Mediada Rüzgar Demirsoy vaaarrrr:)))
Bu bölüm de Rüzgar'ın günlüğünü okuyacağız.
..........
Kendimi berbat hissediyorum. Kardeşimi aldılar benden. Benim küçük Peri'mi aldılar. Onu şimdiden çok özlemeye başladım. Onun karamel rengi saçlarını sevmeyi özledim. Aslında yazacak pek bir şeyim yok çünkü kelimlerimin tükendiği yerdeyim. Peri'me olan özlemimi kelimelerle anlatamıyorum. Onu çok özledim.
♡♡♡
Dün gece O'nunla konuşurken sinir krizi geçirmişim ve hastaneye kaldırılmışım. O şuan Artvin'de. Benden kilometrelerce uzakta. Peri'm de benden kilometrelerce uzakta. Sevdiğim kızların ikiside şuan uzakta. İçimden hiçbirşey yapmak gelmiyor. Kendimi çok boş hissediyorum. İçimde kocaman bir boşluk var ve beni içine çekiyor. Ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
♡♡♡
Bugün hastanedeyken O geldi yanıma. İlk girdiğinde yere kapaklanması Özgür ve annemle konuşması... O kadar tatlıydı ki.
Benim için gelmişti. Onca yolu beni görmek için gelmişti. Annem ona 'bana inşallah Melek anne dersin.' Dediğinde utanışı gözümün önünden gitmiyor. O pembeleşmiş yanaklarını ısırmamak için zor tuttum kendimi. Özgür ile gidip geldikten sonra sonra odada ikimiz kalmıştık. Bana kendi elleriyle çorba içirmişti. Onun elinden yemekte ayrı güzeldi hani. Daha sonra bana sarılmış, yanağımdan öpmüş ve en önemlisi başımı dizlerine yatırıp saçlarımı okşamıştı. Bu o kadar iyi hissettirmişti ki... uyuyakalmıştım hatta. Uyandığımda ise O panik yapmış elini kolunu nereye koyacağını bilmez gibi şaşkındı. Sorduğumda balığının olduğunu ve cenaze yapacağını söyledi. Onunla uğraşırken çok minnoş hareketleri vardı. En son amcam doğurdu demişti. Aklıma her geldiğinde haykırıyorum aq. Günlüğüme aq yazdım ya artık ölsem de gam yemem aq. Bak yine yazdım. Neyse sonra Batı denen gavat geldi ve O'nu konuşmak için çağırdı. Ne konuştuklarını deli gibi merak ediyorum açıkçası. Haydi bakalım hakkımızda hayırlısı. O ne lan öyle babaanne şeyi gibi.♡♡♡
O'nun Batı ile sevgili olmasını üzerinden üç gün geçti ve gün geçtikçe daha kötü hissetmeye başlıyorum. Bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiç birşey görmez, bilmezken, neredeyse ondan başka hiç bir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?
Kalbim her geçen gün daha da ağırlaşıyor işte. Birkaç haftalık rapor aldım ve okula gitmiyorum. Gidersem ve onları öyle görürsem dayanamam. İçtiğim sigaranın haddi hesabı yok. Günlerdir yemek yemeden bir şey yapmadan balkona çıkıp sigara içiyorum sadece. Arada birkaç damla gözyaşım düşüyor ama onları silmeye bile mecalim yok. O dereceyim.♡♡♡
Onu görmemeye daha fazla dayanamayacağım için okula gittim. Bahanem ise proje ödevi. Acaba şuan proje ödevini sikine takan var mıydı? Onların sınıfına girdiğimde O'na bakmamak için büyük bir savaş verdim. Sümeyye karısı şiiri okuttururken kimseye bakmadım. Son satırlara geldiğimde O'nun gözlerinin içine baktım. Belki anlar diye... Şiirim bittiğinde gidecekken Sümeyye karısı benle bir şey konusmak istediğini söyleyip sınıfa davet etti. Tek boş yer olan Aybars'ın yanına O'nun önüne oturdum. Başımı elime yaslayıp uyumaya çalıştım. Tam gözüm dalmışken başım aşağı kayıyorken bir elim yanağımdan tuttu. Bu Aybars'ın eli olamayacak kadar küçük yumuşacıktı. Kokusundan O olduğunu anladım. Yanağımı okşarken, saçlarımı severken o kadar huzurluydum ki... Zil çaldığında hocayı başımızdan gönderdi ve sadece ikimiz kaldık. Onunla uyumak istemiştim. Sonrasında ne olacağını düşünmeden onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım. Başlarda kıpırdansa da sonra benim gibi sıkıca sarılmıştı. Keşke o anı doldurabilseydim. Uyandığımda pas vermeden giderken peşimden geldi. Yine sakarlığını ortaya koyup düştü. Kucağıma alıp yürüken benimle konuşmaya çalışıyordu. Daha fazla içimde tutamayacağımı farkettim ve O'na sevdiğimi söyledim. Hala kalbimde kocaman bir yük olsa da biraz olsun hafiflemişti işte.
♡♡♡
Aradan bir hafta geçti ve O'nu deli gibi özledim. Özgür yanıma geldiğinde 70'lik rakı ve birkaç paket sigara almıştı. Rakıyı tek başıma devirdiğimde biraz olsun rahatlamış hissediyordum. Hatta bir ara sarıldığım yastığı Gül zannettim. Evet bu sefer O değil Gül... İsmini her söylediğimde içimde bir şeyler kıpırdıyordu. Tam tek başıma kaldım diyecekken Almina geldi. Bana anlattığı şeylerden sonra şok geçirecektim. Hızla sahile gittim ve herşeyi anlattım. O piç gibi sırıtan Batı'nın yüzünü yumruklamamak için zor tuttum kendimi. Gül kollarımda ağlarken o kadar berbat hissetmiştim ki kendimi. Bir şekilde onu mutlu etmem gerekiyordu. Ne pahasına olursa olsun onun yaralarına çiçek ekecektim. Onu öyle güzel sevecektim ki bütün yaralarını unutturacaktım. Şuan balkonda bir yandan sigara içerken bir yandan da günlüğümü yazıyorum. Sahilden sonra onu evine bıraktım. Çok kalmak istesem de gerekmediğini söyledi ve beni evime postaladı. Salonda kavga eden Özgür ve Ada'yı bile umursamadan odama çekildim. Şuan bok gibi hissediyorum. Ve hayır günlüğe yazmak hiç bir sike yaramıyor. Bu son yazışım. Acaba hangi akla hizmet yazmaya başladıysam. Günlükmüş, içini dökmek iyi gelirmiş. Bok iyi geliyor. İyi felan gelmiyor hiçte önermiyorum.
♡♡♡
Eveeetttttt kqkzjqisjwj
Rüzgar'ın günlüğü buraya kadar😻
Diğer bölümde normal anlatmaya devam edeceğiz 😻
Neyse...
Öpüldünüzzzz😽💋😽💋😽
![](https://img.wattpad.com/cover/223445587-288-k761088.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsin? [Yarı Texting]
Storie breviGül : kimsin sen yavşak? ¿: Asıl sen kimsin sen mesaj attın? Gül: Bak çocuk oynama benle! ¿: Psikopat mısın lan sen ne diyosun? Gül: Kitabımın arasına koyduğun post-it kağıdında senin numaran yazıyor ve altında da "Bul beni güzelim <3" yazıyor...