Korsan ile Deniz Kızı -TAMAMLANDI-

Bölüm 8

Bölüm 8

Connor yavaşça Julia'nın kiraz dudaklarına dokundu. Nefesini tutmuş olan Julia için zaman durdu. Ne Julia ne de Connor başka şartlar altında olsalardı neler değişirdi düşüncesine kapılmadılar. Onlar için önemli olan tek şey birbirlerini tamamlayabilmekti.

Beş gün, diye geçirdi içinden Julia. Beş günlüğüne mutlu olabilirlerdi. Kolları genç adamın boynuna doladı ve kendine doğru çekti.

Connor harika ardıç ağacı ve deniz kokusunu içine çekti. Gözleri çoktan kapanmıştı, tenlerinin dokunuşlarıyla birbirini hissediyorlardı. Connor, genç kadına yumuşak dokunuşlarıyla aşkını aktarıyordu.

Otuz dört yaşındaydı ve ilk defa bir kadına dokunurken elleri titriyordu. Su damlası gibi berrak tenini görmek için Julia'nın geceliğinin askılarını omuzlarının üzerinden sıyırdı. Gördükleri karşısında büyülenmiş gibi Julia'nın vücudunu inceledi.

Ancak Julia'nın ona ihtiyacı vardı. Elleri adamın gömleğinin düğmelerini çözdü hızlıca. Ardından pantolonunun kemerine gittiğinde eli, kontrolü Connor devraldı ve ikili birbirlerinin karşısında ilk kez savunmasızdı.

Vücutları tutkuyla yanıp tutuştu. Julia, Connor'ın elinden tuttu, uzandılar. Bir süre birbirlerinin bakışında kaybolacak kadar kendilerinden geçmişlerdi. Sonra...

Keşfettiler. En hassas ve en savunmasız dokunuşlarda kayboldular.

Connor'ın dudakları her yerdeydi. Genç kadın dokunuşların hazzına varırken kendinden geçmişçesine sırtını yay gibi gerdi, başı yastığa gömüldü ve sayıkladığı tek bir kelime dudaklarından döküldü.

''Connor!''

Genç adam büyük bir açlıkla kadınına baktı. İkisi de hazırdı, birbirlerine sahip olabilirlerdi, ama Connor acele etmedi. Birbirinin tenlerinin tadını çıkardılar, usulca ve kışkırtıcı bir yavaşlıkta sevdiler birbirlerini.  Julia'dan sakladığı gerçeği söylemek için zamanı yoktu, üstelik sonrasında kendisini uzaklaştırmasından da korkuyordu. Bu sebeple tüm sevgisini göstermek istedi. Öptü, okşadı, yastığın üzerine saçılmış saçlarını parmak uçlarıyla sevdi.

Connor için ne kadar değerli olduğunu bilemezdi, ancak hissedebiliyordu. Kendini kanıtlamak istedi. En az onun kadar Connor'ı arzuladığını ve şu lanet kalbinin anlamlandıramadığı bir şekilde ona deli olduğunu...

O kadar müthiş bir histi ki ona dokunmak, baktıkça bile zevkten titriyor, omurgasından tüm vücuduna doğru bir ürperti yayılıyordu.

Julia bacaklarını adamın beline doladı. Connor yavaşça genç kadını ezmemek için bedenini dirsekleriyle destekledi ve çıldırtırıcı bir yavaşlıkla içine girdi. Öyle ki, Julia altında zevkten kıvranıyor, çıkardığı baştan çıkarıcı sesler ile Connor'ın kanına işliyordu. Bu su damlası karşısında ne gücü kalmıştı ne de sabrı. Nihayet vücutları birleştiğinde ikisi de inledi.

Julia sıcacıktı. Her ritimde doruğa yaklaşırken daha da çekildi kadına. Açlıkla öptüler birbirlerini. Dokunuşları gittikçe hoyratlaşırken Connor dişlerini Julia'nın boynuna geçirdiğinde tarifsiz bir zevk duydular. Genç kadın Connor'ın saçlarını çekiştirerek susadığı dudaklarını esir aldı. Kana kana içti. Tek istediği oydu, başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktu.

O andan sonra ikisi de zirveye yaklaştı, ruhları birbirini mühürlerken gözlerinin ardında havai fişekler belirdi. İkisi de bundan daha iyi bir deneyimi tatmadıklarından eminlerdi. Bedenleri sanki bir yapbozun kayıp parçasını bulmuşçasına uyumlulardı. İkisi de farkındaydı artık. Birleşen sadece bedenleri değil, aynı zamanda ruhlarıydı da.