¿33

216 21 26
                                    

Mediada Rüzgar Demirsoy bey aşkım var😻

Hanım hanım Rüzgar benim yavrum öyle herkes yavşamasın jqkzjqjzkq

...........

Rüzgar'a baktığımda bir elini yanağına yaslamış diğer kolunu sıraya koymuş ayakta uyuyordu. Sanırım çok yorgundu.

Şuan o kadar sevimli duruyordu ki! Onu rahatsız etmemeye özen göstererek alnına düşen saçları arkaya ittim. Kahverengi saçları çok güzeldi. Gözleri kadar olmasa da...

Yanağında olan eli hafif hafif kaymaya başlamıştı. Eli sıraya düşerken aynı zamanda yüzünü de sıraya vuracaktı. Son anda elimi uzattım ve yanağını tuttum.

Yavaş yavaş sıraya bırakacağım sırada elim yanağı ve sırayla arasında kalmıştı.
Birkaç şey mırıldandı ama cümleden çok tatlı bir homurtu gibiydi.

Elim yumuşacık yanağına değiyordu. Sıcacık yanağının elimin içinde olması garip hissettirmişti. Çok hafifçe elimin içinde olan avucunu okşadım.

Zil gürültülü bir şekilde çaldığında içimden küfür ettim. Uyanacaktı Rüzgar!

Sınıf yavaş yavaş boşalmaya başlamıştı. Aybars ve Doğu'nun kafamda dikildiklerini farkedince hemen onlara döndüm.

"Siz gidin beni beklemeyin. Hem benim çıkışta uğramam gereken yerler var."

İkisi de fazla kurcalamadı ve sınıftan çıktılar. Fazla üstelemedikleri için rahatlamıştım. Karşıya baktığımda Sümeyye hoca kalkmış bize doğru geliyordu. Ama ben seni unutmuştum sümsük kadın!

"Hocam Rüzgar çok yorgun görünüyor belli ki bir sorunu var ama şimdi konuşmasanız onunla? Uyandırmayın lütfen oldukça yorgun görünüyordu zaten. "

Sümeyye hoca burnunu kibirlice havaya kaldırdı. Senin o kaldırdığın burnuna sokayım!

"Benim zamanım değerlidir ama Rüzgar için çok kısa bir süre ayırabilirim. Uyandığında söylersin. "

Omuzlarını dikleştirdi ve kırıta kırıta yürümeye başladı. Göte bak Allah'ım ya!

Sınıftan herkes çıktığında sadece Rüzgar ile ikimiz kalmıştık. Elim hala yanağındaydı. Arka sırada olan şalımı alıp üzerine örtsem iyi olurdu. Elimi yavaşça yanağından çektim ve yine çok ufak hareketlerle yanağını sıraya koydum. Tam elimi çekiyordum ki Rüzgar elimi tuttu.

Elimi tuttu ve sıkıca tuttu. Sıranın üzerine koyduğu ellerimizi birbirine kenetlemişti.
Bu hareketi kalbimi ısıtıp, ağrıtsa da hoşuma gitmişti.

Binbir zorlukla boşta olan elimle şalımı almayı başardım. Belim elden gidiyordu ama!

Elimdeki şalı dizlerimin üzerine bıraktım ve Rüzgar'a yaklaştım. Hemen kulağının dibinde durdum ve boşta kalan elimle saçlarını okşarken fisıldadım.

"Rüzgar hava soğuk üzerini örteceğim biraz kalkabilir misin?"

Elimi serbest bırakıp gözleri hala kapalıyken yerinde doğruldu. Hemen dizlerimin üzerinde olan şalı açtım ve omzunun üzerinden ona sardım. Tam 'hadi geri uyu' diyecektim ki sözüm Rüzgar'ın yaptığı şeyle başlamadan bitti.

Rüzgar beni kendisine çekip başımı göğüsüne yaslamış ve bacaklarını sandalyeye çıkarıp beni esir almıştı.

Kollarını da sıkıca dolayıp yanağını saçıma bastırmıştı. Bedenim kaskatı kesilirken Rüzgar düzenli nefesler alıp veriyordu. Hala uyuyordu ve uyku sersemi ne yaptığını farketmemişti.

Kimsin? [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin