¿50

171 18 14
                                    

Ohaa oğlumm 50 bölüm olmuşşş ağlicaaammm😢

Hadi 50. Bölüm şerefine bir sürü yorum yapalım:D

.........

Sertçe yutkundum ve Özgür'e çevirdim bakışlarımı. Özgür bana anlatmam için bakıyordu. Başımı hafifçe sağa sola salladım.

"Ne dönüyor burada? Biri anlatacak mı artık?"

Bakışlarımı Rüzgar'a çevirdiğimde bana bakıyordu. Sahi en son ne zaman bu kadar bakmıştı yüzüme.

"Gül anlatır sana. Ben sizi yalnız bırakayım. "

Özgür gitmek için hareketlendiğinde elinden tuttum gitmemesi için. Anlatamazdım ki, olmazdı. Kolay değildi.

"Gitme."

Fısıltı halinde çıkan sesimi ben bile zor duymuştum. Özgür bana çaresizce bakarken alaylı bir gülüş sesi duydum.

"Benle tek kalmaktan mı korkuyorsun? Korkma yemem seni."

Özgür sinirle Rüzgar'a baktığında Rüzgar umursamadı bile. Rüzgar'ın odak noktası bendim.

"Gül çıldıracağım artık anlat ne varsa! Yeter be yeter! Desene şu gerzeğe senin için gitt-"

Özgür cümlesini tamamlayamadan elimi ağzına götürdüm. Sinirle yüzüne bakmaya başladım ama Özgür benden daha sinirli gözüküyordu.

"Anlatmayacaksın dedim sana! Ben güvenip sana anlattım sadece! Susup ortak olacaktın!"

Özgür sinirle yumruğunu sıktığında Rüzgar ikimizin görüş açısına girdi.

"Ne saçmalıyorsunuz siz? Özgür sen hala bu kızın laflarına güveniyor musun cidden? Acaba bu sefer nasıl yalanlar uydurdu? Hadi anlatın anlatın dinliyorum."

Gözlerimdeki yaşı artık tutamadığımda çeneme kadar yol aldılar. Rüzgar'a baktığımda yutkunduğunu gördüm. Amacı bu değil miydi zaten? Beni kırmak? Üzmek? Sessizliği bozan Özgür'ün Rüzgar'a attığı yumruktu.

"Düzgün konuş lan gerizekalı! Ağzını yüzünü dağıtırım senin!"

Daha fazla yanlarında durmamak için hızla masamıza ilerledim ve kimseyle göz teması kurmayıp çantamı aldım. Sorgu dolu gözleri üzerimde hissedebiliyordum ama umursamadım ve çıkışa ilerledim. Kendimi dışarı attığımda derin bir nefes çektim içime. İçim daralıyordu artık. Nefesim bana yetmiyordu. Bana doğru yaklaşan taksiyi gördüğümde elimle durması için işaret yaptım. Eve gidip delice ağlamak istiyordum.

...

"Haftan nasıl geçti bakalım Gül?"

Oturduğum rahat koltukta biraz dikleştim. Bakışlarımı rengarenk kitaplıktan çektiğimde Sibel hanım ile göz göze geldim.

"Kötü geçti."

"Rüzgar ile konuştunuz mu hiç peki?"

O anlar aklıma gelince gözlerimi kapattım. Yalancı ilan etmişti beni. Yalan söylememiştim ki ona. Sadece hiçbir şey anlatmamıştım. Bu yalan değildi.

"Dün Özgür ile sizinle kapattıktan sonra konuştuk biraz. Klinikten, ilaçlardan ve Rüzgar'a gerçekleri anlatmam konusunda. Tabi bir konuşurken Rüzgar duymuş bizi. Geldi bunlar ne anlama geliyor gibisinden sordu."

Sibel hanım'ın kaşları yay gibi havalanmıştı. Demek ki o da beklemiyordu Rüzgar'ın beni sorguya çekeceğini.

"Bak ne güzel işte Gül. Senden hala umudu var ki soruyor. İçinde bir yerlerde sana hala güveniyor. Onu geri kazanabilirsin. Peki sen ne yaptın? Anlattın mı?"

Başımı olumsuzca iki yana salladım. Anlatmanın yanından bile geçmemiştim.

"Anlatmadım. Özgür tam anlatacakken ona engel oldum. Rüzgar ise benim yalancı olduğumu düşünüyor. Özgür'e benim nasıl yalanlar anlattığımı sordu. Özgür'e yalan söyleyip onu kendime tarafıma çektiğimi düşünüyor. İnanmıyor bana. Aynı şey benim başıma gelseydi ben koşulsuz güvenirdim ona."

"Ne yazık ki öyle olmuyor Gül'cüğüm. Acı ve özlem insana istemediği şeyler yaptırabilir. Rüzgar sana olan özlemini ve acısını sana nefret kusarak sindirmeye çalışıyor."

Kaşlarımı bilmem dercesine kaldırdım. Bilmiyordum artık. Hiçbirşey bilmiyordum. Tek bildiğim Rüzgar'ı deli gibi özlediğimdi.

"İlaçlarına gelelim. Geceleri ne sıklıkla kabus görüyorsun?"

"Bilmiyorum değişiyor. Bazen haftada iki veya üç kere. Bazen de hiç görmüyorum. "

Birşeyleri not alır gibi önündeki küçük deftere birşeyler yazdı. Sonra gözlerini tekrar bana çevirdi.

"Ellerinin tiremesi ne durumda?"

"Sinirlendiğimde ve tedirgin olduğum her an titriyorlar ama nefes egzersizleri yapınca geçiyor. "

Başını peki dercesine salladı ve defterine birşeyler yazmaya devam etti. Hala defterine bakarken konuşmaya başladı.

"İlaçlarında değişiklik yapmıyorum bu haftalık. Haftaya tekrar konuşuruz. Ama bak Gül. İçinde tuttuğun şeyleri Rüzgar'a anlatmadan asla tamamen iyileşemezsin. Seni o iyileştirir belki de? Kim bilir? Herşeyi anlatman taraftarıyım. Başta ikiniz de kırılırsınız ama birbirinizin yaralarını saracağınıza eminim. Kanayan bir yaraya yara bandı yapıştırmak yarayı iyileştirmez."

Oturduğum rahat koltukta kalkarken Sibel hanım'ın uzattığı reçeteyi alırken cevap verdim.

"Düşüneceğim."

Bana sıcak bir şekilde gülümsediğinde bende gülümsedim odasında çıktım. Boğucu ortamdan hemen uzaklaştım ve eczanaye uğrayıp ilaçlarımı aldım. Öyle böyle derken saat altı olmuştu. Eve sahil yolundan dönmek istediğimden yolumu uzattım.

Yavaş adımlarla sahilde yürürken sıkıldım ve banklardan birine oturup denizi izlemeye başladım. Deniz beni sakinleştirirdi. Derin bir nefes çektiğimde içime bakışlarımı  gökyüzüne çevirdim. Hava çoktan kararmıştı bile. Daha fazla beklememeye karar verdim ve ayağa kalktım. Evimin sokağına girdiğimde cebimdeki anahtarımı çıkardım. Sokağın başında evimi gördüğümde derin bir oh çektim. Ayaklarıma kara sular inmişti vallahi. Evimin önüne geldiğimde gördüğüm kişi ile kısa bir şok geçirdim.

"Senin burda ne işin var?"

Rüzgar elinde bitmek üzere olan içki şişesi ile bayık bir şekilde yüzüme bakıyordu. Yere oturmuş sırtını kapıya vermişti. Bakışlar bayıktı. Sarhoş muydu? İyice yanına yaklaştım ve bende onun gibi oturdum. Bakışları üstümdeydi.

"Ne yapıyorsun burada?"

Ben bir cevap vermesini beklerken Rüzgar dizlerinin üzerine çıktı ve sıkıca kollarını belime vardı. Ben daha bana sarılmasını sindirememişken kulağıma içki kokan nefesi ile fısıldadı.

"Lütfen bana seni affetmem için bir sebep ver. Yemin ederim affedeceğim. Seni çok özledim Gül'üm."









Ooooooooooooooooooooo :0

Rüzgar'ın itirafııııı😻😻😻😻😻

Yaaa yicemm çocuğum yaaa

Bölümün başında Rüzgar'a küfür ederken sonunda düşüyorum bu nası bi çelişki? Kqjanhauziwkd

Sizi seviyorum<3

Kimsin? [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin