Bu bölüm, profilimden de sorduğum soruyla anlayacağınız üzere, ayıplı bir bölümdür 👉🏻👈🏻
Smut'un başladığı ve bittiği yeri °° bu değişik sembolle belirttim. Rahatsız olacaklar, belirttiğim yeri atlayarak, okuyabilirler.
*
Gecenin bir yarısı Harry dayanamayıp zindana, Slytherin Ortak Salonuna, gitti görünmezlik peleriniyle. Oradan da Draco'nun odasına geçti. Draco küçük koltukta oturmuş kitap okuyordu. Kapının açılma sesiyle oraya döndü ve kitabını bırakıp koltuktan kalktı. Harry'ye doğru yaklaşıp sırtını duvara yasladı ayakta, Harry de hemen önüne geçmişti. "Çok mu özledin beni, Potter?"
Kafasını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı Harry. Ardından Draco'ya yaslanarak bedenlerini birleştirdi. Böylece Draco'yu duvarla arasına sıkıştırmıştı. Dudaklarını boynuna bastırıp küçük öpücükler bırakmaya başladı. "Uzak dur benden, Potter. Sana hala sinirliyim. Pansy'nin dediklerine güldün." dedi Draco gözlerini kapatırken ama Harry'ye kendinden uzaklaştırmak için hiçbir hamle yapmadı.
Dudaklarını Draco'nun boynundan çekmeden güldü Harry. Draco'yu takmadan öpücüklerine devam etti ama bu sefer arada diliyle darbeler de atıyordu usulca. "Beni öperek kendini affettiremezsin, Potter." dedi Draco mayışmış bir halde. Harry'nin öpücükleriyle kendinden geçiyordu. "Aslında," dedi Harry Draco'nun boynuna ıslak öpücüklerini kondurmaya devam ederken. "Seni öperek kendimi affetirebilirim bence."
"Uh," diye bir ses çıkardı Draco. "Birileri beni iyi tanıyor anlaşılan." Kısa bir an duraksadı Draco ve Harry onun, birazdan söyleyecekleri için, sesini sinirli çıkarma çabasına girdiğini düşündü.
"Çek dudaklarını üzerimden, sana sinirli kalmam lazım."
Harry gülerek dudaklarını çekti Draco'nun boynundan. Ardından geriye doğru giderek aralarındaki teması kesti. Draco yatağına otururken yanına aldığı yeşil elmayı ona uzattı. "Potter anlaşması meyvesi." dedi gülerek. "Söz vermiştim." diyip göz kırptı masumca. Draco da gülerek karşılık verip elmayı aldı. Küçük bir ısırık alıp onun da ısırması için elmayı Harry'ye uzattı. "Değerini bil, elmamı kimseyle paylaşmam."
Harry gülerek Draco'nun yanına oturdu. Ardından Draco'nun elmayı tuttuğu elinin bileğini kavrayarak, Draco'nun ısırdığı yerin hemen yanını ısırarak küçük bir parça kopardı elmadan. Draco elmayı yerken Harry de onu izledi. Draco'yu karşısına koysalar oturup hiçbir şey yapmadan tüm gün onu izleyebilirdi.
"Affedildin." dedi Draco Harry'ye dönerek. "Tatlılığıma dayanamadığın için değil mi?"
"Hayır, elmayla beni kavuşturduğun için." dedi Draco gülerek.
Harry kafasını yana yatırıp gülüşünü izlerken, "Çok tatlısın, Malfoy." deyiverdi bir anda. "Bir Malfoy tatlı olmaz, Potter," sonra dudaklarını büzüp düşündü. "Çekici olur, etkileyici olur, yakışıklı olur ama tatlı olmaz." dedi Draco sırıtarak. Yine kısa bir an düşünüyormuş gibi gözlerini kısarak duraksadı. "Aslında," diye söze girdi, dilini dudaklarının çevresinde dolaştırırken. "Ultra çekiciğilim, muhteşem yakışıklılığım, hayran bırakan etkileyiciliğim ve, elbette, lanet olası vahşi cazime ek olarak, sevimli de olduğunu kabul etmeliyim."
Gözlerini, eski anılara dalmış gibi, karşılarındaki dolaba sabitlemişti ama Harry onun bilerek yaptığının farkındaydı. "Ah, ah, bir Malfoy kolay yetişmiyor tabii." dedi Draco içli içli.
Harry de gülerek, Draco'nun nereye baktığını anlamak için dolaba sabitlediği, gözlerini sarışın çocuğa çevirmesi ile dudağına temas eden sıcak dudaklarla öylece kalıverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers On My Skin | Drarry
Fanfiction[Tamamlandı] "Durduramıyorum bunu, başta küçük bir tohum olarak yerleşti yüreğime. Daha sonra büyüdü, büyüdükçe zorlaştı gizlemesi. Daha sonra bir sarmaşık gibi ele geçirdi tüm benliğimi ve ben bununla mücadele edemiyorum." Draco hala Harry'nin...