¿35

227 17 81
                                        

Mediada Rüzgar Demirsoy bey aşkım var👅😻😻

...........

Rüzgar'dan

Paketimde duran son sigaramı da dudaklarıma yerleştirdim ve paketin hemen yanında olan çakmağı elime aldım. Sigaramı yanan çakmağa yaklaştırıp tutuşturdum. Zehirli dumandan içime çekip koltukta geriye yaslandım.

On gündür ben ben değildim. Neydi bu his? Yıkılmışlık, kaybetmişlik, geç kalmışlık.

Geç kalmıştım ona. Onu benden başka görenler de olmuştu. Ama onun gözü hiç beni görmemişti.

Onu ilk gördüğüm zamanı hatırladım. Onun o komik halleri, garip mimikleri o kadar çok hoşuma gidiyordu ki.

Yine biyolojici beni dersten atmıştı. Adamla bir buçuk dönem geçirdik adam hala bana alışamamıştı. Taktı bana lafı çok mu klişe olurdu?

Koridorda safsak safsak yürürken bu sene gelen dokuzların katından geçerken koridorda birkaç kişi gördüm. Takılmadım ve bahçeye çıktım.

Her boş zamanımda yaptığım gibi basketbol oynamaya karar verdim. Kapalı basketbol sahasının kapısını açtığım an boş olmadığını gördüm.

En fazla 1.55 boylarında sarı saçlı bir kız eline oldukça büyük gelen basketbol topunu potaya sokmaya çalışıyordu. Ne yazık ki top potanın yanından bile geçmiyordu. Onun bu haline gülerek yanına gittim. Gülüşümü duyup bana döndü. O mavi gözler de neydi?

"Sen o topu basket atamazsın ki?"

Kaşlarını çatıp bana baktı ve kollarını göğüsünde birleştirdi. İçimden ne kadar minik bir kız diye geçirdim. Cep boy gibiydi.

"Niyemiş o?"

Hızla tam karşısında durdum ve üstten ona bakmaya başladım. Kıza bakarken boyun fıtığı olacaktım sanırım.

"Kızım sen o boyla potayı göremiyorsundur ki nasıl atacaksın?"

Gülerek söylediğim şeye sinirlendi ve karnıma tekme attı. Küçücük birşeydi ama acıtmıştı.

"Seni gebertirim elektrik direği!"

Dediği şeye kahkaha atarken o hala sinirle bana bakıyordu. Şimdi yanaklarını mıncırasım geldi bak!

"Allah için yapsana. Nolur..."

Sözlü atışmamızdan sonra beraber basketbol oynamış ve oldukça eğlenmiştik. İyiki o muşmula suratlı adam beni dersten atmış.

Anılar gözümde canlanırken gülmeden edemedim. Gül dokuzuncu sınıfken ben onuncu sınıftım ama o sene kalmıştım.
Çift dikiş Rüzgar Demirsoy.

Çalan kapı ile elimde olan sigarayı ağzına kadar dolu küllükte söndürdüm ve ayaklandım. Umarım Özgür şerefsizi istediklerimi almıştır.

Kapıyı açtığımda pişmiş kelle gibi sırıtan Özgür'ü gördüm. Neden herkes mutluydu lan?!

Gözleri bayık bayık bakarken içeri girdi ve elindeki poşeti masaya koyup kendini koltuğa bıraktı. Bizim ciddi Özgür gitmiş yerine cıvık birşey gelmişti.

"Noluyor lan?"

Sesimle kendine gelir gibi oldu ve sırıtmaya devam etti. Bu sırıtmayı hiç hayırlı görmüyordum ben.

Kimsin? [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin