ölüyordu. Ellerimi başıma yaslayıp gözyaşlarımı dindirmeye çalıştım. Daha gözyaşlarımı silemedn yenileri ekleniyordu. kendi kendime fısıldadım.

"Yalvarırım ölme Gül, yaşayamam... Sensiz yaşayamam... Gül aklımı kaybederim yalvarırım ölme..."

"Beyefendi geldik."

Taksicinin bana seslenmesi ile hızla başımı kaldırdım ve cebimden bakmadan çıkardığım parayı adama uzatıp taksiden indim. Koşar adımlarla hastenin acil kısmına geçtiğimde durmamı sağlayan o görüntüyü gördüm. Özgür... Ellerinde Gül'ün kanıyla çaresizce bana bakıyordu. Sol gözünden yanağına bir damla yaş düştüğünde başını çaresizce yana eğmişti. Benimde gözaltlarım tekrar ıslanmaya başladığında koşarak Özgür'e yaklaştım ve sıkıca sarıldım ona. 

"Koruyamadım onu Rüzgar... Özür dilerim yalvarırım ölmesin! Gül ölmesin Rüzgar yalvarırım..."

"Nerede Gül? Özgür Gül'e götür beni!"

Özgür benden ayrılmış acil servise girerken bir yandan da konuşuyordu.

"Çok kan kaybetti Rüzgar... Doktarlar birşey demiyor bana ameliyata aldılar. Hala birşey demediler bana."

Ameliyathanenin kapısına geldiğimizde Özgür duvara yaslandı yere çöktü. Ameliyathenin kapısı açılıp içeriden bir hemşire çıktığında karşısına geçtim.

"Durumu nasıl yalvarırım söyleyin! Ölmesin yalvarırım. Lütfen birşey söyleyin çıldıracağım!"

"Beyefendi hala devam ediyor ameliyat. Hasta çok kan kaybetmiş ne olur bilmiyorum elimizden geleni yapıyoruz."

Hemşirenin önünden çekilip başımı duvara yasladığımda ölecek gibi hissediyordum. Sanki ruhum bedenimden ayrılıyordu. Başımı sertçe duvara vurduğumda acıyı hissetmiyordum. Sessiz sessiz ağlarken göyaşlarım yanağımdan boynuma akıyordu. Başımı tekrar sertçe duvara vurduğumda Özgür'ün sesini duydum.

"Kendine zarar verme Gül görse çok üzülürdü hatta onun canı daha çok yanardı çünkü seni kendinden bile çok seviyordu."

Ellerimi sertçe yumruk yaptığımda Özgür'ün yanına çöktüm. Dizlerimi kendime çektim ve çenemi dizime yasladım.

"Bende onu çok seviyorum Özgür... Çok seviyorum... Ama ona ulaşamıyorum ne yaparsam yapayım anlatmıyor bana ne olduğunu... Neden gittiğini..."

"Senin için gitti Rüzgar kardeşine kavuşabil diye. Gerçi şimdi anlatacaklarımı yer elması öğrense boğar beni ama öğrenmen gerekiyor artık."



aaaa ben gelmişim vay

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kimsin? [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin