Gece yıldızların güzelliğiyle parıldarken elleri cebinde pencereden dışarıyı, yıldızları, seyrediyordu donuk bakışlarıyla. Rüzgar ipeksi sarı saçlarını okşarken yüzünde ne bir mimik vardı, ne de bir hareket.
Pencerenin önünde baykuş durunca dikkatini ona verdi. Kimden mektup almış olabilirdi ki? Ellerini cebinden çıkardı yavaşça. Baykuşun ayağına bağlı olan mektubu alıp incelemeye başladı. Kendisine gelmişti ama kimden geldiğine dair bir bilgi yoktu. Gözlerindeki merak parıltısıyla mektubu açıp okumaya başladı;
Dokunduğun yerde çiçekler açıyor, Draco.
Kaşları çatıldı genç adamın. Bu da neydi şimdi? Biri onunla dalga mı geçiyordu? Oysa kimse buna cesaret edemezdi. Sonuçta o bir Malfoy'du, Lucius Malfoy'un oğlu, Draco Malfoy'du.
Elindeki kağıt parçasının arkasını çevirdi. İnci gibi yazıyla başka şeyler de yazılmıştı;
Ünlü muggle İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncu William Shakespeare'in yazdığı Romeo ve Juliet oyununda Romeo, Juliet'e der ki:
'Bak, nasıl da sararıp solmuş Tanrıça sen ondan çok daha güzelsin diye.'
__
Bir süredir aklımda olan kurguyu aniden yayınlama kararı aldım. Niyeyse çok pişman olacakmışım gibi geliyor. Her an silebilirim nxndnkd.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers On My Skin | Drarry
Fanfiction[Tamamlandı] "Durduramıyorum bunu, başta küçük bir tohum olarak yerleşti yüreğime. Daha sonra büyüdü, büyüdükçe zorlaştı gizlemesi. Daha sonra bir sarmaşık gibi ele geçirdi tüm benliğimi ve ben bununla mücadele edemiyorum." Draco hala Harry'nin...