İki gün geçmişti ve geçen iki günde henüz ders araları ortak olmamıştı. Bugün gördükleri birkaç dersten sonra ikisinin de boş vakti aynı ana denk gelmişti. Beraber ihtiyaç odasının önünde buluştular.
Patronus büyüsü öğrenecek bir yere ihtiyacım var.
Patronus büyüsü öğrenecek bir yere ihtiyacım var.
Patronus büyüsü öğrenecek bir yere ihtiyacım var.
Draco üç kez odanın önünde döndükten sonra durup boş duvara baktı. Duvardan bir kapı belirdi. İkisi de içeri geçtikten sonra kapı kapandı. İçerisi boş, geniş bir odaydı. Duvarların kenarında olan mumlar odayı andınlatıyordu. Odanın ortası bomboştu ve kenarda masa vardı. Harry masaya oturdu, masa yüksek olduğu için ayakları yere değmiyordu. Draco da hemen önüne geçti aralarında en fazla bir metre vardı.
Asasını çıkartıp düşündü biraz. "Expecto Patronum." Bu sefer hiçbir şey olmadı. "Expecto Patronum." Gelişme yok. "Expecto Patronum." İlerleme yok. Yeniden denedi, yeniden, yeniden, yeniden, yeniden, yeniden...
Geçen bir saatte hiçbir gelişme olmadığı halde Harry inatla çalıştırmaya devam etti. Draco ise olmayacağını kabullenmeye başlamıştı yavaş yavaş. "Expecto Patronum."
Harry oturduğu masadan indi. "Yeniden dene." dedi sinir bozucu bir sakinlikle. Sinirle üstüne doğru yürüyüp yakasından kavradı onu Draco. "Olmuyor gerizekalı, olmuyor. Ben bile kabullendim. Sen ne diye kabullenmiyorsun?"
"Çünkü iki gün önce Astronomi Kulesinde ışık çıkartabilmiştin. Yine olacak. Üstüme yürüyeceğine güçlü anı düşün."
Draco kavradığı yakayı sertçe geriye doğru ittirerek bıraktı. Harry geriye doğru savrulunca sırtı masaya çarpmıştı ama bozuntuya vermedi. Sinirle kahkaha attı Draco. "O çıkan küçücük ışık cızırtısından mı bahsediyorsun? Başka bir ilerleme kaydedemiyorum, o çıkan cızırtı da yok artık." dedi yere otururken, sırtını masaya yaslamıştı. Bacaklarını kendine çekmiş, elini kafasının üstüne koymuş, öylece oturuyordu. Harry de bir şey demeden yanına oturdu. Draco'nun sakinleşmesini kaç dakika bekledi bilemiyordu Harry.
Daha iyi olduğunu düşünüp ayağa kalktı. Elini de Draco'ya uzatmıştı tutması için. "Malfoyların bu kadar çabuk pes ettiğini bilmiyordum." Draco anlamsızca bir ona bir de uzattığı eline bakıyordu. Kendinden emin bir gülümseme sundu ona Harry: "Şimdi o güzel kıçını kaldır ve büyüyü yapmaya çalışmaya devam et."
Draco direkt uzatılan elden destek alarak ayağa kalktı. Ayağa kalkar kalkmaz sanki Harry'den ona elektrik çarpıyormuş gibi çekti elini hızla. Boş odanın ortasına geçti tekrardan. Gözünü kapatıp birkaç saniye duraksadı. "Expecto Patronum." asasından çıkan gümüşi ışık bu sefer bir ışık cızırtısından çok daha fazlasıydı ama belirli bir şekli yoktu henüz. Koruma kalkanı şeklindeydi ve odaya ışık saçıyordu. "Gayet iyi." dedi Harry gururla. Sonuçta onun eseriydi. "Birkaç kez daha denesen olacak gibi."
Draco'nun gözleri asılı duran saate kaydı. "İksir dersine beş dakika geç kalmış olabiliriz." İkisi aceleyle ihtiyaç odasından çıktı. Onlar çıkar çıkmaz ihtiyaç odasında girmeleri için beliren kapı yok olup duvar halini aldı yeniden.
Hızlıca mahzendeki iksir sınıfına doğru yol aldılar. İçeriye girdiklerinde Profesör Slughorn dersi işlemeye başlamıştı bile. "Oh, Mr. Malfoy ve Mr. Potter sakıncası yoksa geç kalma sebebinizi öğrenebilir miyim acaba?"
"Üzgünüz Profesör, vaktin geldiğini fark etmemişiz." dedi Harry.
"Neyseki bir şey kaçırmadınız. Bende herkesi ikişerli gruplara ayırmıştım." sınıfa bir göz gezdirdi, "Ama görünen o ki boşta kalan kimse yok o yüzden ikinizi eşleşmiş kabul edebiliriz. Yerinize geçebilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers On My Skin | Drarry
Fanfiction[Tamamlandı] "Durduramıyorum bunu, başta küçük bir tohum olarak yerleşti yüreğime. Daha sonra büyüdü, büyüdükçe zorlaştı gizlemesi. Daha sonra bir sarmaşık gibi ele geçirdi tüm benliğimi ve ben bununla mücadele edemiyorum." Draco hala Harry'nin...