7. Bölüm

3.3K 255 258
                                    

Hastane kanadındaki yatakta gelşigüzel uzanmıştı. Yan tarafındaki yatakta ise Draco yatıyordu. İkisinin de bir şeyi yoktu, ufak yaralar birkaç çizik dışında. Hermione ve Ron yanından ayrılmamıştı hiç. Ders vakti gelince istemeye istemeye gitmek zorunda kalmışlardı. Draco ve Harry ise izinliydi.

İkisi de tavana bakıyor, bir şeyler söylemek istiyor ama dillerini yutmuş gibi sessizlerdi. Konuşmamak değildi bu; konuşamamaktı. Ölüm sessizliğini bozan Harry oldu: "Teşekkür ederim."

Bakışlarını tavandan çekip Harry'ye sabitledi Draco. "Bir şey değil." derken Harry'nin yüzünü incelemeye başlamıştı bile; Dudağının kenarı patlamıştı, alnının sağ tarafından başlayan ince kesik kaşına kadar iniyordu.

"Bludger çarpmasaydı ben kazanırdım." dedi Harry izlendiğinden bir haber. Dudakları hafif büzülmüştü konuşurken, kazanmayı fazlasıyla istediği belli oluyordu. Omuz silkti sarışın olan: "Öyle yada böyle, ben kazandım." Harry'nin bakışları da onu buldu: "İlk ve son galibiyetinin tadını çıkar. Tekrarı olmayacak çünkü." Alayla güldü Draco. "Göreceğiz."

Çok sevdiği yüze bakmaya başladı Harry; Sarı saçları ilk kez dağılmıştı. Kaşının kenarında ufak bir çizik vardı ve süt beyazı teni solgundu. Uyumuyordu ama gözlerini kapatmış, Harry tarafından izlendiğinden bir haberdi. "Malfoy?"

"Ne var Potter?"

"O gece, panikatak geçirdiğin ge--" ancak Draco lafını kesince devamını getiremedi; "Şunu sormaktan vazgeç, ne olduğunu anlatmayacağım." Yatakta oturur pozisyona geçmişti artık.

"Onu sormayacaktım, Astronomi Kulesi'nde ne yaptığını soracaktım." Harry de artık oturur pozisyona geçmişti yatakta. "Onu da anlatmayacağım."

Son konuşmaları bu oldu. Sessizlik içinde yarım saat geçmişti artık. Draco uyumuştu, Harry ise onu izliyordu. Yataktan kalkıp usulca yaklaştı Draco'nun yatağına. Draco'nun yatağının yanında dizlerinin üstüne çöktü. Böylece kafaları yakınlaşmıştı birbirine. İçinde bastıramadığı bir heyecan sardı bedenini. Elini Draco'nun kaşındaki çiziğe dokundurdu. İnce parmağı kaşından yanağına doğru bir yol çizdi. Ona gönderdiği ilk mektup aklına gelince gülümsedi istemsizce. "Dokunduğun yerde çiçekler açıyor." Belli belirsiz fısıldadı. Hemen sonra elektrik çarpmış gibi hızla çekti elini.

Bu sefer parmakları saçını bulmuştu Draco'nun. Yumuşacıktı sarışın olanın saçları, yavru bir kedinin saçını okşuyormuş gibi hissettirdi Harry'ye. Uyandırmamak için parmakları çok yavaş ve üsten dokunuyordu saçına. Parmakları birkaç telin arasında süzülüyordu.

Yüzünde huzurlu bir gülümseme belirdi. Yaşadığı an özeldi onun için. Şuan oturup ağlayabilirdi sarışın çocuğun güzelliğine.

Draco eliyle saçını okşayan eli kavradı hızlıca ama indirmemişti saçından. Gözlerini açmış Harry'nin zümrüt yeşili gözlerine bakıyordu doğrudan. Harry'nin bileğini sıkıca tutmuş öylece bakıyordu. "Tüy vardı saçında onu alacaktım."

Draco kavradığı bileği sertçe kendine doğru çekti. Kafaları çok daha yakın olmuştu böylelikle. Harry'nin nefesinin yüzüne çarptığını hissedebiliyordu şimdi. Yastıktan kafasını kaldırdı Draco. Dudağını Harry'nin dudağına, yara olan yere, dokundurdu ağır hareketlerle. Bu hareketle midesinin kasıldığını hissetti Harry.

Kafasını biraz geri çekip duraksadı. Ardından dudağını Harry'nin dudağına bastırdı. Harry de karşılık verince boşta olan elini Harry'nin boynuna yerleştirdi. Kavradığı bileğinden Harry'yi kendine doğru biraz daha çekerek yatağa gelmesini sağladı. Hızlı hareketlerle Harry'yi altına alırken dudakları ayrılmıştı. Bir eli Harry'nin tişörtünün altından karnını okşarken tekrar dudaklarını birleştirdi. Harry'nin elleri de Draco'nun ense kökündeki saçlarına doğru gitmişti. Draco kendini ona bastırınca inlemesiyle eş zamanlı olarak elinin altındaki sarı saçları çekiştirmişti.

Flowers On My Skin | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin